KOMPLO BOŞA ÇIKARIDI, ANKARA ŞUBE YÖNETİCİLERİMİZ SERBEST BIRAKILDI!
Örgütlenme çalışmamızdan rahatsız olan işverenlerin komplosu boşa çıkarıldı ve 200 günden bu yana devam eden hukuksuzluk sona erdi. Arkadaşlarımız serbest bırakıldı.
Sendikamıza karşı bu komplonun boşa çıkarılmasında bize destek olan tüm kardeş sendikalara, uluslararası dayanışmada bulunan herkese ve basın kuruluşlarına teşekkür ediyorum.
Başkanlar kurulu kararı alarak sendikamız ile dayanışmasını kamuoyuna ilan eden konfederasyonumuz; TÜRK-İŞ’e, duruşmaya katılarak güç veren Genel Sekreter Mustafa Türker’e, eski genel başkan Salih Kılıç ve CHP İstanbul milletvekili Bayram Meral’e teşekkür ediyorum.
Arkadaşlarımızın duruşmasına katılarak somut destek sunan ve toplantımızı onurlandıran Mac Urata’ya (ITF Uluslararası Taşımacılık İşçileri Fedarasyonu Kara Taşımacılığı Bölümü Sekreteri), Barbara Ruthmann’a (ITF Almanya Temsilcisi ve Ver.di Genel Merkez Temsilcisi), Sabine Leiding’e (ATTAC Anti-Globalleşme Hareketi Almanya Sözcüsü), Wilhelm Frohn’a (Almanya Emek Dayanışma Derneği Genel Başkanı), Orhan Akman’a (Ver.di Bayern Eyaleti Temsilcisi), İbrahim Sakınmaz’a (FNV Hollanda Sendikalar Federasyonu Oss Temsilcisi) çok teşekkür ediyorum.
Duruşmaya katılarak destek veren Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın’a, Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin’e, Deri iş Genel Başkanı Musa Servi’ye, Kristal İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş’a, TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi’ye, Tezkoop İş Genel Başkanı Gürsel Doğru’ya, Haber İş Genel Başkan Yardımcısı Yahya Memiş’e, Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç Öztürk’e, BTS Genel Başkanı Yunus Akın’a, İşçi ve memur sendikalarından çok sayıda şube başkan ve yöneticisi ile demokratik kitle örgütü, siyasi parti temsilcilerine, Yazar Fikret Başkaya’ya, ve ortak açıklama yaparak dayanışmada bulunan Basın-İş, Deri-İş, Haber-İş, Hava-İş, Petrol-İş, Tek Gıda-İş, Türkiye Maden-İş, Teksif, Tezkoop-iş, Türkiye Denizciler Sendikası, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Basisen, Liman-iş, Harb-İş, Yol-İş ve Limter-İş sendikalarımıza teşekkür ediyorum.
Yine bu komploya karşı düzenlenen kampanyaya Türkiye’nin her tarafından imzaları ile destek veren işçi ve memur sendikaları ile meslek odaları ve kitle örgütlerinden binlerce işçi, işyeri temsilcisi ve sendika yöneticisine teşekkür ediyorum.
Arkadaşlarımız, 200 gün önce 12 Eylül’ü hatırlatan bir uygulama ile gece yarısı, evleri basılarak gözaltına alınmış ve daha sonra da tutuklanmışlardı. Yönetim kurulu üyelerinin tamamı tutuklanarak sendikal çalışma bitirilmek istenmişti.
Bu tutuklanmalardan medet uman, sendikal örgütlülüğümüzü dağıtabileceğini sanan sınıf düşmanlarının hevesi kursaklarında kaldı. Köle koşullarında işçi çalıştırmayı arzu edenler bir kez daha yanıldılar. Başta Ankara şubemizin üyeleri olmak üzere bütün bölgelerden üye ve yöneticilerimiz, bu operasyona karşı güçlerini birleştirerek örgütlülüğümüzün kolay kolay dağıtılamayacağını gösterdiler.
Bu operasyonun bir amacı da; sendikamızı tehlikeli ve lekeli göstermek, yöneticilerimizi çete örgütü yöneticisi gibi lanse ederek sendikal kamuoyundan dışlamak ve yalnızlaştırmaktı. Ama bir kez daha yanıldılar. Çünkü Uluslararası işçi hareketinin mücadeleci kesimleri ve başta konfederasyonumuza bağlı sendikalar olmak üzere ülkemizdeki emek ve demokrasi güçleri sendikamızı yakından tanıyordu. Türk-iş genel kurulunda sendikamızın desteklenmesi için imza kampanyası düzenleme kararı alındı. Türkiye’den binlerce işçi, işyeri temsilcisi ve sendika yöneticisi imzaları ile sendikamıza destek verdi. Avrupa’da düzenlenen imza kampanyasına binlerce sendikacı, işyeri temsilcisi, parlamenter, aydın destek verdi. Başbakanlık başta olmak üzere İçişleri, Adalet ve Çalışma Bakanlıklarına on bine yakın protesto mesajı gönderildi.
Ülke içinde ve ülke dışında yürütülen kampanyalar, TÜMTİS’in işçi hareketinin dışına atılamayacağının, yalnızlaştırılamayacağının da kanıtı oldu.
Mücadeleci bir sendika olarak işverenlerin ve onların politik aygıtının böylesi bir saldırısını da beklemiyor değildik. İşçi sınıfının örgütlerinin bizim karşılaştığımız bu saldırı ile karşı karşıya kalabileceğini biliyorduk. Bundan sonra da böylesi saldırılar her zaman olacaktır. Önemli olan bu saldırılar karşısında yılmadan, sınıfın birliğini ve bütünlüğünü koruyarak, dayanışma ile yoluna devam etmektir. Bu saldırıdan Türkiye işçi hareketi ve sendikalar ders çıkarmalıdır. Çünkü örgütlenme mücadelesine girecek her sendikayı benzer tehlikeler beklemektedir. Ya örgütleneceğiz, sermayenin azgınca sömürü ve saldırılarına karşı çıkacağız ya da örgütlenmeyeceğiz, boyun eğeceğiz ve tarih karşısında işçi sınıfına karşı sorumluluklarını yerine getirememiş olmanın sorumluluğunu taşıyacağız.
Yaşadığımız bu saldırı bir kez daha göstermiştir ki; gerek ülke içinde gerek uluslararası düzeyde dayanışmada bulunmadan saldırıları boşa çıkarmak , püskürtmek pek olanaklı değildir. Bundan sonra yaşanacak benzer saldırılarda, biz üzerimize düşeni fazlasıyla yapacağız. Bizimle benzer saldırılara maruz kalan Haber İş Sendikası’nın ceza alan ve mahkemesi devam eden yöneticileri ile SES Genel Merkez yöneticisi Meryem Özsöğüt ve İran Şoförler Sendikası genel başkanı ile 2 yöneticisinin serbest bırakılması için dayanışmada bulunacağız. Herkesi de bu dayanışmaya katkıda bulunmaya çağırıyoruz.
Kenan Öztürk
Genel Başkan