TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu, Türkiye’de işsizliğin ulaştığı boyutun ekonomik ve sosyal açıdan “vahim” bir noktaya geldiğini belirtti. Yönetim Kurulu TÜİK hane halkı işgücü sonuçlarını değerlendirdiği açıklamasında şöyle dedi:
“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hane halkı işgücü araştırmasının 2009 Ocak dönemi sonuçları, Türkiye’de işsizliğin ulaştığı boyutun ekonomik ve sosyal açıdan “vahim” olduğunu ortaya koymuştur.
Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 59 bin kişi artarak 3 milyon 650 bin kişiye yükselmiştir. Geçen yıl yüzde 11,6 olarak hesaplanan işsizlik oranı bu yıl yüzde 15,5 oranına yükselmiş, tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 19,0 olarak hesaplanmıştır.
Ancak TÜİK işsiz sayısını hesaplarken 27 milyon 799 bin kişiyi işgücüne dahil etmemektedir. Öğrenci, ev hanımı, emekli durumunda olanların tümü hesaplama yapılırken dışarıda tutulmaktadır. Ayrıca, iş bulma ümidi kalmayan, bu nedenle iş aramayan, ancak iş bulursa çalışmaya hazır olan 2 milyon 394 bin kişi, mevsimlik çalışan 290 bin kişi hesaplama yapılırken dikkate alınmamaktadır.
TÜİK’in resmi hesaplama yöntemi böyle olunca Türkiye genelinde işsiz sayısı yüzde 15,5 olarak açıklanmıştır. Oysa sadece iş bulma ümidi kalmayanlar ile mevsimlik çalışanlar işsiz sayısına katılsa, Türkiye’de işsiz sayısı 6 milyon 334 bin kişiye, işsizlik oranı ise resmi açıklamaların neredeyse iki katına çıkmakta, yüzde 26,9’a yükselmektedir.
İşsizlik ve istihdam göstergeleri ülkede uygulanan ekonomik ve sosyal politikaların bir sonucudur. Çoğu ülkede yüksek işsizlik oranları en ciddi sorun olarak kabul edilmekte, çözümü doğrultusunda özel çaba gösterilmektedir. AKP Hükümeti’nin öncelikli hedefi istihdamı artırıcı ve işsizliği önleyici politikalara ağırlık vermek olmalıdır.
Türkiye’nin temel sorunu yeterince istihdam olanakları yaratamamasıdır. Ülke nüfusu her yıl artmakta, yüz binlerce genç işgücüne dahil olmakta ve fakat bunlara yeni iş imkanları sağlamak mümkün olmamaktadır. Genç nüfusta yüzde 27,9 olarak hesaplanan işsizlik oranı ciddiye alınması gereken önemli bir veridir. Türkiye geleceğini kaybetmektedir.
Ekonomik kriz ülkemizi yüreğinden vurmuştur. Bugün gelinen noktada işsizlik ekonomik ve sosyal krizin en önemli göstergesidir. Türkiye’nin yapısal sorunu olan nüfus artış hızının gerisinde kalan yeni yatırım ve iş olanakları, krizin etkisiyle daha da olumsuz duruma gelmiştir. Özellikle yaşanan kriz döneminde, var olan istihdamı artırmak bir yana çoğu çalışan işini kaybetmektedir.
Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası destekli ekonomik programların ülkeyi getirdiği çıkmaz ortadadır. İşsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri almak, devletin vazgeçilmez ve devredilemez görevidir. Hükümet, “insan onuruna yaraşır iş” olanaklarının yaratılması için çaba göstermek görev ve sorumluluğundadır. Öncelik “ekonomik büyümeyi daha çok istihdam odaklı hale getirmek” olmalıdır. Gelinen nokta artık gerçek çözümlerin üretilmesini gerekli kılmakta, bu konuda da en büyük görev Hükümete düşmektedir.”
TÜRK-İŞ BASIN BÜROSU