TÜRK-İŞ: “İŞSİZLİK FELAKETE DÖNÜŞÜYOR”

TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan hane halkı iş gücü araştırmasının 2008 Aralık dönemi sonuçlarını değerlendirdi.

TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, şöyle denildi:
“Resmi rakamlara göre bir önceki yılda 10.6 olan işsizlik oranı Aralık 2008 sonu itibariyla 13.6’ya yükselmiş, işsizlik, 3 milyon 274 bin kişi ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaşmıştır. Veriler içinde en dikkat çekici olan tarım dışı işsizlik oranının yüzde 17’yi aşmış olmasıdır. Bu, Türkiye’nin ekonomik bakımdan endüstri ve hizmetler sektöründe hızla küçülmeye başladığının yeni bir ifadesidir. Görülmektedir ki, IMF programı çerçevesinde uygulanan sosyal ve ekonomik politikalar açık bir şekilde Türkiye’ye zarar vermektedir.


İşsizlik temel sorun olma niteliğini korumaktadır. İşsiz sayısı arttıkça bu sorun büyümekte; gelir dağılımı sorunu derinleşmekte; yoksulluk artmakta; genç işsizlik oranı yükselmekte; iş aramaktan vaz geçip işsizliği bir statü olarak kabul eden bir kesim oluşmakta; bütün bunlar Türk ekonomisi ve sosyal hayatı için büyük tehlike oluşturmakta; geleceğe olan ümitleri kırmakta, toplum sağlığını bozmaktadır.
Türkiye ekonomisinin yaşadığı bu işsizlik sorununun önümüzdeki aylarda daha da derinleşeceği her gün kapanan fabrikalardan, indirilen kepenklerden anlaşılmaktadır. Bir yıllık toplam işsizlik oranının iş arama ümidini kaybedenlerle birlikte yüzde 20 sınırının üzerine çıkma eğilimi, Türkiye’nin nasıl bir felakete sürüklendiğinin göstergesidir. Bugün yaşadığımız ekonomik kriz ortamı içinde her dört gençten birisi işsizdir ve bu oran artmaktadır. Türkiye geleceğini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Türkiye’yi yönetenlerin ekonomik kriz karşısında hala IMF ile yürüttükleri görüşmelere ümit bağlaması, kararsızlık içerisinde bulunması, önlem diye bir takım yetersiz tedbirlerle meseleyi geçiştireceğini sanması büyük bir talihsizliktir.
Ekonomik krizin işsizliği artırmasına izin verilmemelidir. Sadece sermaye kesiminden gelen şikayetlere çözüm arayarak; lüks konut satışlarını vergi dışı bırakarak; otomobil satışları üzerinden alınan vergileri düşürerek istenilen ölçüde istihdamı korumak mümkün olamayacaktır.
Türkiye bir an önce ulusal istihdam stratejisi uygulamasına geçmelidir. İstihdamı artırmak için doğrudan ve dolaylı tüm tedbirler hayata geçirilmelidir. Türkiye’yi yönetenlerin sosyal ve ekonomik meseleyi birlikte değerlendirecek bir vizyona sahip olamamaları sadece toplumsal sorunları derinleştirmekte, işsizliği ve yoksulluğu artırmakla kalmayıp giderek ekonomiyi de içinden çıkılmaz problemlerle karşı karşıya bırakmaktadır.
TÜRK-İŞ olarak açıkça ifade ediyoruz ki sosyal ve ekonomik politikalar birbirinden bağımsız düşünüldükçe sorunun altından kalkılması mümkün değildir. Ekonomiyi canlandıracak, disipline edecek ve sürdürülebilir bir büyümeyi taşıyacak unsurlar toplumsal aktörlerdir. Yani çalışanlar, üretenler bu ülkenin katma değer yaratan insanlarıdır. O halde yapılması gereken üretimi bu toplumsal aktörlerin konumlarını dikkate alarak yeniden organize etmektir.
TÜRK-İŞ, işsizlik ve ekonomik krize ilişkin önerilerini, defaatle kamuoyu ile paylaşmış, başta hükümet olmak üzere yetkili tüm kurumlara görüşlerini iletmiştir. Gelinen nokta artık gerçek çözümlerin üretilmesini gerekli kılmakta, bu konuda da en büyük görev Hükümete düşmektedir.”

TÜRK-İŞ Basın Bürosu