DHL’de İşten Çıkarılan İşçilerin Sesi Avrupa Parlamentosu’ndaydı

Genel Başkanımız Avrupa Parlamentosu’nda yapılan toplantıya katıldı.

Avrupa Sol Birlik/Kuzey Yeşil Sol Parlamento Grubu ve Sosyal Avrupa Forumu’nun davetlisi olarak 18-19 Ekim tarihlerinde Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirilen toplantıya sendikamız genel başkanı Kenan Öztürk ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Emel Türker katıldı.

Sendikamız genel başkanı Kenan Öztürk toplantıda Türkiye’deki sendika karşıtı antidemokratik uygulamaları ve DHL Türkiye’de yaşananları değerlendirdi. Konuşma şu şekildeydi:

Avrupa Sol Birlik/Birleşik Yeşil Sol Parlamento Grubu ve Sosyal Avrupa Forumu’na yaptıkları davetten dolayı teşekkür ediyorum. Bütün meslektaşlarımı ve Avrupa parlamenterlerini selamlıyorum. Öncelikle Türkiye’deki genel durumdan bahsettikten sonra DHL’de örgütlenme konusu üzerinde duracağım.

Türkiye’de sendikal örgütlenmenin önündeki engeller aynen devam ediyor. Bir işçinin sendikaya üye olabilmesi için notere gidip yaklaşık 20 Euro ödemesi gerekiyor. Antidemokratik barajlar da örgütlenmenin önünde engel. Bir iş yerinde Toplu İş Sözleşmesi gerçekleştirebilmek için işkolu ve işyeri barajları devam ettiriliyor. Bir iş yerinde örgütlenebilmek için %50+1 işçinin örgütlenmesi gerekiyor. Sendikaya üye olan özel sektör çalışanları sendikaya üye oldukları için işten çıkarılıyor.

Siyasi iktidarın sendikalar üzerindeki baskısı son hızla devam ediyor. KESK’in 60ı aşkın yöneticisi uzun süredir hapiste. THY’de Toplu Sözleşme döneminde çıkarılan torba yasa ile grev yasaklandı. Bu yasaya tepki gösteren 305 işçi işten çıkarıldı ve direnişleri devam ediyor.

Türkiye’deki antidemokratik yasaları fırsat bilen çok uluslu şirketler de bunu sonuna kadar kullanarak işçi ve sendika düşmanlığı yapıyor.

DHL’de örgütlenme çalışmamız bir yılı aşkın süredir devam ediyor. DHL 1456 kadrolu, 1000’e yakın taşeron olmak üzere yaklaşık 2500 işçi çalıştırıyor. Bu işçiler asgari ücret ile çalışıyorlar. Bu da yaklaşık 298 Euro’ya denk düşüyor. DHL’in Türkiye’de 35 deposu var.

Türkiye’de yasal olmamasına rağmen, DHL’de fazla mesai zorunlu. İşçiler günde neredeyse 12-13 saat çalıştırılıyor. Verilen mesai ücretleri çok komik ücretler. Fazla mesai yapmayanlar işten çıkarılıyor. Bunun dışında herhangi bir sosyal hak ya da ödemeleri yok.

Burada yürütülen örgütlenme çalışmasının başlangıcından itibaren işveren işçilere yoğun istifa baskısı yapmaya başladı. İstifayı reddedenler işten çıkarıldı. Toplam 21 işçi işten çıkarıldı ve işçiler İstanbul’da iki noktada direnmeye devam ediyor.

Bu süre boyunca sorunu sosyal diyalog yoluyla çözmeye çalıştık. Sendikamızın ve Almanya’dan Ver.di sendikasının girişimleriyle 2 görüşme gerçekleştirdik. İnsan kaynakları sorumlusu Rıza Balta ilk görüşmede baskıların ve işten çıkarmaların durdurulacağını söyledi. Ancak 2. Görüşmede Türkiye’de sendika ila çalışmak istemediklerini ve diyaloga devam etmeyeceklerini açıkça dile getirdi.

Türkiye’de şu anda işçiler 128 gündür direnişte. Hem içiler hem de sendikamız direnişte kararlı. İş yerlerinde çok sayıda istifa etmeyen üyemiz var. Mücadele başarıya ulaşacak ancak uluslararası şirkete karşı uluslararası dayanışmaya ihtiyacımız var. Avrupa’daki kardeş sendikalara dayanışma çağrısında bulunuyorum. Dayanışma ile DHL’de başarıya ulaşmak mümkün. Bunun örneğini daha önce de yaşadık.

2010 yılında çok uluslu bir şirket olan UPS’de örgütlenme çalışması başlattık. Aynı durum ile karşılaştık. 162 işçi işten çıkarıldı. İstanbul’da iki bölgede ve İzmir’de direniş başladı. 282 gün süren direnişin ardından başarı geldi.

Bu başarı ITF, ETF ve Avrupa’daki kardeş sendikaların verdiği destek ve gösterdikleri dayanışmanın kazanımıdır. UPS mücadelesinde işçilerin tamamına yakını işe döndü ve 4 aylık tazminat aldılar. 3000 işçi adına bir TİS imzaladık.

Bu yüzden UPS’de olduğu gibi DHL’de başarıya ulaşmak mümkün. Ancak dayanışma ve desteğe ihtiyacımız var. Birlikte olursak kazanacağız. Böyle bir toplantıda olduğum için mutluyum. Hepinize tekrar teşekkür ediyorum.

Konuşma sonrasında 3F Danimarkalı İşçiler Birleşik Federasyonu yöneticisi 28 Ağustos’ta DHL tarafından sponsorluğu yapılan Kopenhag’daki yarışta işçilerin dayanışma için giydiği “Türkiye’de sendikanın DHL ile olan mücadelesi için koş” yazılı tişörtleri DHL direnişindeki işçilere dayanışma ve destek mesajı olarak gönderdi.

Toplantıda DHL işçileri ile dayanışmayı yükseltme ve Türkiye’ye delegasyon göndererek DHL işçilerini ziyaret etme kararı çıktı.