Türk-İş 21. Olağan Genel Kurul’u Yapıldı

Ankara Büyük Anadolu Otel’de 8 Aralık’ta başlayan  Türk-İş 21. Genel Kurul’u dün yapılan seçimle sona erdi. Seçimde 362 delegenin tamamı oy kullandı. 350 oyun geçerli sayıldığı seçimde oyların 223’ünü Mustafa KUMLU, 127’sini ise Sendikal Güçbirliği Platformu adayı Mustafa ÖZTAŞKIN aldı.  Bu sonuçla Tes-İş başkanı  Mustafa KUMLU yeniden Türk-İş başkanı oldu.  ÖZTAŞKIN’ın SGBP dışındaki sendikalardan da oy aldığı dikkat çekti.  SGBP’nin toplamda 90 civarında delegesi bulunuyor.

Genel kurulda en dikkat çekici karar kıdem tazminatını hakkının savunulmasına ilişkin karar oldu. AKP hükümetleri döneminde emekçilerin pek çok hakkının gasp edildiğine dikkat çekilen karar önergesinde, sıranın kıdem tazminatına geldiğinin gerek 61. hükümet programı, gerekse Ulusal İstihdam Strateji Belgesinden anlaşıldığı ifade edildi. Kıdem tazminatı işçi sınıfının 75 yıl önce elde ettiği ve kullandığı bir hak olduğu belirtilen önergede, “Kıdem tazminatı iş güvencesine olumlu etki yapan bir düzenlemedir. Milyonlarca çalışanı ilgilendiren kıdem tazminatı hakkından hiçbir şekilde vazgeçilemez” denildi. Sendikal Güç Birliği Platformunun sunduğu önergenin karar bölümünde, “Kıdem tazminatı Türkiye işçi sınıfının ve Türk-İş’in kırmızı çizgisidir. Türk-İş Genel Kurulu bugün çalışanlar ve gelecekte çalışanlar için Kıdem Tazminatı hakkının mevcut haliyle korunmasından yanadır. Türk-İş Genel Kurulu kıdem tazminatının fona devredilmesi, süresinin azaltılması gibi bu hakkın tasfiyesine ya da zayıflatılmasına yönelik her türlü girişimi karşısında cevabı genel grev olacaktır”  denildi. Oylamaya sunulan önerge delegelerin oy birliğiyle kabul edildi. Kararın kabulü delegeler tarafından ayakta alkışlandı.Genel kurulda cezaevlerindeki fikir suçlularının, gazeteci, yazar ve bilim insanlarının serbest bırakılmasını talep eden karar önergesi de kabul edildi. Türkiye Gazeteciler Sendikasının önerisiyle kabul edilen karara göre, Gazetecilere Özgürlük Platformunun “Basın Özgürlüğü” kampanyası da Türk-İş tarafından desteklenecek. Oy birliğiyle geçen kararda, “Türk-İş 21. Genel Kurulu, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddeler içeren başta Terörle Mücadele Kanunu (TMK) olmak üzere, Türk Ceza Kanunu (TCK) ve diğer ilgili mevzuattaki tüm hükümlerin acil olarak değiştirilmesi amacıyla gerekli girişimlerin başlatılması için parlamentoya ve hükümete çağrıda bulunur” ifadesi yer aldı.

Sendikal Güçbirliği ise Türk-İş’in yönetim anlayışını değiştirmek ve mücadeleci sendikacılık anlayışını  yaymak için yollarına kaldıkları yerden devam edeceklerini duyurdu.  Dönem sözcüsü Atilay AYÇİN tarafından aşağıdaki açklama yapıldı:

“YOLA DEVAM EDİYORUZ.

 

 

21. Türk- İş  Genel  Kurulu 8- 11 Aralık tarihleri arasında yapılmış ve Mustafa Kumlu başkanlığındaki listenin kazanımıyla sonlanmış bulunmaktadır. Sendikal Güç Birliği Platformu olarak,Türk –İş genel kuruluna başından itibaren olabildiğince objektif bakmaya çalışmış ve değerlendirmelerimizi buna uygun yapmıştık.Yapmış olduğumuz tahlil ve tespitlerin yanı sıra, genel kurulun sonucuna ilişkin olarak gerçekçi  önermelerde bulunmaya özen gösterdik.Genel kurul öncesi,hatalı ve eksik bulduğumuz noktalara dikkat çekerek gerekli uyarılarda bulunarak genel kurulun eşit ve adaletli koşullar sağlanarak yapılmasının önemine değinmiştik.Bu uyarılarımıza rağmen tüzük maddesi ihlal edilerek şişirme üye sayısı üzerinden ödenen aidatlarla,şişirme delegenin genel kurula gelmesi önlenilememiştir .Adaletsiz ve eşit olmayan şartlarda başlayan bir yarıştan, adaletli sonuç çıkmayacağını biliyoruz.Sendikal Güç Birliği Platformu,Türk-İş genel kuruluna endeksli bir oluşum olmadığını daha önceden açıklamış ve sonucu ne olursa olsun varlığını sürdüreceğini söylemişti,öyle de olacak.İlk kez genel kurul öncesi ,İşçilerle bölge toplantıları yapılmış,işçilerin öneri ve görüşleri genel kurula taşınmıştır.Sendikal güç birliği,Türk –İş de muhalefet anlayışının  değişmesine yol açan uygulamaları,kürsüden yapılan konuşmaların içeriği ve genel kurul salonuna delegelerle birlikte taşımış olduğu heyecanla nitelik kazandırmıştır.Kısır liste tartışmaları dışına çıkarak,önermelerde bulunmuş,sınıf sendikacılığını öne çıkarmış sendika içi demokrasiye  olan ihtiyacı değinerek güçlü sendikal  harekete olan ihtiyacın altını kalın çizgilerle çizmiştir.Kadına şiddet uygulamalarına karşı çıkılmasına vurgu yapılarak,tutuklu gazeteciler başta olmak kaydıyla, cezaya dönüşen uzun tutukluluk sürelerinin barış ve adalet duygularını yaraladığını söyleyerek bu uygulamalardan vazgeçilmesi çağrısında bulunmuştur. Türk-İş ülke sorunlarına hiçbir ayırım yapmadan duyarlı davranmalı ,Devlet,patron ve hükümetlere eşit mesafede durarak,sınıfa karşı olan sorumluluğunun bilinciyle hareket etmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır.Konfederasyon çatısı altında bulunan sendikalara eşit davranılması,eylemlere sahip çıkması,kıdem tazminatı başta olmak kaydıyla haklarımıza yönelik saldırılarda,genel grev kararı almalı ve hayata geçirmelidir önerisini somutlaştırarak genel kurul kararına dönüştürmüştür. Toplumsal muhalefetin ana nüvesini oluşturması ve demokrasi ve özgürlükler mücadelesinin içerisinde olarak tarihi misyonuna uygun davranması konusu hatırlatılarak,sessiz kalmak gibi bir lüksünün olmayacağı mesajı verilmiştir.Sendikal Güç Birliği,Türk –iş genel kurulunda sergilemiş olduğu duruşuyla,verdiği mesajlarıyla tüm ülke sathına yayılmış ,rüştünü ispatlamıştır.1 Temmuz 2011 duyurusunda söylediği gibi,Türk –İş içerisindeki muhalif duruşunu devam ettirecek,sokaklarda birleşerek büyümesini sürdürecektir.Türkiye bu harekete ihtiyaç duymaktadır,sendikal yapılar bu hareketin varlığını sürdürmesiyle sorunlarını aşacak ve güçlenecektir.Bu iradeyle ,genel kurulu geride bırakarak önümüze bakmayı sürdüreceğiz,katkı sunan tüm gönül dostlarına,sınıf yandaşlarına teşekkür ediyoruz”.

Genel Kurul\’da Genel Başkanımız Kenan ÖZTÜRK\’ÜN Konuşması