10 Soruda işyerinde koronavirüs önlemleri

Koronavirüse karşı hijyen önlemleri artarken, iş hayatı açısından yapılması gereken çok şey var. Karantina raporu, uzaktan çalışma, işyerini tatil, yurtdışı seyahat gibi birçok sorunun yanıtı bu yazıda…

Koronavirüs tüm dünyayı etkisi altına aldı. Türkiye’de ilk vakanın görülmesi sonrası bugüne kadar alınan tedbirlerin devamı niteliğinde önlemler gündeme geldi. İşverenler ve çalışanlar günün önemli bir bölümünü geçirdikleri işyerlerinde de bazı tedbirleri alarak koronavirüsün yayılmasını engelleyebilir. Bugünkü yazımda bu tedbirlerin neler olabileceğini, çalışanların koronavirüse karşı tedbir alırken hangi haklarının olduğu ve nelere dikkat etmeleri gerektiğini açıklamaya çalışacağım.

1 14 günlük karantina raporu nasıl alınır?

Türkiye’nin koronavirüse karşı aldığı tedbirler virüsün ülkemize sirayet etmesini geciktirdi. Ancak özellikle Avrupa’nın önlem almakta geç kalması nedeniyle Avrupa’ya seyahat etmek zorunda olan kişiler ilk risk grubunda. Yurtdışına çıkan kişilerin Türkiye’ye döndükten sonra 14 gün süreyle karantinada kalmaları çok kritik.

Bu nedenle bu durumdaki kişilerin eğer virüsü kapmışlarsa kendilerini izole ederek virüsün kuluçka süresince yayılmasını engellemeleri çok önemli. Ancak çalışma hayatında memur ve işçilerin işlerine devam etmeleri gerekiyor. İşçilerin arka arkaya iki işgünü veya bir ay içerisinde üç işgünü devamsızlık yapmaları halinde iş sözleşmeleri feshedilir. Bu nedenle yurtdışına çıktığı için 14 günlük izolasyon uygulayacak kişilerin SGK ile anlaşmalı bir hekime başvurarak istirahat raporu almaları gerekiyor.

Rapor alınması halinde iş sözleşmelerinin devamsızlık nedeniyle feshedilme riski de ortadan kalkar. Yurtdışına çıkma durumu anlatıldığında hekimler rapor vermeleri konusunda bilgilendirildiler. 10 günlük raporlar tek hekim imzasıyla verilebiliyor. 10 günlük sonunda kontrol istenip raporun süresi 14 güne uzatılabiliyor. Dolayısıyla çalışanların yurtdışına çıkış sonrası rapor alarak evde kendilerini izole etmeleri en doğru hareket olacaktır.

2 Raporlu çalışan SGK’dan rapor parası alır mı?

Çalışanların istirahat raporlu oldukları süre içerisinde SGK’dan rapor parası alma hakları var. Son bir yıl içerisinde en az 120 gün çalışması olan kişiler SGK’dan rapor parası alabilir. Dolayısıyla 14 günlük izolasyon sürecinde çalışanların ücret açısından büyük kayıpları olmayacaktır. Diğer yandan maktu ücretli çalışanlar için işverenler raporlu oldukları günlerde ücret kesintisi yapmadıkları için bu şekilde ücret alan çalışanlar ücretlerinden hiç kesinti yapılmadan bu süreyi geçirip, SGK’dan alınan rapor parasını işverenlerine verecekler. Günlük ücretli çalışıp ücretleri aylık olarak hesaplanıp ödenen kişiler ise raporlu oldukları 14 gün için 12 günlük brüt ücretleri tutarında rapor parasını SGK’dan alabilecekler. Bu durumda bir miktar kayıp yaşanması söz konusu olacaktır.

3  Rapor yerine uzaktan çalışma mümkün mü?

İşverenler çalışanlarını uzaktan çalışmaya sevk edebilir. Bu durumda çalışanlar için uzaktan çalışmanın prosedürlerinin belirlenmesi, iş akışlarının net bir şekilde açıklanması gerekecektir. Diğer yandan evden çalışacak kişilere ilişkin iş sağlığı ve güvenliği yönünden de tedbir alınması gerekiyor.

4 Evde çalışanlar iş kazası geçirmesi halinde ne yapılmalı?

Uzaktan çalışacak kişilerin evinde iş ile ilgili geçirecekleri kazalar da iş kazası olarak değerlendirileceği için işverenlerin bu konuda çalışanları bilgilendirmeleri çok önemli. Bu nedenle uzaktan çalışma yoluna gidecek işverenlerin bugünlerde iş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışanlarını bilgilendirmeleri ve bu bilgilendirmelere ilişkin olarak çalışanların onaylarını almaları gerekiyor.

5 İşveren işyerini toplu tatil edebilir mi, toplu tatilde çalışanlara ücret öder mi?

İşverenler geniş kapsamlı tedbir almak adına işyerini tatil edebilir. Ancak bu durumda işçilerine ücret ödemeyi sürdürmeleri gerekecektir. Bu nedenle işyerinin tatil edilmesi risk altında olmayan çalışanlar için gerekli değildir. Diğer yandan işverenler mart ayında değil ancak nisan ayından itibaren toplu yıllık izin kullanımını da gündemlerine alabilirler.

 

İş Kanunu’na göre işverenler nisan ayı başı ile ekim ayı sonu arasındaki dönemde işçilerinin tümünü veya bir bölümünü toplu olarak izne gönderebilirler. Dolayısıyla işveren nisan ayından itibaren çalışanların bir bölümüne yıllık ücretli izin kullandırarak kalabalık işyeri ortamını daha risksiz hale getirebilir.

6 İş sağlığı ve güvenliği açısından işyerinin hijyeni nasıl olmalı?

İşverenler iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri çerçevesinde işyerini hijyenik hale getirmekle yükümlü. Bu çerçevede özellikle böyle bir durumda işyerlerinin dezenfekte edilmesi, tuvalet ve lavaboların hijyenik hale getirilmesi işverenin sorumluluğu içerisindedir. Bu kapsamda işverenler iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ile birlikte çalışarak bu yönde tedbir almalı.

7 Çalışanlar, yurtdışı seyahat içeren görevi reddedebilir mi?

İşverenlerin kısa vadede alabilecekleri diğer tedbir ise yurtdışı seyahatleri zorunlu olmadıkça ertelemek olmalıdır. Çalışanlar özellikle virüsün yaygın olduğu İtalya, Çin, İran gibi ülkelere seyahat etmeyi reddedebilecekleri için bu yönde bir sorun yaşamamak adına işverenlerin de bu ülkelere yönelik seyahat planları ertelemeleri yerinde olacaktır.

Ayrıca çok kişi katılımlı toplantıların yerine online olarak toplantı süreçlerinin planlanması ve buna yönelik olarak altyapının kurulması da önemli bir tedbir olacaktır. Bu sayede hem işyerleri arasındaki trafik azaltılacak hem de çalışanlar arası temas kısıtlanacaktır. Bu süreçte virüsün yayılmasının engellenmesi ilk öncelik olduğu unutulmadan buna benzer tedbirlerin alınması yerine olacaktır. Ayrıca çalışanların koronavirüs bulaşma riski olan yerlere seyahat etmeyi reddetme hakkı bulunmaktadır. İşveren bu yerlere gitmediği için, işçinin görevini yerine getirmemesi gerekçesiyle iş sözleşmesini feshedemeyecek ya da disiplin yaptırımı uygulayamayacaktır. Uygulaması halinde haksız kabul edilecektir.

8 İşçi hastalığını bildirmek zorunda mı?

İşçinin koronavirüs taşıdığını öğrenmesi halinde, durumu gecikmeksizin işverene bildirme yükümlülüğü bulunuyor. Nasıl işçi diğer zarar doğurabilecek durumlarda işvereni bilgilendirme yükümlülüğü altındaysa, koronavirüs taşıdığını öğrendiği durumda da işvereni uyarma ve önlem alması için bilgilendirme yükümlülüğü altında.

Bununla birlikte işçilerin işyerinde çalışan diğer işçilerin hastalıklarını bildirme gibi bir yükümlülüğü bulunmuyor. Çünkü hasta olan bir kişinin koronavirüs taşıyıcısı olup olmadığının başka bir kişi tarafından doğrudan tespiti mümkün olmadığı gibi, bu durum kişilik haklarının ihlali olarak değerlendirilebilecektir. Dolayısıyla işçilere diğer işçilerin sağlık durumlarını bildirim yükümlülüğü getirilemez.

 

9 İşyeri hekimleri ne yapmalı?

İşyeri hekimleri için durum farklı. İşyeri hekimleri riskli gördükleri işçilerin durumlarını işverene bildirme yükümlülüğü altında. İşyeri hekimlerinin temel yükümlülüğü iş sağlığı ve güvenliği açısından risk oluşturabilecek durumları işverene veya yetkili işveren vekillerine bildirmektir.

Bir kişinin koronavirüs taşıyıcısı olma şüphesi de iş sağlığı ve güvenliği riski olarak değerlendirilebilecektir. Hatta hayati tehlike oluşturabilen bir iş sağlığı ve güvenliği riski olarak faaliyetin kısmen ya da tamamen durdurulmasını gerektirebilir. İşveren böyle bir şüphe halinde işçinin veya işçilerin işyerine gelmesini engelleyebilir. İşi tamamen veya kısmen durdurabilir. Fakat bu durumda ücret ödeme borcu ortadan kalkmayacaktır. İşveren işçiye ücretini ödemeye devam etmekle yükümlüdür.

 

10 İşverenin, koronavirüs taşıyıcısı olma ihtimali olan işçiyi işyerine almama hakkı var mı?

İşçinin sağlık raporunun olmadığı ve fakat koronavirüs taşıyıcısı olma ihtimali bulunduğu durumlarda, işverenin işçiyi işyerine almama hakkı bulunmaktadır. Ayrıca bu durum İş Kanunu anlamında zorunlu neden olarak değerlendirilebilecek ve işçiye telafi çalışması yaptırılabilecektir. Koronavirüsün işçilerin çoğuna yayıldığı şüphesi halinde de telafi çalışması gündeme gelebilecektir. İşveren zorunlu nedenin yani koronavirüs riskinin ortadan kalkmasıyla birlikte iki ay içerisinde işçilere günde üç saatten fazla olmamak şartıyla telafi çalışması yaptırabilecektir. Fazla çalışma ücreti ödemek zorunda kalmayacaktır. Tekrar belirtmekte fayda var, telafi çalışması ancak işçinin sağlık raporu olmaması halinde mümkündür. İşçinin sağlık raporu bulunması halinde çalışılmayan dönem telafi çalışmasına konu olamayacaktır.

Kaynak: Cem Kılıç / Milliyet