Sendikamızın Ankara şubesinin 14 yönetici ve üyesinin yargılandığı davada Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi “üye işçilerin sayısını çoğaltmak” suçunu işledikleri gerekçesiyle yönetici ve üyelerimize ceza yağdırdı. Bu haksız karara yönelik sendikamıza gelen dayanışma mesajlarına aşağıdan erişebilirsiniz:
TÜMTİS’İN YANINDAYIZ: ÜLKEMİZDE SENDİKALAŞMAYI SUÇ SAYANLARI KINIYORUZ
TÜMTİS Sendikasının Ankara şubesine bağlı 14 yönetici ve üyenin, Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “üye işçilerin sayısını çoğaltmak” gerekçesiyle yargılandıkları davanın 20 Kasım 2012 tarihinde yapılan karar duruşmasında ağır cezalar aldıklarını öğrendik. Birçok eski ve yeni yönetici, 6 yıl 15 gün ile 1 yıl 10 ay 15 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmışlardır.
TÜMTİS Sendikasının Ankara şubesine bağlı 14 yönetici ve üyenin, Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “üye işçilerin sayısını çoğaltmak” gerekçesiyle yargılandıkları davanın 20 Kasım 2012 tarihinde yapılan karar duruşmasında ağır cezalar aldıklarını öğrendik. Birçok eski ve yeni yönetici, 6 yıl 15 gün ile 1 yıl 10 ay 15 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmışlardır.
Bu yargılama, Horoz Kargo işyerinde 2007 yılında yapılan örgütlenme çalışmalarına dayanıyor. Horoz Kargo işvereni, o tarihte, herhangi bir işçi şikâyeti olmamasına rağmen, “işçilerin zorla üye yapıldığına” dair bir şikâyette bulunarak TÜMTİS yönetici ve üyelerinin tutuklanmasına yol açmıştı. Hapisteki sendikacılar, Petrol-İş Sendikasının da içinde bulunduğu ulusal ve uluslararası kuruluşların bu haksızlığa karşı başlattıkları kampanya sonucunda altı buçuk aylık bir hapislikten sonra tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmişlerdi.
Yargılama sonucunda tümünün de aklanacağına olan inancımız, ne yazık ki son kararla birlikte bizleri derin bir hayal kırıklığına ve üzüntüye sevk etmiştir. Üstelik, mahkemece suça dayanak olarak gösterilen “yasal bir sendika olan TÜMTİS üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şekilde aidat gelirlerini artırmak ve haksız ekonomik çıkar elde etmek amacını güttükleri anlaşılmıştır” gerekçesi, anlaşılmaz olduğu kadar, bütünüyle hukuka aykırıdır.
Uluslararası anlaşmaların ve ülkemizin 60 yıllık yasal mevzuatının işçilere tanıdığı haklara uygun olarak sendikalaşma mücadelesi yürüten sendikacıların birinci görevi, üye sayısını arttırmaktır. Üyelerin oylarıyla seçilen ve profesyonel olarak sendikada çalışan bütün yöneticilerin görevi “üyelerinin hak ve menfaatlerini korumanın yanı sıra, yeni işyerleri örgütlemek ve üye sayısını arttırmaktır”. Aksi durumda sendikacı asli görevini yapmamış, yani görevini ihmal etmiş demektir.
Verilen bu haksız cezanın İLO normlarına, uluslararası mevzuata, ülkemiz yasalarına ve sendikal geleneklerine bütünüyle aykırı olduğunu düşünüyoruz. Sendikacının yapması gerekeni yapması, suç değil, övgü konusu olmalıdır. Bu nedenle, verilen bu kararın Yargıtay aşamasında bozulacağı umudunu korumaya devam etmek istiyoruz.
Sendikacıların gözünü korkutmayı ve yıldırmayı hedefleyen hiçbir ceza, amacına ulaşamayacaktır.
Petrol-İş Sendikası olarak TÜMTİS sendikası ile kol kola yürümeye devam edeceğimizi belirtiyor, hiçbir şeyin bizleri ülkemizde demokrasiyi bütün yönleriyle geliştirme mücadelesinden alıkoyamayacağını hatırlatıyoruz.
Saygılarımızla,
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu
TÜMTİS Yöneticilerinin Sendikal Örgütlenme Nedeniyle Cezalandırılması
Kabul Edilemez!
TÜMTİS sendikasının Ankara şubesinin 14 yönetici ve üyesinin, Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “üye işçilerin sayısını çoğaltmak” suçunu işledikleri gerekçesiyle 6 yıla varan cezalara çarptırılmış olması, sendikal hareket açısından utanç verici ve kabul edilemez bir durumdur!
Mahkemenin bu kararı pek çok açıdan sorunludur ve maalesef Türkiye işçi sınıfı hareketinin içinde bulunduğu durumu bir kez daha açığa çıkartmış olmaktadır. Burada yargılanan ve ceza alanların sadece TÜMTİS yöneticileri olmadığının bilince çıkartılması gerekir. Aslında TÜMTİS sendikası şahsında tüm mücadeleci sendikacılar ve işçi örgütlerine gözdağı verilmeye çalışılmaktadır. Mahkemenin kararını ve bu kararın gerekçelerini başka türlü okumak mümkün değildir.
Böylesi bir kararın hukuk çerçevesi içinde verilmediği ve sonuna kadar siyasi bir amaç taşıdığı aşikârdır. İktidara geldiği günden beri işçi sınıfının ve örgütlerinin aleyhine olan politikalara imza atan AKP hükümeti, ekonomik krizin ve savaşların tüm dünyayı sardığı bu süreçte, gittikçe daha fazla köşeye sıkışmakta, sıkıştıkça da saldırganlaşmaktadır. Avrupa’da ve Arap coğrafyasında olduğu gibi yükselen bir toplumsal hareketten korkan AKP hükümeti, bir yandan işçi sınıfına yönelik saldırıların, hak gasplarının, anti-demokratik ve baskıcı uygulamaların dozunu artırmakta, diğer yandan da buna karşı gelişen tepkilerin mücadele alanlarına dökülmesinin önünü almaya çalışmaktadır. İşte mahkemenin verdiği kararın anlamı budur. Bu karar, Özel Yetkili Mahkemelerin kimin için ve ne amaçla kurulduğunu da açıkça gözler önüne sermiştir.
Ancak gerek özel yetkili mahkemeler ve gerekse de AKP hükümeti şunu çok iyi bilmelidir ki, sendikal örgütlenme hakkı, işçi sınıfının en temel hakkıdır ve Türkiye işçi sınıfı da, zorlu mücadeleler sonucu elde ettiği bu hakkı sonuna kadar savunacaktır. TÜMTİS sendikası, yöneticileri ve üyeleriyle bu direngen duruşu zaten göstermektedir. Bu mücadelede TÜMTİS sendikası yalnız değildir. Tüm emek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve sendikaların bu kavgada TÜMTİS’in yanında olması gerektiği açıktır. Saldırı işçi sınıfının örgütlenme hakkına yapılmış bir saldırıdır ve ancak tüm emek örgütlerinin ortak mücadelesiyle savuşturulabilir. Bu açıdan, Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği (DAD-DER) olarak, gerek yasal süreçlerde ve gerekse de fiili mücadele alanında, bizim gibi ITF üyesi olan kardeş sendikamız TÜMTİS’in sonuna kadar yanında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz.
Deniz Çalışanları Dayanışma Derneği (DAD-DER) Yönetim Kurulu
*******************
SENDİKAL FAALİYET SUÇ OLARAK DEĞERLENDİRİLEMEZ
Türk-İş konfederasyonumuza bağlı, taşımacılık işkolunda örgütlü Türkiye Motorlu Taşıma İşçileri Sendikası’nın (TÜMTİS) Ankara Şubesi’nin 14 yöneticisi hakkında işverenin şikâyetçi olması nedeniyle “üye sayısını çoğaltmak” gerekçesiyle 1 yıl 10 ay ile 6 yıl 15 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştır.
Mahkeme, TÜMTİS yöneticilerine verilen cezaların gerekçesinde “TÜMTİS üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şekilde aidat gelirlerini artırmak ve haksız ekonomik çıkar elde etmek amacını güttükleri anlaşılmıştır” denilerek, sendikal faaliyeti suç olarak göstermiştir.
İşverenlerin şikâyetleri üzerine sendika yöneticileri tutuklanması ve sendikaya yeni üyeler kazandırmanın, üyelerinin haklarını koruma mücadelesinin suç delili olarak kabul edilmesi sadece TÜMTİS Sendikası için değil bütün sendikaların faaliyetlerinin cezalandırılması anlamına gelmektedir. Üye sayısını çoğaltma yani bir iş yerinde örgütlenme yapmanın suç sayılması, sendikal faaliyetin yasaklanması anlamına gelmektedir.
ÇİMSE-İŞ, böyle bir gerekçe ile sendikal hak ve özgürlükleri hedef alan, örgütlenme özgürlüğünü hiçe sayan bu kararı kınamaktadır.
Sendikamız, TÜMTİS Sendikası’nın vereceği her türlü mücadelede yanında olacaktır.
Sendikanızın Ankara şubesinin 14 yönetici ve üyesinin yargılandığı davada Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “üye işçilerin sayısını çoğaltmak” suçunu işledikleri gerekçesiyle yönetici ve üyelerinize ceza vermesi hepimizi derinden üzmüştür. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Böylesine ağır cezaları sedece işlerini yaptıkları için almaları sendikacılık tarihinde görülmemiş bir olaydır. Bu haksızlığa uğrayan sendikanızın bundan sonra çok daha azimli ve dirayetli şekilde işçi haklarını savunacağından herkes emin olmalıdır. Bu karar, sizleri haklı yolunuzdan çeviremeyecektir. Bundan kimsenin şüphesi yoktur.
Sayın Öztürk,
Şahsım ve sendikamız adına sizin her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi isterim. Bu üzücü ve can yakıcı yargı kararı karşısında hepimizin dik durması gerekiyor. Sendikal mücadelede bulunan bizlerin nelerle karşılaşabileceği bu kabul edilemez kararla bir kez daha görülmüştür. Ancak karşılaştığınız bu zor durumdan sendakanızın fazlasıyla güçlenerek çıkacağı günler yakındır. Bu vesileyle üzüntülerimi bir kez daha belirtiyor, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Saygılarımla..
Eyüp Alemdar
Koop-İş Sendikası
Genel Başkanı
SENDİKACILAR “SENDİKACILIK” YAPTIKLARI İÇİN HAPSEDİLEMEZ
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, TÜMTİS Sendikası’nın 14 yönetici ve üyesi hakkında, 1 yıl 10 ay 15 gün ile 6 yıl 15 gün arasında değişen hapis cezaları vermiştir. Türkiye hatta dünya sendikacılığı tarihine bir utanç başlığı olarak geçen kararın gerekçesi ise “Sendika üyelerinin sayısını çoğaltmak, bu şekilde aidat gelirlerini artırmak ve haksız ekonomik çıkar elde etmek”tir. Türkiye’de demokrasinin ve hukukun varlığına gölge düşüren bu işveren yanlısı karar sadece TÜMTİS’e değil tüm emekçi kesimlere açıktan yapılmış bir saldırıdır.
Bahsi geçen TÜMTİS Yöneticileri 2007 yılında tek bir işçinin şikâyeti olmadan sadece işveren şikâyetleriyle onur kırıcı bir şekilde bir gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınıp tutuklanmışlar ve 6,5 ay sonra yapılan ilk duruşmada serbest bırakılmışlardır. Ancak; amaçları sadece yasal örgütlülük olan bu sendikacıların 5 yıl sonra çarptırıldıkları hapis cezaları tüm emek dünyasında büyük öfke yaratmıştır.
Asıl hedefin faal sendikal hareket olduğu aşikârdır. Neoliberal politikalarla, yasalarla, barajlarla kuşatılmaya çalışılan sendikalar artık sadece sendikacılık yaptıkları için cezalandırılabilmektedir.
TÜMTİS Sendikası yalnız değildir. Haklarında verilmiş olan bu kararı LİMAN-İŞ Sendikası olarak kınıyor, haklı davalarında kardeş Sendika TÜMTİS’in yanında yer aldığımız ve sonuna kadar desteklediğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
LİMAN-İŞ SENDİKASI
MERKEZ YÖNETİM KURULU
*****************
CEZALANDIRILAN SENDİKAL FAALİYETTİR! REDDEDİYORUZ!
TÜMTİS (Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası) Ankara Şubesi yöneticileri ve üyelerinin, işverenin şikâyetçi olması nedeniyle yargılandıkları davada Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 1 yıl ile 6 yıl 15 gün arasında değişen sürelerle hapis cezasına mahkûm edilmiş olmaları, dehşet ve ibretle karşılanmıştır.
Anlaşılmalıdır ki; Türkiye’de işçi sendikalarının varlığı bile sorgulanır hale gelmiştir. Bu kararla işçi sendikaları adeta hedef gösterilmiştir. Sendikal faaliyet cezalandırılmıştır.
Kararda yer verildiği belirtilen “yasal bir sendika olan TÜMTİS üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şekilde aidat gelirlerini arttırmak ve haksız ekonomik çıkar elde etmek amacını gütmüşlerdir” gerekçesini başka türlü okumak ve yorumlamak mümkün değildir.
Böyle bir gerekçenin hukukiliğinin kabul edildiği noktada; artık bir işçi sendikasının değil örgütlenme ve üye tabanını genişletme çabası içine girmesi, aidat alması bile suç sayılacaktır. Bu durum işçi sendikalarını suç örgütü ile eşdeğer sayan bir sonuç doğuracaktır.
Elbette ki böyle bir hukuk anlayışını, böyle bir demokrasi anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir. Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılmasında karşılaştığımız engelleri yok etmeye çalışırken yetmiyormuş gibi, misyonumuzu ve varlığımızı tartışmalı, kanunsuz hale getiren bu hukuk anlayışını reddediyoruz.
İleri demokrasinin nerelere ulaştığını görmek açısından da gerçekten ibretlik buluyoruz.
Umut ediyoruz ki; bu karardaki garabet ve vahim yanlışlık üst derece yargı makamlarınca görülecek ve düzeltilecektir.
TÜMTİS Sendikası ve mahkûm edilen yönetici ve üyelerini destekliyor, mücadelelerinde yalnız bırakmayacağımızı ilan ediyoruz.
Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.
**********************
SENDİKALAŞMAK, ÜYE SAYISINI ÇOĞALTMAK SUÇ SAYILAMAZ!
Türk-İş’e bağlı TÜMTİS Sendikası’nın Ankara Şubesi’nin 14 yönetici ve üyesinin yargılandığı davada Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “üye işçilerin sayısını çoğaltmak” suçunu işledikleri gerekçesiyle yönetici ve üyelere; 6 yıl 15 gün ile 1 yıl 10 ay 15 gün arasında değişen hapis cezaları verildi.
2007 yılında TÜMTİS sendikası yöneticileri; çeşitli iş yerlerinin işverenlerinin şikâyeti üzerine bir gece yarısı operasyonu ile gözaltına alındı ve tutuklandı. 6,5 ay sonra çıkarıldıkları ilk duruşmada mahkeme tarafından serbest bırakıldılar. 5 yıl devam eden yargılama sonunda 20 Kasım 2012 tarihinde mahkeme, “yasal bir sendika olan TÜMTİS üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şekilde aidat gelirlerini artırmak ve haksız ekonomik çıkar elde etmek amacını güttükleri anlaşılmıştır” diyerek TÜMTİS yöneticilerine ağır cezalar verdi. Ceza yağdıran mahkeme, bu kanaate ulaşırken tamamıyla işveren şikâyetlerini karara dayanak yaptı.
Bilindiği gibi sendikal faaliyetler ülkemizde Anayasal güvence altına alınmıştır. Örgütlenme hakkı evrensel değerler kapsamında en temel insan hakkıdır. Türkiye’de sendikalar, Anayasa’nın ve yasaların verdiği haklar çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu kapsamda, sendikaların örgütlenerek üye sayısını çoğaltması, yasalara uygun bir haktır. Ülkemizde yasaların açık ve net olarak sendikalara bu hakkı vermiş olmasına karşın, bir hukuk devleti olan Türkiye’de sadece işverenlerin şikâyetleri dikkate alınarak böylesi bir kararın verilmiş olması, sendikaların önümüzdeki dönemde faaliyetlerinin engellemeler ile karşılaşacağının en büyük göstergesidir.
Anlaşılan o ki işçi haklarının geliştirilmesi ve daha fazla işçinin toplu iş sözleşmesine kavuşması için çabalayan sendikalar hedefe konulmuştur. Bundan sonraki süreçte mücadeleci sendikaların üye sayılarını artırarak büyümeye çalışmaları bu tür kararlarla, yasalar hiçe sayılarak durdurulmaya çalışılacaktır.
TÜMTİS yöneticilerine verilen bu cezalar, sarı sendikaların çoğaltılmaya, mücadeleci sendikaların yok edilmeye çalışıldığı bir döneme girildiğinin göstergesidir. Buna bağlı olarak işçi haklarını geliştirmek amacıyla mücadele eden sendikalar zor bir sürecin eşiğine gelmiştir.
Gelinen bu nokta sendikacılık tarihimiz açısından bir kırılma noktasıdır. Bizler sadece işçilere daha iyi yaşam koşulları sağlamak için çalışan sendikalar olarak sendikacılığı bitirmeye çalışan tüm girişimlere karşı, birlikte hareket ederek sendikal dayanışmayı güçlendirmek zorundayız. Bu kapsamda Sendikamız Basın-İş; TÜMTİS’in son yıllarda başarı ile sürdürdüğü örgütlenme çalışmalarını ve her türlü mücadelesini desteklemeyi sürdürecektir.
Basın-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu Adına
Yakup AKKAYA
Genel Başkan
******************
TÜRK-İŞ : SENDİKAL FAALİYETİN SUÇ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ
TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu TÜMTİS Sendikası Ankara Şubesi yönetici ve üyelerine “sendikal suç” gerekçe gösterilerek hapis cezası verilmesi ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi:
“TÜRK-İŞ’e üye Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası’nın (TÜMTİS) Ankara Şube’sinin 14 yönetici ve üyesi, Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “üye işçilerin sayısını çoğaltmak” gerekçesiyle 6 ay 15 gün ile 1 yıl 10 ay arasında çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştır.
Mahkeme, verdiği kararın gerekçesinde “yasal bir sendika olan TÜMTİS üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şekilde aidat gelirlerini artırmak ve haksız ekonomik çıkar elde etmek amacını güttükleri anlaşılmıştır” ifadesini kullanarak, sendikal faaliyeti “suç” olarak göstermiştir. Tamamiyle işveren şikayetleri temel alınarak verilen karar, Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçecektir.
TÜRK-İŞ, sendikal hak ve özgürlükler ile temel insan hakkı olan örgütlenme hakkını hiçe sayan bu kararı kınamaktadır.
TÜRK-İŞ, TÜMTİS sendikamızın vereceği her türlü mücadelede yanında olacaktır. TÜMTİS’in mücadelesi TÜRK-İŞ’in mücadelesidir.”
TÜRK-İŞ BASIN BÜROSU
Ankara Özel Yetkili Mahkemesi, ülkemiz tarihinde eşi benzeri olmayan bir karar alarak Türk-İş’e bağlı Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS), Genel Eğitim Sekreteri ve Ankara Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan, Şube Sekreteri Halil Keten, Şube Mali Sekreteri Binali Güney, Yönetim Kurulu üyesi Selaattin Demir, Merkez Denetleme Kurulu üyesi Candan Genç ve eski şube yöneticileri Hüseyin Babayiğit, Erkan Aydoğan, Atilla Yılmaz, Serdal Canikli, Metin Eroğlu, Süleyman Demirtaş, Satılmış Öztürk, İhsan Sezer ve Cihan Türe’yi işverenin şikâyeti üzerine ile 1 yıl 10 ay 15 gün ile 6 yıl 15 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırdı.
Tümtis yöneticilerine verilen cezaların gerekçesini açıklayan mahkemeye göre sendikacılar ‘TÜMTİS üyesi işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şekilde aidat gelirlerini artırmak ve haksız ekonomik çıkar elde etmek amacını’ gütmüşlerdir.
2007 yılında işverenlerin şikâyeti üzerine bir gece yarısı operasyonu ile gözaltına alınarak tutuklanan ve 6,5 ay sonra çıkarıldıkları ilk duruşmada serbest bırakılan TÜMTİS yöneticilerine 5 yıl sonra verilen hapis cezaları, yalnızca ülkemiz demokrasi ve sendika tarihine değil aynı zamanda dünya emek ve sendika tarihine geçecek özgürlükleri kısıtlayıcı bir karar niteliği taşımaktadır.
Bu karar, yalnızca TÜMTİS yöneticilerine değil, gerçekte tüm sendikalarla emek ve demokrasi güçlerine karşı alınmış bir karardır.
Bu karar, tüm sendikaların, demokrasi ve insan haklarından yana kişi, kurum ve kuruluşların suskun kalmaması gereken bir karardır.
Sendikal hak ve özgürlüklere yönelik bu kararı, şiddetle protesto ediyor ve hiçbir gücün emek ve demokrasi güçlerini asla yıldıramayacağını vurgulamayı bir kez daha zorunlu görüyor ve TÜMTİS ile dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz.
TEZ-KOOP-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Sendikal Faaliyet Suç Sayılamaz
Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin TÜMTİS’in 15 yöneticisine sendikal faaliyetleri nedeniyle ceza yağdırmasını protesto ediyoruz.
Bu ceza sadece TÜMTİS yöneticilerine değil, bütünüyle sendikal harekete yönelik bir cezalandırma girişimidir.
TÜMTİS yöneticilerine doğrudan sendikal faaliyetleri nedeniyle ceza verilmiştir. Karar, tabela örgütü olmayı kabul etmeyen sendikalara ve üye kazanmayı, örgütlenme faaliyeti sürdürmeyi, mücadeleyi kendine şiar edinen sendikacılara gözdağıdır.
Cezayı veren mahkeme “üye sayısını çoğaltma”, “aidat gelirlerini artırma” gibi sendikal faaliyetin en temel çalışma alanlarını suç olarak gördüğünü ortaya koymuştur.
Çeşitli yasaklamalar ve kısıtlamalarla alanı daraltılan sendikal hareket, mahkeme kararıyla iyice sıfırlanmak isteniyor.
Bu mahkeme kararı, aynı zamanda sendikal özgürlükleri geliştireceğiz diye demokrasi vaat edenlerin çifte standardına yeni bir örnektir.
Kristal-İş Sendikası, TÜMTİS’in yanındadır, TÜMTİS ile dayanışma içinde sendikal faaliyetin alanını daraltma çabalarının boşa çıkarılması için mücadele edecektir.
Bilal Çetintaş
Genel Başkan
TÜMTİS GENEL MERKEZİNE
Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin Sendikanız Ankara Şubesinin 14 yönetici ve üyesi için verdiği hukuk dışı kararı yaptığınız açılamayla öğrenmiş bulunmaktayız.
Bugüne kadar Sendikamızın da yakından takip ettiği ve duruşmalara katılım sağladığı davada mahkeme heyetinin verdiği kararı kınıyoruz.
İleri demokrasi söylemini her fırsatta dile getiren AKP’nin iktidarı boyunca yaşamın her alanında emek, demokrasi ve özgürlüklerden yana taraf olan tüm kişi ve kurumlar üzerindeki baskılar her geçen gün artan bir şekilde sürmektedir.
AKP iktidarı ve sermaye, örgütlü toplumdan korkmakta, bu nedenle sendikaları yok edilmesi gereken örgütler olarak görmekte, yok edemediği yerde bölüp, parçalamak, ya da kendi denetimine almak istemektedir.
Başbakan Erdoğan’ın 16-17 Nisan 2011 tarihinde Memur Sen Genel Kurulunda yaptığı konuşma sonucunda nasıl bir sendika istediğini kamuoyuyla paylaşmış, kendisine muhalif olan sendikaları deli gömleği giydirerek nasıl yandaş bir sendika ve mücadele çizgisi istediğini ifade etmiştir.
Sendikamız BTS, Konfederasyonumuz KESK ve üye sendikalar devlet güdümlü bir sendikacılık yapmadığı, iktidara boyun eğmediği için hedef tahtasında olmuştur. Sendikamız eski Genel Başkanı, Diyarbakır Şube Sekreterinin de aralarında olduğu onlarca KESK’li halen tutukludur. Konfederasyonumuza ve Sendikalarımıza yönelik baskı ve tutuklamalar artarak devam etmektedir.
Ülkemizde demokrasi, hak ve özgürlük isteyen sendikacıların ciddi bir baskı altında olduklarını biliyoruz. Aynı uluslararası federasyona üye olduğumuz kardeş Sendikamız TÜMTİS’li mücadele arkadaşlarımıza verilen bu cezalar iktidarın hukuk anlayışının bir sonucudur.
Bu temelde sendikal hak ve özgürlükleri, mücadeleci sendikacılık anlayışını hedef alan bu kararı kabul etmiyoruz. Aynı zamanda sendikal örgütlenmeye saldırı niteliği taşıyan bu kararla ilgili yapılacak tüm eylem ve etkinliklerde yanınızda olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.
Mücadeleniz, Mücadelemizdir.
Saygılarımızla.
TÜMTİS Yönetici ve Üyelerine Yönelik Hapis Cezasını Kınıyoruz
Sendikalar Üzerinde Baskılara Son!
Ülkemizde işçilerin sendikalarda örgütlenmesi anayasal bir hak olarak tanınmasına karşın bu hakkından yararlanmak isteyen işçiler ve sendikal mücadele veren sendika yetkilileri üzerinde baskılar son bulmuyor. Bunun son örneğini TÜMTİS yöneticilerine ve üyelerine verilen hapis cezasında görmekteyiz.
2007 yılında Horoz Kargo’da sendikal örgütlenme mücadelesi veren TÜMTİS Ankara Şube yönetici ve üyeleri işverenin şikayeti üzerine evleri basılarak gözaltına alınmış ve tutuklanmışlardır. 6.5 ay hapis yatan TÜMTİS yönetici ve üyeleri ilk duruşmada serbest bırakılmışlardır. 5 yıl devam eden mahkemenin sonunda 20 Kasım 2012 günü mahkeme kararını vermiş, TÜMTİS yönetici ve üyelerini hiçbir inandırıcılığı olmayan bir gerekçeyle tutuklamıştır.
TÜMTİS Ankara Şubesinin 14 yönetici ve üyesinin yargılandığı davada Özel Yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi “üye işçilerin sayısını çoğaltmak” suçunu işledikleri gerekçesiyle sendika yönetici ve üyelerine ceza yağdırmıştır. Genel Eğitim Sekreteri ve Ankara Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan, Şube Sekreteri Halil Keten, Şube Mali Sekreteri Binali Güney ve diğer sendika yöneticileri ve üyeleri işveren şikâyetleri üzerine 6 yıl 15 gün ile 1 yıl 10 ay 15 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmışlardır.
Üye olmaları için baskı yapıldığını iddia eden tek bir şahit olmamasına karşın yalnızca işverenin şikayetiyle verilen bu haksız kararı T. Deri İş Sendikası olarak kınıyoruz. Bizler “özel yetkili mahkemeleri” yakından tanıyoruz. Kamuoyunda bağımsızlığı ve adilliği sorgulanan bu mahkemelerin aldığı bu son karar da ne yazık ki anayasaya ve uluslar arası normlara aykırı, sendikalara yönelik baskı amacı taşıyan, yanlı bir karardır.
Yıllardır fiili meşru mücadele ile hem ülkemizde hem de uluslar arası sendikal harekette saygın bir konumu olan TÜMTİS’in işçileri sendikalı yapma çalışmalarını yargılanmasını kabul etmiyoruz. Son dönemlerde çeşitli gerekçeler üretilerek KESK yönetici ve üyeleri tutuklanmakta, işçi direnişlerine ziyaret ettiği ve demokratik haklarını kullandıkları için aralarında Deri İş Sendikamızın Genel Başkanı’nın da dahil olduğu işçi sendikaları yöneticilerine davalar açılmaktadır. TÜMTİS yönetici ve üyelerine hapis cezasının verilmesi de bu baskı politikalarını bir devamıdır.
T. Deri İş Sendikası olarak TÜMTİS’in mücadelesinin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyor. Bu haksız karardan dönülmesi ve kararın üst mahkemede bozulmasını talep ediyoruz.
TÜRKİYE DERİ İŞ SENDİKASI YÖNETİM KURULU