İzmir Şubemizin 10. Olağan Genel Kurulu 01 Temmuz 2018 tarihinde Atatürk Stadı Açık Tribün Altı Eğitim Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Şube Genel Kuruluna, genel merkez ve şube yöneticilerimiz ile genel kurul delegelerimiz ve konuklarımız katıldı.
Divan Seçimi, Saygı Duruşu
Açılış, saygı duruşu ve divan seçimi ile başlayan Genel Kurulda, Divan Başkanlığını Genel Sekreterimiz Gürel Yılmaz, Başkan Yardımcılığını Genel Eğitim Sekreterimiz ve İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Ersin Türkmen, divan üyeliklerini ise Merkez Yönetim Kurulu Üyemiz ve Bursa Şube Başkanı Özdemir Aslan ile Mersin Şube Başkanımız Savaş Gürkan yaptı.
Yoksulluk artarken zenginler kârına kâr katıyor
Açılış konuşmasını yapan İzmir Şube Başkanımız Şükrü Günseli işçi sınıfı, emekçiler ve demokrasi güçleri açısından zor bir süreçten geçildiğini belirterek, emekçilerin kazanılmış haklarının gasp edildiği böylesine bir süreçte, işsizlik, açlık ve yoksulluk büyürken küçük bir azınlığın ise hızla ve korkunç derecede zenginleştiğini ifade etti. Adil olmayan bu uygulamalara yönelik herhangi bir itirazın ise şiddetle karşılandığını belirten Günseli, yanlış dış politika nedeniyle ülkenin bir istikrarsızlığın içine sürüklendiğini ifade etti.
Günseli “Ortadoğu bataklığına adım adım sürüklenirken gencecik çocuklarımızı kaybediyoruz. Ortadoğu’da zenginliklerin paylaşılması için başlatılan savaş nedeniyle istikrarsızlık devam ediyor. Türkiye buna karşı barışçıl, Ortadoğu halklarının kardeşliğini gözeten bir siyaset izlemiş olsaydı hakların gözünde daha saygın bir yer edinirdi. Ama ne yazikki emperyalistlerarası çekişmenin içinde yer almaktadır” diye konuştu.
Savaş nedeniyle başta Suriye olmak üzere milyonlarca insanın yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldığını belirten Günseli, bir kısmının ise Türkiye’de açlık ve yoksulluk içinde yaşamını sürdürmeye çalışken işgücü piyasasında karın tokluğuna istihdam edildiğini bunun da işsizliğin büyümesine yol açan bir durum olduğunu ifade etti.
OHAL uygulamaları, grev yasakları
OHAL uygulamaları ve grev yasaklarına da değinen Başkan Günseli, “Ülkemizi yönetenler OHAL’in ‘teröre karşı’ ilan edildiğini söylemişti. Gerçekte ise bu süreçte 140 bin kamu emekçisi yargı kararı olmaksızın görevinden ihraç edildi. Cumhurbaşkanımız işverenler toplantısında ‘Niye OHAL’e itiraz ediyorsunuz, bakın grevleri yaptırmıyoruz’ demişti. Grev anayasal bir haktır, patronlarla masaya oturduğunuzda elinizde grev silahınız yoksa taleplerinizi nasıl kabul ettireceksiniz? Demekki OHAL’i biz emekçilere karşı ilan etmişler” diye konuştu.
Tüm engelleme ve baskılara rağmen sendikamızın örgütlenme faaliyetlerini istikrarlı bir şekilde sürdürdüğünü belirten Günseli, sendikamızın bu süreçte Aras Kargo ve DHL Express gibi sektör açısından önemi büyük iki kargo firmasında çoğunluk tespiti sağladığını ancak işverenlerin itirazı ve hantal ilerleyen yargı süreçleri nedeniyle sürecin uzadığını ifade etti.
Üyelere göstermiş oldukları sabır ve azimden dolayı teşekkür eden Günseli, üyesi ve yöneticisiyle bütünleşmiş bir sendikanın bundan sonra da engelleri aşarak yoluna devam edeceğini vurguladı.
Ülkemizde durum ve örgütlenme hakkı
Genel Başkanımız Kenan Öztürk kongrede yaptığı konuşmada ülke ve çalışma yaşamına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Bu ülkede 8 milyon insan asgari ücret altındaki bir ücretle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Nüfusun yüzde 10’u işsizlikle karşı karşıya ve bu ülkede işçilerin yüzde 88’İ hala sendikasız… Yasal hakkını kullanarak sendikaya üye olan işçiler kapı önüne konuluyor” diyen Genel Başkan Öztürk, işverenlere tanınan itiraz hakkı nedeniyle de yasalarda mevcut olan hakların fiilen engellendiğini dile getirdi.
Hakların teminatı demokrasidedir
Demokrasinin olmadığı yerde emekçilerin kazanılmış haklarının teminatının da olmayacağını vurgulayan Başkan Öztürk konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “Kiralık İşçi Büroları yasallaştı, şimdi işverenler kiralık işçi çalıştırmayı planlıyorlar. Çünkü kiralık işçinin hiçbir hakkı yoktur, sendikası yoktur, tazimatından ve her türlü hakkından büro sorumludur. Önümüzdeki dönemde yeni saldırılar söz konusu. Grev hakkı tehdit altındadır. Oysaki grev hakkı dünyanın her yerinde işçilerin en önemli hak alma aracıdır. İşçiler haklarını korumak ve geliştirmek için gerekirse grev hakkını kullanır ve başarılı sözleşmeler yapar. Ancak şimdi bir ülkenin Cumhurbaşkanı işverenlere ‘biz OHAL’le birlikte grevleri yasakladık’ diyorsa işverenler de elbetteki bundan cesaret alacaklardır. İşçilerin en temel haklarını kullanılmaz hale getirir sermayenin çıkarlarını garanti altına almak üzere kurgularsanız bunun adı demokrasi değildir. Demokrasi üç-beş yılda bir sandığı gidip oy kullanmak değil, aynı zamanda hak ve özgürlükleri kullanıp uygulayabilmektir.”
İş cinayetlerinde vahim tablo
Sadece 2017 yılı içerisinde 2006 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetlerindeki vahim tabloya da değinen Başkan Öztürk, günde 5 işçi işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesini vahşet olarak nitelendirdi ve bir an önce önlem alınması gerektiğini ifade etti.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun arabuluculukla ilgili “Özellikle iş mahkemelerindeki davalarda işveren yüzde 99 haksız çıkıyordu. Bunu değiştirmek üzere zorunlu arabuluculuk sisteminin uygulamaya alınmasını sağladık” şeklindeki sözlerini hatırlatan Başkan Öztürk, işverenlere her türlü sömürü olanaklarının tanındığını ancak işçilerin yaşam hakkının dahi maliyet unsuru olarak görüldüğünü dile getirdi.
Ekonomik kriz belirtilerinin görülmeye başlandığı bu dönemde işçilerin kazanılmış haklarına yönelik yeni saldırıların gündeme getirileceğini iade eden Başkan Öztürk, “Döviz karşısındaki ekonomik durum ortada. İşverenlere teşvikler yapılıyor ancak işçilerin durumuna yönelik bir adım yok. İşverenler yeni şeyler istiyor ve reform adı altında çalışma yaşamını bütünüyle kuralsız hale getirmektedirler” diye konuştu.
Başkan Öztürk, tüm bu saldırılar karşısında sendika ve konfederasyon ayrımı yapmadan örgütlü mücadele vurgusu yaptı.
Sendikacılık faaliyeti cezalandırıldı
Ankara Şubemizin başkan ve yöneticilerine yönelik hapis cezalarına da değinen Başkan Öztürk, yargılamanın sendikacılık faaliyetine yönelik bir yargılama olduğunu ve demokrasiye sığmadığını ifade etti. Örgütsüz işyerlerini örgütleyerek yeni üyeler kazanmanın sendikacının asli görevi olduğunu belirten Başkan Öztürk, Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan ile 3 şube yöneticimizin hala cezaevinde olduğunu anımsatarak, yargılamanın yenilenmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi için sendikamızın girişimlerini sürdürdüğünü ifade etti.
‘DHL Express ve Aras Kargo’da örgütlenme tüm sektörü etkileyecek önemdedir’
DHL Express ve Aras Kargo örgütlenmesinde gelinen duruma da değinen Genel Başkan Öztürk, sendikamızın her iki işyerinde örgütlenmesini tamamlayarak çoğunluk tespiti yaptırdığını, işverenlerin açtığı itiraz davasında da mahkemenin sendikamızı haklı bulduğunu aktardı. Aras Kargo ve DHL Express örgütlenmesinin bütün bir sektörü etkileyecek önemde olduğunu belirten Başkan Öztürk, daha önce UPS Kargo ve DHL Lojistik’te olduğu gibi, sendikamızın burada da örgütlenmesini toplu iş sözleşmesi ile taçlandıracağını ifade etti. Başkan Öztürk, tüm üyelere göstermiş oldukları direnç ve kararlığından dolayı teşekkür etti.
Kılıçdoğan’ın Mesajı
Konukların tanıtımı ile devam eden kongrede cezaevinde bulunan şube başkanımız Nurettin Kılıçdoğan’ın mesajı okundu. Genel Kurula başarı dileklerini ileten Kılıçdoğan’ın mesajı salonda alkışlarla karşılandı.
Seçimler Yapıldı yeni yönetim belirlendi
Daha sonra delegeler söz alarak kongreyi selamlayan konuşmalar yaptılar. Konuşmaların ardından seçimlere geçildi. Buna göre Şükrü Günseli yeniden Şube Başkanı seçildi. Şube Sekreterliğine Seyfi Erez, Şube Mali Sekreterliğine Kadir Dereli getirildi. Şube Yönetim Kurulu’na Cengiz Bildirici ve Ali Doğru; Şube Denetleme Kurulu’na Basri Çal, Çağrı Çakır, Abdullah Akdağ seçilirken; Şube Disiplin Kurulu’na Erdoğan Karakuş, Kamil Bilgin, Şaban Yılmaz seçildi.
İzmir Şube 10. Genel Kurulundan görüntüler