Ankara Şubemizin 18. Olağan Genel Kurulu 15 Temmuz 2018 tarihinde Türk-İş Toplantı Salonu’nda yapıldı. Genel Kurula, genel merkez ve şube yöneticilerimiz, genel kurul delegelerimiz ve konuklarımız katıldı.
Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Şube Başkanımız Nurettin Kılıçdoğan’ın babası, eşi ve çocukları da genel kurula katılanlar arasındaydı.
Divan Seçimi, Saygı Duruşu
Açılış, saygı duruşu ve divan seçimi ile başlayan Genel Kurulda, Divan Başkanlığını Genel Sekreterimiz Gürel Yılmaz, Başkan Yardımcılığını Genel Eğitim Sekreterimiz ve İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Ersin Türkmen, Divan Üyeliklerini ise Merkez Yönetim Kurulu Üyemiz ve Bursa Şube Başkanı Özdemir Aslan ile Mersin Şube Başkanımız Savaş Gürkan yaptı.
Kongrenin açılışını yapan Şube Sekreteri Bülent Şahan, Şube Başkanımız Nurettin Kılıçdoğan’ın tutuklu bulunması nedeniyle burukluk yaşandığını ancak sendikamızın mücadelesini, onun bıraktığı yerden sürdürmeye devam edeceğini söyledi.
‘Baskılara rağmen mücadelemizden asla vazgeçmedik’
Açılış konuşmasını yapan Şube Başkanı Haydar Arslan, Ankara şubemizin başkan ve yöneticilerinin yargılandığı dava sürecine değinerek yargılamanın hapis cezaları ile sonuçlanmasının bir hukuk skandalı olduğunu söyledi. “Hem sendikaların önüne baraj koyacaksınız, barajı aşmazsa toplu sözleşme yapamazsın diyeceksiniz hem de işçileri üye yapanları cezalandırıp cezaevine koyacaksınız” diyen Arslan, sendikamızın tüm bu baskılara rağmen mücadelesinden asla vazgeçmediğini belirterek “Cezaevindeki kahraman arkadaşlarımızı vermiş oldukları mücadele ve göstermiş oldukları kararlıktan dolayı selamlıyorum” dedi.
“Mücadelemizin hiç bitmeyeceğini söylemiştik, UPS Kargo, DHL Lojistik şimdi de Aras Kargo ve DHL Express işçileri aramızda. Yeni örgütlenen işyerlerinde de mutlaka sonuca gideceğiz” sözleriyle konuşmasını sürdüren Haydar Arslan, çoğunluk tespitini kazandığımız Aras Kargo ve DHL Express’te örgütlenme sürecindeki hukuki engellere değindi ve buradaki üyelerimizi göstermiş oldukları sabır ve kararlı tutumundan dolayı tebrik etti.
Taleplerimiz için mücadele edeceğiz
OHAL sürecinde grev yasaklarına da değinen Arslan, bu süreçte 14 grevin “milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle yasaklandığını belirterek konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “OHAL’in güvenlik nedeniyle getirildiğini söylediler ancak bir hastalık gibi herkesi etkisi altına aldı. Bugün grevler yasaklanıyor, alana çıkıp basın açıklaması yapılamıyorsa bu, sendikalar için acı verici bir durumdur. OHAL kaldırılmalıdır, sendika ve işçiler üzerindeki baskılar durdurulmalıdır, kıdem tazminatına asla dokunulmamalıdır, kiralık işçi düzeni, esnek çalışma kaldırılmalıdır. Zorunlu arabuluculuk olmamalıdır. Biz taleplerimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Şekerde özelleştirme 50 bin kişiyi mağdur etti
Ülkemizde kamu ve çeşitli taşınmazların satışı ile yapılan özelleştirmelerin sonuçlarına değinen Arslan, son on yılda 125 devasa kuruluşun özelleştirildiğini, son olarak zarar ettiği gerekçesiyle şeker fabrikalarının da özelleştirme kapsamına alındığını belirten Arslan, böylece 50 bine dolayındaki üretici ve çalışan mağdur edildiğini belirtti. İlkinin temeli Uşak’ta atılan ve bugün 2 milyon ton kapasiteye ulaşan fabrikaların satılmasını geçmişte köy köy dolaşarak fabrikaları kuranlara saygısızlık olarak değerlendiren Arslan, bu emeğe sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.
Genel Başkan Kenan Öztürk: Dünyada savaşların faturasını emekçiler ödüyor
Genel Başkanımız Kenan Öztürk genel kurulda yaptığı konuşmada dünya ve Türkiye’deki gelişmeler ile çalışma yaşamı gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dünyada süren çatışmalar ve savaş nedeniyle yoksulların bedel ödemeye devam ettiğini belirten Başkan Öztürk, “Dünyada bütün savaşların faturasını yoksullar ödüyor. Nitekim Suriye’nin yoksul halkı ayakaltında ezilirken, gittikleri ülkelerde açlık içerisinde veya çoluk çocuğuyla kıyılarda boğulurken, Suriyeli zenginler ise gittikleri yerlerde yatırım yapmaya devam ediyorlar” dedi.
Savaş nedeniyle 3,5 milyon Suriyelinin ülkemize göç ettiğini belirten Başkan Öztürk, “Ne yazıkki ülkemizdeki sermaye çevreleri bu durumu da fırsata çevirmiştir. Suriyeli işçiler insanlık dışı koşullarda çalıştırılmakta ve bu durum yerli işçiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaktadır. İşverenler, yerli işçilere ‘niye zam istiyorsunuz sizin yerinize iki Suriyeli işçi çalıştırırım’ diyerek baskı kurabilmektedir. Biz emekçiler, dünyanın neresinde olursak olalım savaştan yana değil, barıştan, demokrasiden yana olmalıyız. Demokrasinin olmadığı bir yerde emekçilerin hiçbir hakkı garanti altında değildir. Onun için emekçiler, ekmeklerine sahip çıktığı gibi demokrasiye de sahip çıkmalı ve mücadele etmelidir” diye konuştu.
Demokratik kazanımlarımıza sahip çıkmalıyız
Çizilen bütün iyi tablolara rağmen ülkemizde işsizlik ve açlık sorununun devam ettiğini, sendikalaşma oranının yüzde 12’lerde olduğu ülkemizde örgütlenme önündeki yasal engellerin sürdüğünü belirten Başkan Öztürk konuşmasını şu sözlerle sürdürdü, “Sendikal örgütlenme önündeki anti demokratik uygulamalar nedeniyle sendikaya üye olan işçiler ekmeğini kaybedebiliyor. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan baraj sistemi ile karşı karşıyayız. Sendika olarak bir işyerinde çoğunluğu alsanız dahi, işverene tanınan itiraz hakkı nedeniyle mahkemeler yıllarca sürebiliyor. Aras Kargo ve Me-Par işyerlerinde olduğu sendikamız bu işyerlerinde çoğunluğu sağlamıştır ancak bir süreden beri mahkeme sürecinin sonuçlanmasını beklemekteyiz.”
Katliam boyutundaki iş cinayetlerine, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusundaki ihmaller ve denetimsiz uygulamalara da değinen Başkan Öztürk, 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma faciasında asıl ihmali bulunanların cezasız bırakıldığını belirtti. İş kazalarında ihmali bulunanların cezasız bırakıldığı sürece iş kazalarının devam edeceğini vurgulayan Öztürk, işçi sağlığı ile ilgili tedbirlerin maliyet unsuru olarak görülmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Grev yasaklamaları kabul edilemez
15 Temmuz’da yaşamını yitirenleri de anan Başkan Öztürk, askeri darbelerin ülkenin yararına olmadığını bu nedenle sendikalar ve emekçilerin darbenin karşısında olduğunu ancak darbecilere karşı getirilmiş uygulamaların da bütün bir halka ve emek örgütlerine karşı bir baskı aracına dönüştürülmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Darbe girişimin ardından ilan edilen OHAL ile grev yasaklamalarının getirildiğini belirten Başkan Öztürk, “Bütün dünyada grev, işçinin en önemli hak alma aracıdır. Siz bu hakkı işçinin elinden alırsanız patronlar karşısında savunmasız bırakırsınız” dedi.
Örgütlenme hakkı demokrasinin gereğidir
Babacanlar Kargo’da basın açıklamasıyla ilgili açılan davalara da değinen Başkan Öztürk, “Ben sendikacıyım, üyem darp edilmiş ve bununla ilgili basın açıklaması yapıyorum. Sendikacı basın açıklaması yapamayacaksa bunun adı demokrasi değildir. Demokrasi sadece beş yılda bir sandığa gidip oy kullanma değildir. Demokrasi, ifade özgürlüğü, örgütlenme hakkının olmasıdır. Onun için işçi sınıfının, emek örgütlerinin demokratik kazanımlara sahip çıkması gerekiyor.
Üye sayısını çoğaltmak her sendikacının görevidir
Ankara şubemizin 14 yöneticisi hakkında verilen hapis kararlarını bir hukuksuzluk örneği olarak değerlendiren Başkan Öztürk, üye sayısını çoğaltmanın suç kapsamına alınmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Başkan Öztürk, “Sendikaların görevi örgütsüz işyerlerin örgütlemektir. 14 arkadaşımız da sendikaya yeni üyeler kazandırmak dışında bir şey yapmamışlardır siz bunu suç olarak kabul ediyorsanız o zaman tabelaları da kaldıralım. Bu ceza sendikalara gözdağıdır. Üstelik arkadaşlarımıza ceza veren hakimler şu anda hapisteler. Bu hakimler bağımsız bir hukukçu gibi davranmamıştır dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi gerekmektedir. Ancak bunula ilgili yaptığımız girişimler sonuçsuz kalmıştır” diye konuştu. Bu hukuksuz yargılamanın ILO ve ITUC raporunda da yer aldığını belirten Başkan Öztürk, sonuna kadar bu davanın takipçisi olunacağını ifade etti.
Engelleri birlikte aşıyoruz
Sendikamızın bütün zorluklara rağmen mücadelesini büyütmeye devam ettiğini, Aras Kargo ve DHL Express’te örgütlenerek çoğunluk tespitini kazandığını ancak işverenin itirazı nedeniyle sürecin uzadığını aktaran Başkan Öztürk, buradaki mücadelenin de toplu sözleşme kazanımlarıyla sonuçlanacağını ifade etti. Başkan Öztürk, sabrı ve mücadelesinden dolayı Aras ve DHL Express’teki üyelerimize teşekkür etti.
Yeni yerlerin örgütlenmesinde ambar işçisi üyelerimiz ile UPS Kargo ve DHL Lojistik’teki üyelerimizin önemli roller üstlendiğini belirten Başkan Öztürk, sendikamızın etrafında kenetlenen tüm üyelere teşekkür etti.
Kılıçdoğan telefon bağlantısı ile kongreyi selamladı
Nurettin Kılıçdoğan eşi ile telefon hakkını kullanarak kongreye başarı dileklerini iletti. İşçilerin hak ve çıkarları için mücadele ettiklerini bundan dolayı haksız bir şekilde yargılanarak cezaevine konulduklarını ancak bu mücadeleden asla pişmanlık duymadıklarını belirten Kılıçdoğan bu süreçte dayanışma içerisinde olan ve sendikamızın etrafında kenetlenen herkese teşekkür etti. Kılıçdoğan’ın konuşması salonda “Nurettin Başkan onurumuzdur” sloganları ve alkışlarla karşılık buldu.
Konukların ve Delegelerin Konuşmaları
Tez Koop-İş Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Mustafa Barım’ın çalışma yaşamı gündemine ilişkin değini ve genel kurulumuzu selamlayan konuşmasının ardından delegelerimiz söz aldı.
Asıl olan emekten yana olmaktır
Selahattin Demir yaptığı konuşmada 30 yıllık sendikacılık hayatının mücadele ile geçtiğini, sendikacılık faaliyetinin onurlu bir iş olduğunu ve verilen hapis cezalarına rağmen bundan asla pişmanlık duymadığını ifade etti. “Asıl olan emekten yana olmaktır” diyen Demir, 22 yaşında bir hamal iken tanıştığı sendikamızın bugün kargo, araç muayene işçileriyle büyüdüğünü görmekten gurur duyduğunu söyledi.
Yeni dönem zorlu mücadele
Tuncay Şahin de “Sendikamızı sahiplenerek Nurettin Başkanın eksikliğini hissettirmemeye çalışacağız” diyerek Kılıçdoğan şahsında, tutuklu bulunan sendikacıları ve sendikal hakları için direnen işçileri selamladı. Türkiye’de emekçilerin durumuna değinen Şahin, yeni hükümet sistemiyle kurulan kabinenin sermaye temsilcilerinden oluştuğunu, bu kabinede emekçilerin ise yer almadığını söyledi. Bu gelişmelerin işçilerin haklarının gasp edileceğinin, sermayenin saldırılarının artacağının işaretleri olduğunu söyleyen Şahin, işçileri zorlu mücadelelerin beklediğini yeni dönümde de TÜMTİS’in dayanışma ve mücadele anlayışının yol göstermeye devam edeceğini ifade etti.
Kararlı mücadele başarıya götürür
Daha sonra söz alan Mehmet Çatan da, sendikal mücadelede sabır ve kararlı olmanın önemine değindi. Söylenenlere kulağını tıkayarak zirveye çıkmayı başaran hikayedeki kaplumbağa örneğini veren Çatan, sendikamızın şubesinin başkan ve yöneticilerinin tutuklanmasına rağmen bugün 18. genel kurulu topluyor olmasının bir başarı olduğunu söyledi. “Öldürmeyen darbe güçlendirir” diyen Çatan, tüm saldırı ve zorluklara rağmen mücadele vurgusu yaptı.
Dayanışma en önemli dayanağımız
Süleyman Bilecen de söz alarak “24 yıl önceki genel kurulda kavga bitmedi yeni başlıyor demiştik. Ne mutluki birliği ve beraberliği hep birlikte yaşadık” dedi. Başkan Kılıçdoğan’ın günü geldi baba bir abi gibi olduğunu dile getiren Bilecen, “Başkanımız zindanlarda bugün yiğitçe yatıyor. Bedenen orada olsa da ruhen mücadelemizin içinde olmaya devam ediyor” dedi. Dayanışmanın sendikamızın bir geleneği olduğunu belirten Bilecen, yeni üyelerin de bu geleneği kendilerine kılavuz edeceklerini vurguladı.
Zor koşullara rağmen mücadele
Konuşmasına direnişteki Babacanlar ve DHL Express işçilerini, kararlı tutumundan dolayı Aras kargo işçilerini selamlayarak başlayan İrfan Bektaş da, ülke gündemi ve çalışma yaşamına ilişkin sorunlara değindi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülkemizin olağanüstü bir sürece girdiğini iade etti. Demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bu dönemde, ekonomik ve sosyal açıdan pek çok sorunun yaşandığını, çok sayıda kişinin işini kaybettiğini, grev hakkının yasaklandığını aktardı. Kadına ve çocuğa yönelik istismarın arttığı, doğa katliamlarının sürdüğü bu dönemde manevi değerlerin de zedelendiğini vurguladı. Bektaş, bütün bu olumsuz tabloya karşın sendikamızın durmadan yoluna devam ettiğini ifade etti.
Yeni Yönetim Seçildi
Genel Kurulda yapılan seçimlerde Şube Başkanlığına Haydar Arslan, Şube Sekreterliğine İrfan Bektaş, Şube Mali Sekreterliğine Mehmet Çatan seçildi. Şube Yönetim Kurulu; Celal Şimşek ve Bektaş Özbek’ten oluştu. Şube Denetleme Kurulu; Rıza Bişi, İsmet Atılgan, Çağlayan Aslan; Şube Disiplin Kurulu Tuncay Şahin, Akın Arslan, Köksal Koçer’den oluştu.