DHL Türkiye İşçileri Hakkında Yeni Tehdit Raporları

UNI_global_union_new_logoITF_logoITF ve UNI, son yaşanan gelişmeler sonrasında DHL küresel insan kaynakları müdürü Angela Titzrath’a bir mektup gönderdi. Mektuba aşağıdan erişebilirsiniz. 

 

Değerli Titzrath,

Sizinle Türkiye’de DHL Tedarik Zinciri’nde 23 sendika üyesi işçinin işten çıkarılması ve şirketin örgütlenme çalışması yürüten Tümtis’e ve işçilere karşı devam eden sendika karşıtı kampanyası hakkında birkaç görüşme gerçekleştirdik. Açık ki bu, Deutsche Post DHL’nin işçi hakları konusunda ILO Sözleşmelerinin ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin aynı zamanda da Çok Uluslu Şirketler için OECD Rehberi’nin yerine getirilmesi için verdiği taahhütlere aykırı saldırgan ve hukuksuz bir sendika karşıtı kampanyadır. Belirttiğimiz noktalar, Alman ARD-TV’nin yeni yayınladığı Deutsche Post DHL’nin Türkiye’de ve dünyanın diğer ülkelerinde sistemli sendika karşıtı tavırlarını anlatan raporu ile de doğrulanıyor.

Aralık ayında, uluslararası eylem gününde, 30’dan fazla ülkede on binlerce DHL çalışanı şirketin uygulamalarından duydukları hayal kırıklığını ve Türkiye DHL işçileri ile dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

Son haftalarda yeni ve rahatsız edici bir takım gelişmeler oldu. Özellikle Samsun, İstanbul ve Ankara’daki DHL işçilerinin yeni kurulan Taşıma-İş adındaki bir sendikaya işten çıkarma tehdidi ile üye olmaya zorlanmaları konusunda kaygı içindeyiz. Bu DHL’nin işçilerin kendi seçimi ile bir sendikaya üye olmak istemesinin önüne başka bir engel koyması anlamına geliyor.

Görünüşe göre DHL Türkiye’nin işçilerin 5 Aralık 2012 tarihinde kurulan Taşıma-İş adındaki sendikaya üye olmaları konusunda yaptığı baskı artıyor. İşçilerin Tümtis’e söylediğine göre İnsan Kaynakları müdürünün koordinasyonu altında DHL depo müdürleri ve diğer müdürler işçileri arabalar ve minibüslerle Taşıma-İş’in üyesi olduğu Hak-İş bürolarına götürerek üye olmaya zorluyorlar.

Tümtis yetkilileri 11 Ocak 2013 günü yedi işçinin DHL Bayrampaşa depo müdürü Hayri Güner tarafından sendika ofisine götürüldüğüne tanıklık etti. İşçiler ayrıca müdürlerin akşam iş çıkışına yakın saatlerde kendilerine Taşıma-İş’e üye olmaları aksi takdirde yarın işe dönemeyecekleri tehdidinde bulunduklarını iddia ediyor.

Şirketin Türkiye’deki eylemleri, şirketin kendi belirlediği politikaları ve BM Küresel ilkeler sözleşmesi ve Çok Uluslu Şirketler için OECD Rehberi’nin de içinde olduğu uluslararası standartlarla doğrudan çelişki içinde. Ayrıca Türk hukukunu (Türk Ceza Kanunu madde 118) da ihlal ediyor:

Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi

Madde 118- (1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Ayrıca 15 Ocak 2013 gecesi ciddi bir olay yaşandı, Kıraç direniş alanında işçilerin kış için inşa ettikleri barınak yıkıldı. Bunun DHL yönetimi tarafından yapılan bir şikâyet nedeniyle meydana geldiğini düşünüyoruz.

Son olarak, Tümtis’in barışçıl direniş alanında direnişlerini devam ettiren iki işçinin (Korcan Yılmaz, Doğan Ervan) davaları hakkında 17 Ocak 2013 tarihinde Bakırköy 13. İş Mahkemesi resmi kararını verdi ve işçilerin DHL tarafından sendikal faaliyetler nedeniyle işten çıkarıldığını belirtti.

DP-DHL’nin Uluslararası İş İlişkileri Başkan Yardımcısı Linda Kromjong tarafından İş Dünyası ve İnsan Hakları Merkezi’ne gönderilen cevabını bu noktada hatırlatmak isteriz:

Şu ana Türkiye’de hiç bir mahkeme işten çıkarmaların sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetler nedeniyle gerçekleştiğine dair bir karar vermedi. Eğer devam eden yasal süreçlerden böyle bir karar çıkarsa, elbette bu sonuca saygı duyarız.”

Mahkeme de şu anda farklı bir sonuca eriştiğine göre, bu sonuca ne şekilde saygı göstereceğinizi merakla bekliyoruz. Şimdi, Eylül ayında söylediğiniz işçiler düşük performansları nedeniyle işten çıkarılmışlardır, sendikal nedenle değil söyleminizde hatalı olduğunuzu kabul edecek misiniz? ITF ve UNI ile bu utanç verici durumu çözmek için görüşmeye ve 200 günden fazla zamandır DHL Türkiye depoları önünde barışçıl direnişlerini devam ettiren 23 sendika üyesi işçiyi işe iade etmeye hazır mısınız? Bunlara ek olarak DHL Tedarik Zinciri Türkiye’de Tümtis’in yetki alma ve toplu sözleşme çalışmalarına saygı gösterilmesi konusunda anlamlı bir diyalog başlatılması garantisi verilmesini istiyoruz.

Ayrıca geçen Haziran ayında başlattığımız DHL’nin küresel faaliyetlerinde işçilerin örgütlenme hakkını gerçekten mümkün kılacak ve bizim de DHL’yi işçi hakları konusunda güvenilir ve şeffaf bir kurumsal sosyal sorumluluk örneği olarak gösterebilmemizi sağlayacak Küresel Çerçeve Anlaşması (KÇA) görüşmelerine devam etme konusunda harekete geçmenizi talep ediyoruz.

Saygılarımızla,

Ingo Marowsky                                                                              Alan Tate

ITF Tedarik Zinciri ve Lojistik Yöneticisi                              UNI Küresel Sendikası  Kampanyalar Yöneticisi