Sendikal Güç Birliği Platformu tarafından Türk-İş’te yaşanan gelişmeler hakkında yapılan basın açıklamasını aşağıda bulabilirsiniz:
İçeriği platformumuzu oluşturan sendikalarla açık ve net olarak paylaşılmamış olsa da Türk-İş yönetimi içinde süren tartışmaları yakından ve dikkatle takip ediyoruz. İşçilerin iradesinden ve sınıfın dinamizminden iyice uzaklaşmış, derin bir yabancılaşma sürecine girmiş olan konfederasyonumuzun getirildiği durumu üzüntüyle karşılıyoruz. Bununla birlikte ortaya çıkan gelişmeleri sürpriz olarak da nitelendirmiyoruz. Daha üzerinden bir yıl bile geçmeden, Türk-İş kongresinde dile getirdiğimiz problemlerin derinleşerek sürdüğünü görmek hiç de şaşırtıcı değil. Kamuoyuna yansıyan “gizli protokol” tartışması gibi vakalar kişiselmiş gibi görünse de biz tablonun altında yatan daha esaslı sorunlar olduğunu düşünüyoruz.
Bugünkü sorun konfederasyon genel başkanının kişisel zaafı, etik değerleri çiğnemiş olması gibi görünse de; biz asıl sorunun yıllardır Türk-İş’te ısrarla sürdürülen teslimiyetçi, anti-demokratik, sınıfsal bakıştan uzak anlayış olduğunu düşünüyoruz. Bu anlayış, uzun bir süredir, sermayenin ve siyasi iktidarların, işçi sınıfına yaşattığı art arda hak kayıplarını; suskunlukla, eylemsizlikle ve belirsizlikle karşılamış, böylece sadece genel başkan değil, yönetimin tamamı bu sorumluluğa ortak olmuştur.
Mevcut yönetimin temsil ettiği bu anlayışın sonucu olarak, konfederasyon tabanından yükselen mücadele isteği, direnme iradesi görmezden gelinerek, sendikacılık yalnızca siyasi iktidarlarla yapılan içeriği belirsiz görüşmelere, pazarlıklara indirgenmiştir.
Oysa dünya işçi hareketinin tarihi hiçbir sendikal mücadelenin işçi sınıfının örgütlü gücüne ve iradesine dayanmadan sonuca ulaşamayacağını ve korunamayacağını göstermektedir. Sendikal Güç Birliği Platformu bu anlayış temelinde oluşmuş ve güçlü, demokratik bir yapıya sahip; yüzü sınıfa dönük, mücadeleci, birleşik bir sendikal hareketi yaratmak yolunda adımlar atmıştır. Yaşanan gelişmelerin, savunduğumuz bu sendikal perspektifi haklı çıkardığını görüyoruz. Türkiye çalışma yaşamı radikal biçimde yeniden düzenlenir, alabildiğine esnekleştirilir ve emek ucuzlatılırken susmak, hareketsiz kalmak çürümeyi getirir. Nitekim olan tam da budur.
Ama bu, 60 yıllık bir birikimine sahip olan Türk-İş’in, yani ülkenin en büyük emek örgütünün kaderi değildir. Artık silkinip doğrulmanın, işyerlerinde bin bir baskı altında, ağır sömürü koşullarında ömür tüketen milyonlarca emekçiye kulak vermenin, onlara umut olmanın ve sabırla bekledikleri gerçek bir mücadele örgütü yaratmanın vaktidir. Bunun için şimdi ilk adım zaman kaybetmeden Türk-İş yönetimi tarafından olağanüstü kongre kararı alınmasıdır. Kapalı kapılar ardında, kulislerde zemini ve içeriği bizlerce ve emekçilerce bilinmeyen koltuk çekişmeleri değil, Türk-İş tabanının iradesini yansıtan delegelerle toplanmış, gündemi kişisel kavgalarla değil, sınıfın gerçek ve acil ihtiyaçlarıyla belirlenmiş bir kongre en anlamlı çözüm yolu olacaktır.
Konfederasyon içindeki farklı sendikal anlayışları kapsayacak, çoğulculuk içinde bütün sendikaları kucaklayacak, güçlü bir temsil kapasitesine sahip yeni bir Türk-İş yönetimi oluşmalıdır. İfade ettiğimiz rahatsızlıkları, bizim dışımızdaki sendikaların büyük bölümünün de paylaştığını, Türk-İş camiasının arayış içinde olduğunu biliyoruz. Hiç kimse konfederasyonun içine düşürüldüğü bu tablodan memnun değil. Bunun için tüm Türk-İş camiasına sesleniyoruz:
Şimdi birlik olma zamanıdır, şimdi Türk-İş’i yeniden yaratmanın zamanıdır. Görev bizleri bekliyor!
SGBP Dönem Sözcüsü
TÜMTİS Genel Başkanı
Kenan Öztürk
BASIN-İŞ, BELEDİYE-İŞ, DERİ-İŞ, HAVA-İŞ, KRİSTAL-İŞ, PETROL-İŞ, TEK GIDA-İŞ, TEZ KOOP-İŞ, TÜMTİS, TGS