İstanbul Şubemizin 4. Olağan Genel Kurulu Yapıldı

Sendikamızın İstanbul 1 No’lu Şubesi’nin 4. Olağan Genel Kurulu 11 Mart 2018 tarihinde Vatan Düğün Salonu’nda yapıldı. Şube Genel Kuruluna, genel merkez ve şube yöneticilerimiz, genel kurul delegelerimiz ve konuklarımız katıldı.

Katılan konuklarımız; Türk-İş Marmara Bölge Başkanı Adnan Uyar, Koop-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Aziz Hacısalihoğlu, Belediye-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Sezai Akyürek, Belediye-İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Erol Özdemir, DERİTEKS Tuzla Şube Başkanı Binali Tay, Selüloz-İş İstanbul Şube Başkanı Kemal Yıldırım, Toleyis Marmara Şube Başanı Yusuf Erbaş.

Açılış, saygı duruşu ve divan seçimi ile başlayan Şube Genel Kurulunda, Divan Başkanlığını Genel Sekreterimiz Gürel Yılmaz, Başkan Yardımcılığını Mersin Şube Başkanımız Savaş Gürkan, Üyelikleri ise DHL işyerinden Burcu Sonbahar ile UPS işyerinden Fırat Uğur Dilekay yaptı.

 

 

 

Türkmen: İlkelerimizden ve kazanımlarımızdan taviz vermeyeceğiz
Şube Başkanı Ersin Türkmen yaptığı konuşmada, Şube Genel Kurulunun dünya ve bölgemiz açısından önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde toplandığını; savaşlar, iç çatışmalar nedeniyle insanların yaşam hakkının elinden alındığı, göçe zorlandığı; hayat pahalılığı, yeni zamlar, işsizlik nedeniyle açlık ve sefalet içindeki emekçilerin yaşamının giderek zorlaştığını ifade etti.

Böylesi bir dönemde emekçilerin yüz yıllık kazanımlarının da tehdit altına girdiğini belirten Türkmen; “Ülkemizde işçi sınıfına ve emekçilere dönük saldırılar; hak gaspları, örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller devam ediyor. Sadece sendika üyesi olduğu için işçiler işten çıkarılıyor. Asgari ücret halen açlık sınırının altında olmaya devam ediyor. Milyonlarca işçi asgari ücretle yaşamaya çalışıyor. Bir taraftan ‘yeni Türkiye, müreffeh, gelişmiş Türkiye’ masalları anlatılıyor, diğer taraftan, İşsizlik, yoksulluk ve sefalet devam ediyor. Yapılan araştırmalara göre 15 milyon işçi ay sonunu getiremiyor. Geçim sıkıntısı içindeki milyonlarca işçi daha iyi bir ücret, daha iyi çalışma koşulları talep ettiğinde, sendikalaştığında hemen işten atılıyor” dedi.

 

İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Ersin Türkmen

Yeni örgütlenme; Aras Kargo ve DHL Express
Örgütlenme önündeki engellere rağmen sendikamızın yeni işyerlerinde örgütlenmesini sürdürdüğünü ancak itiraz davaları nedeniyle Aras Kargo ve DHL Express işyerlerinde toplu sözleşme sürecinin engellendiğini ifade eden Türkmen, sektörün önemli işyerlerinden olan bu iki işyerinde imzalanacak toplu iş sözleşmesinin tüm kargo işçilerinin kaderini değiştirecek önemde olacağını söyledi. Türkmen, “Sadece UPS örgütlenmesi bile kargo işçilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesinde önemli etkide bulunmuştur. Aras ve DHL Express Kargo işçilerinin de sendikalı işçiler safına eklenmesi sektörün genelini etkileyecek öneme sahiptir” diye konuştu.

Türkmen, sendikamızın ilkelerinden ve kazanımlarından taviz vermeden önümüzdeki dönemde de çalışmalarını aynı heyecan ve kararlılıkla sürdüreceğini ifade etti.

 

 

Başkan Öztürk: Bir tarafta emekçilerin dünyası bir tarafta sermayenin dünyası
Genel Başkanımız Kenan Öztürk yaptığı konuşmada ülke gündemi, çalışma yaşamı ve sendikamızın gündemine ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Suriye’de sürmekte olan vekâlet savaşı ile yaratılan göç dalgasının farklı iki sonucuna dikkat çeken Başkan Öztürk, “Suriye’deki zenginler ülkemizde yatırım yapmaya, zenginliklerine kar katmaya devam ediyor, göç etmek zorunda kalan emekçiler ise tekstil fabrikalarında sefalet koşullarında yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu savaşın kazananı silah tekelleridir, sermaye sınıfıdır. Emperyalist sermayenin, Ortadoğu’ya barışı getirme gibi bir amacı yoktur; temel mesele buradaki kaynakların paylaşımıdır. Onun için biz Türkiye emekçileri olarak her dönem, her zaman savaşa karşı barışı ve kardeşliği savunmak durumundayız” diye konuştu.

Genel Başkan Kenan Öztürk

Emekçiler yoksulluğun pençesinde
Çizilen pembe tabloların aksine emekçilerin yoksulluğun pençesinden kurtulamadığını belirten Başkan Öztürk, “’Dünyanın en büyük ekonomisiyiz’ söylemine karşın emekçiler açısından değişen bir şey yok; yüzde 88’i sendikasız, yüzde 20’si sigortasız çalışıyor. Ülkemizde 7 milyon işçi asgari ücretle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. İş cinayetleri adeta bir katliama dönüştü, her yıl yüzlerce işçi yaşamını yitiriyor” diye konuştu.

 

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi Türkiye halkının çıkarına değil
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesini uluslararası tekellere peşkeş çekme operasyonu olarak değerlendiren Başkan Öztürk, konuya ilişkin “fabrikaları kapatmayacağız, üretim devam edecek, daha çok kar edecek” yönlü açıklamalara da atıfta bulunarak şunları dile getirdi; “Geçmişte TEKEL özelleştirildi, yüzlerce işçi ortada kaldı. SEKA özelleştirildi, SEKA diye bir fabrika yok şimdi. EBK özelleştirildi, hayvancılık bitirildi ve bugün insanlar ithal et yemeye mecbur bırakıldı. Bu özelleştirmelerin Türkiye halkının çıkarına olmadığı ortada. Aslında yapılan özelleştirmeler uluslararası tekellere peşkeş çekme operasyondur, şeker de bunun devamıdır. Nişasta bazlı şekerin sağlığa zararları biliniyorken halkın bunu tüketmeye mecbur ediliyor olması kabul edilemez. Onun için biz, şeker fabrikalarındaki işçilerin ve üretici köylülerin mücadelesine omuz vermek zorundayız.”

 

Örgütlenme önündeki engeller
Çoğunluk ve yetki itirazı nedeniyle uzun süreyi bulan hukuksal süreçlerin örgütlenme önündeki engellerden birini oluşturduğunu belirten Başkan Öztürk, işverenin itiraz davası açtığı Aras Kargo ve DHL Express’te gelinen sürece ilişkin bilgi verdi. Dokuz üyemizin işten çıkarıldığı G. Antep Babacanlar Kargo’da yaşanan zorlu sendikalaşma sürecine de değinen Başkan Öztürk, “Babacanlar Kargoda 189 gündür direniş sürüyor. Arkadaşlarımız darp edilerek işten çıkarıldı ve 7 gün iş göremez raporu aldılar. Buna ilişkin basın açıklaması yaptığımız için 3 saat emniyette tutulduk. Sendikacı basın açıklaması yapamayacak da ne yapacak? Sendikacı işçilerin haklarını nasıl savunacak” dedi.

Başkan Öztürk, bu süreçte sarı sendikaların örgütlenmeyi tasfiye etme rolünü sürdürdüğünü, bunun son örneğinin Gaziantep’teki Gazi Ulaş şirketinde TÜMTİS üyesi işçilerin baskı ve zor yoluyla Öz Taşıma-İş’e geçirilerek 15 yıllık toplu sözleşme kazanımlarının birer birer geriye götürülmesi biçiminde yaşandığını ifade etti.

Direnişteki DHL Express işçileri, kongrenin yapıldığı salona “DHL Express’e Sendika Girecek Başka Yolu Yok” yazılı pankartı ile geldi.

 

 

OHAL uygulamaları, grev yasakları
Çok sayıda gazeteci ve akademisyenin tutuklanarak cezaevine konulduğu, kamu çalışanı yüzlerce kişinin görevinden ihraç edildiği OHAL dönemindeki uygulamalara değinen Başkan Öztürk, grev ve direniş yasaklarıyla devam eden OHAL uygulamalarının hak ihlallerine yol açtığını ifade etti.

OHAL’in muhalif her bir sesi bastırmanın aracına dönüştürülmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Başkan Öztürk konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “15 Temmuz darbe girişimi, başta sendikamız olmak üzere bütün sendikalar ve emek örgütleri tarafından şiddetle kınanmıştır. İşçiler ve emekçiler darbelere karşı mücadelenin içinde yer almıştır. Türkiye işçi sınıfı geçmişte ilan edilen darbelerin faturasını ödemeye devam ediyor. Ki hala 12 Eylül yasalarıyla sendikacılık yapıldığı bilinmektedir. Ancak bu darbe girişimi gerekçe gösterilerek işçi ve emekçilerin hak ve kazanımlarının geriletilmesi, demokratik her sesin ve talebin şiddetle bastırılması kabul edeceğimiz bir durum değildir.”

Başkan Öztürk, hak alma mücadelesi önünde engel oluşturan OHAL’in kaldırılmasının emekçilerin en başta gelen talebi olduğunu söyledi.

 

Grev yasakları işçilerin toplusözleşme hakkına açıktan müdahaledir
Son yıllardaki grev yasaklamalarına değinen Başkan Öztürk, “Bu dönemde cam, metal, bankacılık, ilaç gibi pek çok işkolunda alınan grev kararları yasaklanmıştır. Grev yasaklamaları ile yüzbinlerce işçinin toplusözleşme hakkına işverenler lehine açıktan müdahale edilmiştir. Grev hakkı bütün dünyada işçilerin sermaye karşısındaki en güçlü aracıdır. Siz, bu hakkı işçilerin elinden alırsanız, işverenlerin karşısında kendini nasıl savunacak? Grev hakkı olmadan sendikanın işverenler karşısında başarılı bir toplu sözleşme yapması mümkün müdür? Hükümet yetkilileri işverenlerle yaptığı toplantıda ‘OHAL’i biz sizin için çıkardık, grevleri yasakladık daha ne istiyorsunuz’ demişti. Bu, İşverenlere ‘istediğiniz gibi davranın, biz işçiye izin vermeyiz’ demektir” diye konuştu.

 

Adil olmayan bir yargılama
Bu süreçte Ankara şubemizin başkan ve yöneticilerinin yargılandığı davada ağır cezalar verilmesinin bir hukuksuzluk skandalının yaşanmasına yol açtığını, Şube başkanı ile 4 yöneticimizin hala cezaevinde olduğunu belirten Başkan Öztürk, Ankara Şubemizin başkan ve yöneticileri sendikacılık faaliyetleri nedeniyle 1,5 ile 6,5 yıl arasında ağır cezalara çarptırıldılar. Adil olmayan bu kararı kabul etmemiz mümkün değildir. Sendikanın görevi üye sayısını çoğaltmak değilse nedir? Üye sayısını çoğaltmak suç ise sendikalar niçin var? Örgütlenme özgürlüğü en temel haktır. İşçiler, kendi çıkarlarını korumak ve geliştirmek için sendika kurma ve sendikalara üye olmak da dahil örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir. Dolayısıyla burada aslında sendikacılık faaliyeti cezalandırılmıştır” diye konuştu.

Yargılamayı yapan hakimlerine FETÖ/PDY örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle meslekten el çektirildiğini, hakimlerden 3’ünün tutuklu bulunduğunu, buna karşın yargılanmanın yenilenmesi talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvurunun reddedildiğini belirten Başkan Öztürk, “Oysaki benzer birçok davada, bu hakimlerin verdiği kararlar yok sayılarak yargılama yenilenmiş ve beraatle sonuçlanmıştır. Dolayısıyla yargılamanın bir an önce yenilenmesi ve bu mağduriyetin giderilmesi gerekmektedir. Bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması için girişimlerimiz devam edecektir” dedi.

 

Sendikalar öncelikle demokrasi mücadelesi vermelidir
Böylesine bir dönemde sendika ve konfederasyonlara daha fazla görev düştüğünü, sürmekte olan anti demokratik uygulamalara ve baskılara ‘dur’ demeden kazanımlarımız korumanın mümkün olmayacağını ifade eden Başkan Öztürk, “Türk-İş 900 bin üyesiyle en büyük konfederasyondur ve hala işçilerin umudu olabilir. Bizim bu gücümüzü görmemiz ve yüzümüzü yeniden işçiye dönerek mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor. Sendikalar öncelikle demokrasi mücadelesi vermek zorundadırlar. Demokratik hak ve özgürlüklerin olmadığı bir ülkede işçi sınıfının kazanılmış haklarının garantisi olmaz. Az önceki örneklerde dile getirdiğimiz gibi; grev, yürüyüş, basın açıklaması yapamaz, demokratik haklarımızı kullanamazsak işverenler karşısında caydırıcı hiçbir gücümüz olmaz. Onun için biz emek örgütleri olarak bu anti demokratik uygulamalara ve dayatmalara karşı mücadeleyi ve dayanışmayı büyütmek zorundayız” dedi.

 

 

Aras, DHL Express işçilerine teşekkür
Zorlu örgütlenme süreçlerine rağmen sendikamızda kenetlenen tüm üyelere, özellikle de göstermiş oldukları direnç ve sabırdan dolayı Aras Kargo ve DHL Express işçilerine teşekkür eden Başkan Öztürk, “Kararlılıkla, inatla 3 yıldır fire vermeden bu sürecin tamamlanmasını beklemektesiniz, bu çabanızı boşa çıkarmayacağız, ne pahasına olursa olsun baskılara karşı geri adım atmayacağız. Önümüzdeki dönemde hep birlikte, buradaki mücadeleyi başarıya taşıyacağımıza inanıyorum” dedi.

 

DHL Express işçileriyle dayanışma ve küresel eylem gününe katılım çağrısı
Genel Başkan Öztürk, 29 Mart 2018 tarihinde üst federasyonumuz ITF ve bağlı sendikalar ile DHL Express işçileriyle dayanışma ve küresel eylem günü yapılacağını duyurdu.

Merkezi Almanya’da bulunan DHL şirketinin Avrupa ülkelerinde sendikalı işçilerle çalıştığını ancak Türkiye’de işçilerin sendika hakkını tanımadığını belirten Başkan Öztürk, şirketin, ITF ve UNI gibi uluslararası federasyonlarla imzaladığı dünyanın neresinde olursa olsun işçilerin sendika hakkına saygı duyacağına dair taahhütlerine uymadığını söyledi.

DHL Express’te işten çıkarılan üyelerimizin yaklaşık 240 günden bu yana şirketin önünde direnişini sürdürdüğünü, küresel eylem günü kapsamında ilan edilen 29 Mart tarihinde direnişin sürdüğü İstanbul Yenibosna’daki şirketin merkezi önünde ETF Genel başkanı ve genel sekreterinin de katılacağı kitlesel basın açıklamasına kardeş sendikaları ve emek örgütlerine destek vermeye çağırdı.

Genel Başkan Öztürk, şube genel kuruluna mücadele ve başarı dileyerek konuşmasını tamamladı.

MESAJLAR…
Toleyis Genel Başkanı Cemail Bakındı’nın Şube Genel Kurulumuzu selamlayan mesajının ardından cezaevinde bulunan Ankara Şube Başkanımız Nurettin Kılıçdoğan’ın mesajı okundu. Şube genel kuruluna içeriden seslenerek başarı dileklerini ileten Kılıçdoğan’ın mesajı salonda yoğun alkış aldı.

 

DELEGELERİN KONUŞMALARI
Şube Genel Kurulu delegelerin konuşmaları ile devam etti. Delegelerin konuşmaları şöyle oldu;

Sinan Demir

 

 

Sendika sayesinde söz sahibi olduk
Sinan Demir (DHL Lojistik); “Üretim yapan bir fabrikada işe başladım, hali hazırda bir sendika vardı, ‘sendikanın iyisi kötüsü olmaz’ diye üye olduk. İlk defa toplu sözleşmenin ne olduğunu burada gördüm. Derken, panolara ‘sözleşme imzalanmıştır hayırlı olsun’ yazısının asıldığını gördük, sözleşme hiçbir arkadaşımızın görüşü alınmadan imzalanmıştı. Aradan 5 ay geçmeden işten çıkarıldık, işin ilginç tarafı işten atma sendikanın bilgisi dahilinde olmuştu. Üç ay sonra DHL’de işe başladım, bir süre sonra sendikamız çoğunluk alarak sözleşme masasına oturdu. Noktasından virgülüne kadar her şeyi işçiye sorarak iyi bir sözleşme imzaladık. Sendikanın ücret ve sosyal haklar açısından pek çok getirisi var ancak bunun önemi kadar, işçilerin kaderini patronun iki dudağı arasından alarak işçiye vermesi, işçiyi daha eğitimli, ileriyi gören bir seviyeye kavuşturması da önemlidir.”

Ulaş Kurt

Bizim moral kaynağımız; Dayanışma
Ulaş Kurt (DHL Express); “2004 yılından itibaren bu şirkette çalışıyorum. Bu süreçte şirket içerisinde adil olmayan bazı tutumları görerek sendikaya üye olduk, bu sebeple işveren tarafından İşten çıkarıldık. Yaklaşık 237 gündür şirket önündeki direnişimiz devam etmektedir. Süreç sonuçlanana kadar devam edeceğiz, kararlıyız. Bu süre zarfında gerek siz arkadaşlarımızın gerekse sendikamızın bizlere verdiği destek çok önemli. Bunlar bizim moral ve motivasyon kaynağımız. Yanımızda olduğunuzu görünce direncimiz daha da artıyor. Bize bu yolu açan, maddi ve manevi desteğini hissettiren sendikamıza teşekkür ediyoruz”

Olgun Ballıkaya

 

UPS ile suyun önü açıldı
Olgun Ballıkaya (UPS Kargo); “On yıldır UPS’de çalışıyorum. Zor bir süreçten geçiyoruz. Sadece bizim sektörümüzde değil, bu dönemde işçi sınıfına grev yasakları, esnek çalıştırma biçimleri dayatılıyor. Bu dönemde toplanan kongremizi, bizim karşı karşıya kaldığımız bu sorunlarımızı görüp birlik içinde olmamıza vesile olduğu için çok önemli buluyorum. UPS’de 282 gün 4 ilde direnerek mücadelemizi verdik, dayanışma ile UPS’ye sendikayı getirdik. Bu bizde iki şeye yol açtı, birincisi; bizim de neredeyse inandığımız “kargolarda sendika olmaz” düşüncesini yıktı. İkincisi ise işyerinde söz sahibi olmamızın önünü açtı. Birçok kazanımımız oldu; güvenceli, toplu sözleşme hakkı gibi… Horlanıyorduk, kimse işçilere değer vermiyordu, örgütlü olduktan sonra değer gördük. UPS suyun önünü açtı, şimdi Aras, DHL Express ve diğer işçiler aynı yolda yürüyor. Biz birlik olmanın, dayanışmanın önemini gördük size de tavsiyemiz budur. Sonuna kadar yanınızdayız.”

Ferhat Sönmez

Direnmeyi sizden ögrendik
Ferhat Sönmez (DHL Express) ;
 “Yaklaşık 240 günden beri direniyoruz, ziyarete gelenler soruyor bize ‘nasıl dayanıyorsunuz’ diye. Açıkçası arkadaşlar, sizden öğrendiğimizi uyguluyoruz. UPS’den DHL’den öğrendik ve biliyoruz ki bizim direnişimiz bu sektörde örgütlenmek isteyen diğer işçilere etki edecek. 29 Mart’ta büyük bir eylemimiz var, bizim için çok önemli, destek vermenizi istiyorum. Direne direne kazanacağız, pes etmeyeceğiz.”

 

 

Erdal Çınar

 

 

 

 

 

 

Bugün daha güçlüyüz
Erdal Çınar (Ege Birlik Ambarı);
“Bu kongremizde yeni örgütlenen işyerlerinden arkadaşlarla bir aradayız. Aras ve DHL Express işçileri de artık aramızda, onların direncini kutluyorum, biz kazanacağız. Sendikamız bu güç ve iradeye sahiptir. Kar-kış demeden işyeri önünde bekliyorsunuz. Hepinizi selamlıyor kongremizin Türkiye işçi sınıfına hayırlı olmasını diliyorum.”

Genel Örgütlenme Sekreteri Muharrem Yıldırım

 

Yıldırım: Direnişlerle anılan bir sendikayız
Genel Örgütlenme Sekreterimiz Muharrem Yıldırım yaptığı konuşmada, neredeyse örgütlendiğimiz her işyerinde işten atma saldırısı yaşanmasına karşın sendikamızın bunun üstesinden gelmeyi başardığını, TÜMTİS’in direnişlerle anılan bir sendika olduğunu söyledi.
Genel Örgütlenme Sekreteri Muharrem YıldırımYıldırım konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “Bugün DHL, UPS, ambarlar, trafik vakfı ve Aras kargo işyerlerinden arkadaşlarımız aramızda. Aras ve DHL Express işçisi mücadelesine sahip çıkarak sendikaya üye oldu ama öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; kanun, ‘itiraz edildiğinde maddi gerekçe yoksa bile reddedilir, dava açılırsa 2 ay içinde sonuçlanır’ diyor. Buna rağmen 21 ay sonra yerel mahkemede dava sonuçlandı ve üst mahkemeye gönderildi. 5,5 aydır üst mahkemenin kararını beklemekteyiz. Biz inanıyoruz ki mahkemeden lehimize bir sonuç çıkacaktır. 2 yıl mahkeme sürecini beklemek kolay değil, gösterdiğiniz sabırdan dolayı teşekkür ediyoruz. İşveren hangi yolu denerse denesin Aras ve DHL Express’te süreci TİS kazanımlarıyla tamamlayacağımıza inanıyorum.”

Yeni Şube Yönetimi Seçildi
Genel Kurulda yapılan seçimlerde Ersin Türkmen yeniden Şube Başkanı seçildi. Şube Sekreterliğine Turan Bayrak, Şube Mali Sekreterliğine Erdal Çınar seçildi. Şube Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: Sinan Demir, Ferhat Sönmez. Şube Denetleme Kurulu Üyelikleri: Alaattin Aslan, Turan Erdoğan, Zeynel Dal. Şube Disiplin Kurulu Üyelikleri: Olgun Ballıkaya, Mustafa Yılmaz, Abdülhekim İpek.

Şube Genel Kurulundan Görüntüler