KORONAVİRÜSE KARŞI ORTAK MÜCADELE

TÜMTİS Başkanı Öztürk, “Koronavirüs tehdidi karşısında işçilerin yaşam hakkı için başta Türk-İş, DİSK, KESK, Hak-İş olmak üzere konfederasyonlar ortak bir mücadele örgütlemeli” diyor.

KORONAVİRÜS nedeniyle taşıma sektöründe çalışan işçiler de tedirgin. Her gün çok sayıda insanla temas etmek zorunda kalan kargo ve nakliye işçileri, gerekli önlemlerin alınmasını istiyor. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) Genel Başkanı Kenan Öztürk ile taşıma sektöründeki işçilerin durumunu, işyerlerinde alman ve alınmayan önlemleri ve sendikaların bu süreçteki sorumluluğunu konuştuk.

GÜNDE 12 SAAT ÇALIŞTIRILIYORLAR

■ Koronavirüs salgını kargo/ taşımacılık işçilerini de tehdit ediyor. İşçiler kendilerini nasıl koruyor?

İşyerlerinde hangi önlemler alınmış/alınmamış durumda?

Taşıma sektöründe çalışan işçiler virüs salgını nedeniyle büyük risk altında. Paket aldığı yerden teslim ettiği yere kadar risklerle karşı karşıya bulunuyorlar. Örgütlü olduğumuz (UPS Kargo-DHL Lojistik ve Express, Araş Kargo, nakliyat ambarları, araç muayene istasyonları başta olmak üzere) işyerlerinde, gereken tedbirlerin alınması için işverenlerle görüşmelerimiz devam ediyor. Maske-eldiven-dezenfektan malzemelerinin işyerlerine dağıtılması sağlandı, bu konudaki eksiklerin tamamlanması için girişimlerimiz sürüyor. Yine kronik rahatsızlığı bulunanların (KOAH gibi) ücretli izinli sayılması sağlandı.

■ Sendikasız işyerlerinde durumun daha kötü olduğu yönünde haberler geliyor. Sizin gözlemlerimiz neler?

 Sendikasız işyerlerinde çalışan işçiler bize ulaşıyor, ne yazık ki buralarda önlem alınmadığı gibi bunu dile getirenler işten çıkarılmakla tehdit ediliyor. Bu işçilerin iş güvenliği sağlanmadığı gibi çalışma saatleri de belli değil. Hiçbir mesai ödenmeden günde 12 saat çalıştırılıyorlar. Buna itiraz edene kapı gösteriliyor.

ÖRGÜTSÜZ YERLERDE İŞTEN ATMALAR BAŞLADI

■ Ülkenin dört bir yanından işten çıkarma, ücretsiz izne gönderme, zorla yıllık izin kullandırma gibi hak gaspı haberleri geliyor. Sizin sektörde durum nedir?

Sektörün genelinde, özellikle de örgütsüz işyerlerinde işçi çıkarıldığına dair bilgiler almaktayız. Sendikamızın örgütlü olduğu bazı işyerlerinde de işverenlerin bu yönlü girişimleri oldu; ancak bunun önünde durduk ve şu an sendikalı işyerlerinde işten çıkarılma söz konusu değil. Öte yandan, sendikamızın örgütlü olduğu kargo şirketi ile çalışan bir firmanın faaliyetini dünya çapında durdurması nedeniyle bu işyerindeki işçiler ücretli yıllık izin kullanıyor.

DAHA CİDDİ ÖNLEMLER VE DENETİM ŞART

■ Hem işçi sağlığı ve iş güvenliği hem de işçilerin özlük hakları bakımından acilen yapılması gerekenler, alınması gereken önlemler neler?

İşçi sağlığı ve iş güvenliği bakımından, bu kadar hızla yayılan bir virüse karşın işyerlerinde alman önlemler ne yazık ki yetersiz. Birçok sektörde hemen virüsün faturası işçilere kesilmeye başlandı. Ücretsiz izin, işten çıkarma gibi uygulamalar hızla yaygınlaşıyor. Öncelikle bu dönemde işçi çıkartılması yasaklanmalı. İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği ilgili daha ciddi önlemler alınmalı. Bütün işyerlerinde tedbirlerin alınıp alınmadığı derhal kontrol edilmeli. TTB-sendikalar-Çalışma Bakanlığı tarafından oluşturulacak kurullarla denetimler yapılmalı. İşten çıkarılmalar ve ücretsiz izinler yerine, kısa çalışma ödeneği ve ücretli izin uygulaması yaygınlaştırılmalı. İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı, işten çıkarılan işçiler için 3 yılda 6oo gün çalışma zorunluluğu kaldırılmalı, bu işçilerin işsizlik sigortasından koşulsuz yararlanmaları sağlanmalı. Koronavirüs karşısında en kırılgan grubu oluşturan emekliler için de tedbirler artırılmalı. Asgari ücretten daha düşük maaş alan emeklilere mutlaka nakdi yardım yapılmalı. Aynı şekilde asgari ücretle çalışanlara da destek verilmeli.

KONFEDERASYONLAR BİRLİKTE HAREKET ETMELİ

■ Siz bu önlemlerin alınması için nasıl bir mücadele hattı izliyorsunuz? Türk-İş ve diğer konfederasyonlar ne yapmalı bu süreçte?

 

Biliyoruz ki böylesi ortamlarda en çok emekçiler ve yoksullar korunmaya muhtaç durumdadır. Mevcut koşullardan üyemiz işçilerin olumsuz etkilenmelerinin önüne geçmek, haklarının korunması ve çalışma koşullarındaki gerekli sağlıklı ortamın sağlanabilmesi için sendika olarak elimizden gelen çabayı göstermekteyiz. Bu talepleri savunmak aynı zamanda emekçilerin yaşam hakkını savunmak anlamına gelir. Dolayısıyla başta Türk-İş, DİSK, KESK, Hak-İş olmak üzere konfederasyonların bu ortak taleplerin yerine getirilmesi için ortak bir mücadele örgütlemesi gerektiğini düşünüyorum. Türk-İş’e bağlı sendikalar bu konuyla ilgili çeşitli açıklama yaptılar. Konfederasyonumuz Türk-İş’in de bu talepleri kapsayan ve karşılayan bir tutum alması elbette ki yerinde olacaktır.

 

Kaynak: Sevgim Denizaltı/Birgün