Almanya Gıda İşçileri Sendikası (NGG) Dordmund şubesi Türkiye’de 1 Mayıs’ın tatil olması için kampanya başlattı. Sendikadan yapılan açıklamada, “Bir dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın ‘resmi tatil’ ilan edilip gösteri ve yürüyüş hakkına riayet edilmesini demokratikleşmenin köşe taşı olarak görmekteyiz. Çünkü bölünmez bütünlüğü içersinde Demokrasi ve hukuk devleti anlayışı ulusal bir mesele değildir. Dolayısıyla Türkiyedeki 1 Mayıs ve Gösteri yasakları, Avrupa Sendikal hareketinin de meselesidir” denildi.
“Sendikal örgütlenme ve faaliyet hakkı, Toplantı ve yürüyüş özgürlüğü en temel demokratik haktır. Ve en başta işçi ve sendikal hareket açısından geçerlidir” denilen açıklamada Türkiye`de ki G&D/E-KART, LSG-SKY-CHEFS, UNILEVER, LUFTHANSA, KÜHNE-NA-GEL, PRAKTIKER, METRO, ve MIP/AKAN-SEL işletmelerindeki işçi mücadelelerine de destek verildi.
(Bu uluslararası Dayanışmayı Mansour Osanloo’ya Atfediyoruz)
1 Mayıs, Türkiyede`de
“DÜNYA EMEK GÜNÜ”olarak tanınmalıdır!
„Sınırsız gösteri ve yürüyüş hakkı“ istiyoruz!
1 Mayıs tüm Dünyada resmi tatil. Ve ‘EMEK GÜNÜ’ olarak kutlanıyor. Türkiye ise 1924 ve 1981”de getirilen yasaklar nedeniyle Tramva yaşamaya devam etmektedir. 1 Mayıs 2008’de Sendika Binaları ve işçi topluluklarına Biber Gazı ve gaz Bombalarıyla saldırıldı. İstanbul Valisi M. Güler’in ‘Orantılı Şiddet’i bütün dünyada naklen yayınlanan işçi ve sendika düşmanı bir vahşete dönüştü. Yüzlerce işçi yaralandı, yüzlercesi de tutuklandı. (1 Mayıs 2008’ı http://www.ngg-dortmund.de/bildergalerie/?g2_itemId=20 dan izleyebilirsiniz)
Temel Demokratik hak ve Özgürlüklerin başında ‘Gösteri ve yürüyüş Hakkı’ gelmektedir. Toplusöşleşme ve Örgütlenme hak-kının güvencesi gelmektedir. Türkiyede ise, görevi bu hakların kullanılmasını güvence altına almak olarak tarif edilen devlet ku-rumları hak ihlallerinin esas kaynağı durumundadır. Sendikal gösteri ve işçi eylemleri sendrom havasında terörize edilmek üzere hedefe konuluyor. Ankara hükümeti, Dünya Emek Günü’nün yasallaştirmak yerine 1 Mayıs’ları ve her işçi eylemini Polis şiddeti ve Terör atmosferine alıyor. Sokağa çıkan İnsanlara öldüresiye saldırılıyor! Joplanıyor ve tutuklanıyorlar! Mitinglere çağrı yapan Sendika başkanlarına davalar açılıyor. Yasaklar ve şiddet emekçilerin büyük gününü gölgelemekle kalmıyor. İşçi ve Sendikal hareketin toplumsal itibarını zayıflatmanın ve sokak hareketini yasaklamanın aracı haline getiriliyor.
Sendika Bayrağını’zı
alıp, İstanbul’a Gelin
Uluslararası Sendkal Örgütlenmeler, DGB Sendikaları ve AP Parlamento Grupları gözlemci olarak gitme ha-zırlığında. Biz ise daha geniş bir katı-lım sağlamak istiyoruz. Dayanışma çok sayıda işçi, temsilci ve sendika-cının katılımıyla anlam bulacak.
Haziran ayında Avrupa seçimleri var
Biz, anti-rassist, Sosyal, barışçı, De-mokratik ve anti-militarist bir avrupa isteyenleri, yani emeğin güçlerini İs-tanbula çağırıyoruz!
Türkiye halkı, işçi ve sendikal hare-keti ve Demokrasi güçleriyle bütün-leşmek için! Ve her dil, ulus ve ren-kten emekçiler olarak Şikago türkü-lerini beraber söylemek için!!30 Nisan-3 Mayıs (Bilet ca. 250 €)
Demokrasinin bölünmez bütünlüğü için;
Ülkelerin demokratikleşme göstergelerinden biriside, çalışma yaşamının nasıl düzen-lendiği ve sendikaların talepleri karşısında devlet ve hükümetin almakta olduğu tutumdur. Altına imza attığı ILO sözleşmesi ve Sozialcharta’yı ihlal eden Ankara ve İstanbuldaki sorumlular bunun karşılığının Dünya Emek örgütlerinin gündeminde kalmaları olacağını bilmelidir. Temel hak ve özgürlükleri hiçe sayan, İşçi ve Sendika düşmanlığı yapan ve terör sendromunu terketmeyenlere cevabımız ‘Dayanışma’ olacaktır.
Bir dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın‘resmi tatil’ ilan edilip gösteri ve yürüyüş hakkına riayet edilmesini demokratikleşmenin köşetaşı olarak görmekteyiz. Çünki bölünmez bütünlüğü içerisinde Demokrasi ve hukuk devleti anlayışı ulusal bir mesele değildir. Coğrafyalara da sığmaz. Bunun tüm dünyada gerçekleşmesini sağlamak sendikal ha-reketin temel görevleri arasındadır Dolayısi ile Türkiyedeki 1 Mayıs ve Gösteri yasakları, Avrupa Sendikal hareketinin de meselesidir. Bu nedenle kampanya meşru, talebimiz demokratiktir. 1 Mayısın yasaklardan arınması sendikal hareketi güçlendirmekle kalmıyacak, demokratik kazanımları ilerletecek ve Türkiye`ye çok şey kazandıracaktır.
Zonguldak Ocaklarından VW’nin Robot Caddelerine ve Bursa Ambarlarından Thyssen yüksek fırınlarına İşçi Dayanışması için;
Sermayenin krizine karşı birleşmek, dayanışma sağlamak ve tekellerin uluslararası saldırılarına karşı ortak mücadele yolunu açmaya çalışmak en fazla bugün ihtiyaçtır. Türkiye sendikaları krize karşı ‘Uluslararası 1 saatlik eylem’ önerisi yapıyorlar. Bu önerinin yaygınlaşıp gerçekleşmesi önemlidir. İşçi kıyımı, hak ihlalleri ve saldırılar bütün Avrupayı da içine alarak genişliyor. Türkiye`de ki G&D/E-KART, LSG-SKY-CHEFS, UNILEVER, LUFTHANSA, KÜHNE-NA-GEL, PRAKTIKER, METRO, ve MIP/AKAN-SEL işletmelerindeki mücadeleler biliniyor.
Ve Oralardaki işçi arkadaşlar tanıktırki; Sınıfın ve emekçilerin Ahde-Vefa’sı Dayanışmadır! Aydınlık yarınlar isteyen herkes için dayanışma, yeniden ve yeniden keşfedillmeye değer tarihsel bir mirastır. Çünki O, işçi hareketinin yüzlerce yıllık tarihiyle ortaya çıkan bir kazanımı olarak, sadece farklı olana empati, paylaşma ve yardım değil, aynı zamanda barış, sosyal-adalet, eşitlik ve özgürlük kavramları ile insanlığın temel erdemlerinin de bileşenidir.
Kampanyayi bu duygularla ve Türkiye ve Avrupada pekçok sendika (ETUC, ITF, IUF, ICEM DGB, KESK,Türk-iş, DiSK Genel merkezleri ve çok sayıda üye sendika ve Parlamento grupları) ile koordinasyon içinde çalışmayı hedefleyerek başlatıyoruz. Biliyoruz ki yasaklar, Zonguldak Ocaklarında, Bursa Metalurji Fabrikaları ve Lojistik Ambarlarinda, Thyssenn yüksek fırınlarında, FUCHS, JECO, ve VW’nin akar bandlarında işçilerin beraber omuzlayacakları ortak mücadele ve paylaşma ile aşılabilir.
77’nin mirası, Kemal Türkler ve M. Akif Dalcı’nın hatırası için;
77 1 Mayısının yarım kalan coşku ve mirası için, Taksim Konuşmacısı Kemal Türkler’in işçi hareketine adanmış yaşamı ve 89 ’da kurşunlanan M.Akif Dalcı’nın hatırası için bu kampanyaya katılın. 500.000 emekçinin Taksimde kalan Ah’ı için desdek olun! Türkiyenin Demokrasiye ihtiyacı var. Ve Demokrasinin kapısını ancak emekçilerin kardeşlik ve birlik içerisinde geliştirecekleri demokrasi mücadelesi açabilir! İşçi sınıfı açabilir! Polis günü, Futbol ve Konser ve Eğlencelere açılan TAKSİM’in ülkenin çalışanlarına, emek harcayıp alın teri döken işçilerine ve Sendikalara yasaklanması kabul edilemez.
Bu yasak 2009’da kalkmalı, Dünya Emek günü Türkiyede’de artık tanınmalıdır. Zira Emek kutsal’dır. Emeğin örgütleri ise kadim!
Protesto edip, İmza verin! Delegasyona Katılın!
Amacımız Başbakanlık ve İstanbul Valiliğine 10.000 Protesto mektubu göndermeyi sağlamaktır. Bu protesto mektuplarını ve İmza listelerini Şubemizin sitesinden alabilirsiniz. (www.ngg-dortmund.de). Ayrıca yıllardır birlikte çalıştığınız ve mücadele etti-ğiniz sendikacı, temsilci ve dostlarınıza sorun. Onları, Turist olarak zaten tanıdıkları Türkiyeye, ama bu kez Emekçi sofrasına, işçi eylemine davet edin. Severek ve isteyerek Delegasyona katılıp İstanbula geleceklerini göreceksiniz..
Protesto ve Talep bildirimleri için Fax Numaralari; Başbakanlik: 0090 312 417 04 76, www.basbakanlik.gov.tr, Istanbul Valiliği: +90 212 512 20 86, [email protected]
GIDA İŞÇİLERİ SENDİKASI-NGG-DORTMUND
ViSdP; Manfred Sträter, Ostwall 17-21, D- 44145 Dortmund, Türkçe danışma ve İlişki: 0231-55 79 79 17