Mersin Şubemizin 3. Genel Kurulu Yapıldı

Mersin Şubemizin 3. Genel Kurulu 03 Şubat 2019 tarihinde Yenişehir Belediyesi Nikâh Salonu’nda yapıldı. Genel Kurula merkez ve şube yöneticilerimiz ile üyelerimiz ve konuklarımız katıldı.

 

Divan seçimi, saygı duruşu
Divan seçimi ve saygı duruşu ile başlayan Genel Kurulda Divan Başkanlığını Genel Sekreterimiz Gürel Yılmaz, Başkan Yardımcılığını Eğitim Sekreterimiz Ersin Türkmen, Kâtip üyeliklerini Bursa Şubemizin Başkanı Özdemir Aslan ve sendikamızın avukatlarından Cüneyt Durnaoğlu yaptı.

Dünya ve Türkiye’de durum
Kongrenin açılış konuşmasını yapan Mersin Şube Başkanı Savaş Gürkan, Dünya ve Türkiye’de genel durum, çalışma yaşamı ve sendikamızın gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dünya ve Türkiye’de önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde genel kurulun toplandığını belirten Gürkan, uluslararası sermayenin karını arttırmak için savaşlar çıkarmaya devam ettiğini, Suriye’de 2011 yılından bu yana süren savaş nedeniyle binlerce insanın yaşamını yitirdiğini ve ülkesini terk ederek mülteci konumuna düştüğünü söyledi.

Dünyada gelir eşitsizliğinin sürdüğünü, en zengin 80 kişinin gelirinin 3,5 milyar kişinin gelirine yani dünyanın yarısının servetine sahip olduğunu buna karşın her yıl 10 milyon kişinin açlık ve yetersiz beslenme sebebiyle yaşamını yitirdiğini belirten Gürkan, “Dünyanın hangi noktasında gerçekleştirilmiş olursa olsun savaşların kaybedeni emekçi sınıflar olmaktadır. Savaş, sermaye sınıfı için karlarını artırmanın bir aracı iken biz emekçiler için zamlar, yeni vergiler ve düşük ücretle çalışmak anlamına gelmektedir. Bunun için biz emekçiler savaşa karşı olmak durumundayız” dedi.

Sermayedarların aşırı lüks dünyasının aksine emekçilerin yoksulluk içinde olduğunu, işçi ve emekçiler açısından iyi geçmeyen 2018 yılında gerçek enflasyonun yüzde 30’lara dayandığını, işsizliğin artış gösterdiğini, doğalgaz ve temel gıda maddelerine yapılan zamlarla yaşamın giderek zorlaştığını belirten Gürkan, adaletten söz etmenin mümkün olmadığı böylesine bir ortamda emeğin kazanımlarından da söz edilemeyeceğini söyledi.

Kıdem tazminatını korumalıyız
Krizi yaratanların krizin faturasını emekçilerin sırtına yıkmak istediğini belirten Gürkan, “Her ne kadar yetkililer ‘kriz yok bunlar manipülasyon’ dese de açıklanan yeni ekonomik program patronları krizden çıkarmanın bir reçetesi olarak ele alınmıştır” diye konuştu. Hükümetin yeni ekonomi programında yeni saldırıların bulunduğunu, kulağa hoş gelen cümlelerle kıdem tazminatının fon sistemine dönüştürülerek yok edilmek istendiğini belirten Gürkan, “Kıdem tazminatı işinin birikmiş emeğidir. 1936 yılından beri uygulanan kıdem tazminatının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Başta konfederasyonumuz Türk İş olmak üzere tüm konfederasyonların ve emekçilerin bu hakka sahip çıkması zorunluluğu vardır” diye konuştu.

İşverenlere tanınan vergi affına karşılık işçilerin vergi yükünün arttırıldığını, asgari ücretli bir çalışanın yılın 128 gününü vergi için çalıştığını belirten Gürkan, “Vergide adalet sağlanmalı, az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır” dedi.

 

Sendikalaşma önünde engeller
İş kazalarına yol açan uygulamalara, sendikalaşma önündeki engellere değinen Gürkan, her yüz işçiden sadece 12’sinin sendikalı olduğunu sendikamızın taşımacılık işkolunda 700 civarındaki istihdam oranına karşın 80 bin sendika üyesi olduğunu dile getirdi.

Grev yasakları, Ankara şube yöneticilerimize verilen cezalar ile basın açıklamaları nedeniyle sendikamız yöneticileri hakkında açılan davalara da değinen Gürkan, tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikamızın faaliyetlerini sürdürdüğünü ve üye sayısını katladığını belirtti.

Aras Kargo ve DHL Express işçilerinin de sendikamızda birleştiğini belirten Gürkan, TİS (Toplu İş Sözleşmesi) görüşmelerinin sürdüğü işyerlerinde sürecin başarıyla tamamlanması için sendikamızın mücadelesini sürdüreceğini ifade etti.

1994 yılından bu yana sendikamızın üyesi olup çeşitli organlarında aktif görevler alan Fereç Tunç’un emekliliği nedeniyle yeni dönemde görev alamayacağını belirten Gürkan, katkılarından dolayı Tunç’a teşekkür etti.

 

Savaş, emekçilerin durumu
Genel Başkan Kenan Öztürk Genel Kurulda yaptığı konuşmada, dünya ve Türkiye’deki ekonomik gelişmeler, çalışma yaşamı ve sendikamızın gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Öztürk, dünyanın birçok bölgesinde süren çatışma ve savaşlar, açlık ve yoksulluk nedeniyle emekçilerin yaşamının zorlaştığını, bir avuç sermayenin çıkarı uğruna girilen Suriye savaşının tüm olumsuz sonuçlarıyla birlikte devam ettiğini, bu savaşta Türkiye’nin 35 milyar dolar harcandığını, 3,5 milyon Suriyelinin Türkiye’ye göç ettiğini, göçmenlerin gittikleri ülkelerde son derece kötü koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini, bu durumu fırsata çeviren işverenlerin ise yerli işçiye “yerinize Suriyeli çalıştırırım” diyerek ücretleri baskıladığını dile getirdi. Başkan Öztürk, “Bu savaşı yoksullar çıkarmadı, Suriyeli zenginler zaten yatırımlarını sürdürüyor. Dolayısıyla bizler mültecileri suçlamak yerine bu sonuçlara yol açan politikaları sorgulamalıyız” diye konuştu.

 

Üretime dayalı ekonomi
Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz, işsizlik, emekçilerin geçim yükü ve özelleştirmelerin ağır sonuçlarına da değinen Başkan Öztürk, izlenen politikalar sonucu tarım ve hayvancılığın bitme noktasına geldiğini, kendi kendine yeten bir ülke olan Türkiye’nin bugün Bulgaristan’dan saman ithal eder duruma geldiğini, son 16 yılda limanlar, tersaneler, petrol ve enerji kaynakları dahil 60 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığını aktardı.

Tüm ağır sonuçlarına rağmen özelleştirmelerden ısrar edildiğini belirten Başkan Öztürk, özelleştirme politikaları terk edilmeden, rant ekonomisi yerine üretim ekonomisi geliştirilmeden, tarım ve köylüyü destekleme politikaları izlenmeden krizden kurtulmanın imkanının olmayacağını ifade etti.

Grev hakkı ve demokrasi mücadelesi
Sendikalaşma oranının yüzde 13’lerde olduğu ülkemizde, grev yasakları, sendikacılık faaliyetine yönelik hapis cezaları ve örgütlenme önündeki engellere değinen Başkan Öztürk konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “Grev hakkının engellendiği bir ülkede demokrasiden söz etmenin imkanı yoktur. Bugün hükümet temsilcileri sanki işçiler demokratik haklarını kullanıyormuş gibi ‘ülkemizde artık grev yapılmıyor’ diye övünmektedirler. Oysa erteleme adı altında getirilen yasaklarla işçilerin grev hakkı engelleniyor, toplu sözleşme hakkına müdahale ediliyor. Grev evrensel bir haktır. İşçiler canı sıkıldığı için grev yapmıyorlar, toplu pazarlık hakkını kullanmak için grev yapıyorlar. Siz ‘artık greve izin vermiyoruz’ derseniz işverenler bundan güç alacak nasılsa grev yok diye rahatlayacaklardır. Dolayısıyla işçilerin bütün bu anti demokratik uygulamalara karşı mücadele etmesi gerekiyor.”

Sendikacılık faaliyetine ceza
Ankara şubemizin 14 yöneticisi ve üyesi hakkında verilen hapis cezalarına da değinen Başkan Öztürk, sendikacının en temel görevinin yeni üyeler kazanmak olduğunu, ‘üye sayısını çoğaltarak çıkar elde etmek’ gibi bir suçlamanın ise kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Yargılamanın yenilenmesi için yapılan başvuruların da sonuçsuz kaldığını belirten Başkan Öztürk, Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan’ın halen cezaevinde bulunduğunu hatırlattı.

Hak ve hürriyetlerin olmadığı yerde emeğin haklarından da söz edilemeyeceğini belirten Başkan Öztürk, tüm bu saldırılara karşı birlikte mücadele vurgusu yaptı. Başkan Öztürk fona devredilmesi planlanan kıdem tazminatı konusunda da tüm sendika ve emek örgütlerinin birlikte mücadele vermesi gerektiğini söyledi.

Üyelere teşekkür
Tüm engellemelere rağmen sendikamızın yeni işyerlerinde örgütlenmesini sürdürerek üye sayısını arttırdığını belirten Başkan Öztürk, Aras Kargo’da gelinen toplu sözleşme sürecine ilişkin bilgi verdi ve sürecin sonuçlanmasını sabırla, kararlılıkla bekleyen üyelere teşekkür etti.

DHL Express’te 2 yıl süren örgütlenme çalışması ve 556 gün devam eden direnişin toplu sözleşme ile taçlandırıldığını belirten Başkan Öztürk, sendikamızın önümüzdeki dönem örgütsüz işyerlerinde de çalışmaların sürdüreceğini, kargo işçilerinin içinde bulunduğu kölelik koşullarında kurtulması ve sendikalı bir düzene kavuşması için mücadelesini sürdüreceğini ifade etti.

KONUKLARIN VE DELEGELERİN KONUŞMALARI

CHP Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Vahap Seçer, Türk-İş İl Temsilcisi ve Yol-İş Mersin Şube Başkanı İrfan Gültekin, Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şube Başkanı Adil Alaybeyoğlu da söz alarak genel kurulumuzu selamladı ve birlik, dayanışma mesajları içeren birer konuşma yaptı.

Konukların konuşmalarının ardından delegelerimiz söz aldı.

 

 

Mersin Taşımacılık işyerinden Volkan Şen yaptığı konuşmada, işçiyi koruyan ve sendikalaşmayı güçlendiren yasalara ihtiyaç olduğunu vurgularken;
sendikamızın Mersin’deki örgütlenme faaliyetlerine değinen Mustafa Uysal, işçilerin tek çıkar yolunun örgütlenmek olduğunu, gelinen ekonomik ortamda bütün sorunların işçilerin sırtına yıkılmak istendiği, zenginin daha zengin fakirin daha fakirleştiğini ve işçilerin buna karşı cevabını sandıklarda vermesi gerektiğini ifade etti.

Aras Kargo işyerinden Mehmet Gültekin, işyerlerinde 4 yıldır verilen örgütlenme mücadelesinin toplu sözleşme aşamasına getirilmesinden büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti ve TİS ile işçilerin kazanımlarının artacağını dile getirdi.

 

Araç Muayene İstasyonu işyerinden Ahmet Akköz de yaptığı konuşmada, üçüncü kez genel kurula katıldığını ve her genel kurulda heyecan ve sevinç gözlemlediğini dile getirdi. Sendikalı olmanın sadece e-devlet üzerinden üye olmakla sınırlı olmadığını, hiç yüzünü görmediğiniz insanların ekmeğini büyütme mücadelesi olduğunu söyledi. Bunun bir örneğinin DHL Express’te yaşandığını belirten Akköz, “Yurtdışında bizim için mücadele eden, dayanışma gösteren insanları gördük, buradan onlara teşekkür ediyor, selamlıyorum” dedi.

 

‘Sendikamızla bugünlere geldik’
Kongrede söz alan Fereç Tunç şunları dile getirdi; “1991 yılında ambarlarda işe başladım, 95’e kadar zor koşullarda çalıştık, artık çocuklarımızı tanımayacak duruma gelmiştik. İmdadımıza hızır gibi yetişen TÜMTİS sendikası oldu. Bir gün İstanbul’dan bir sendikacının gelerek ambarlarda üye yaptığını öğrendik, o bize daha gelmeden biz gittik onu bulduk, sendikaya üye olduk. Böylece insan sınıfına girdik ve bugünlere geldik. Ondan sonra sendika, bir adım daha nasıl ileriye gider diye yönetime girdim 20 yıldır yöneticilik yapıyorum. Hiçbir zaman makam, mevki peşinde koşmadım, her zaman görevimi en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Bugün buraya geldiysek; bir evim varsa, emekli oluyorsam TÜMTİS sendikası sayesindedir. Emekli olacağım için aranızdan ayrılmak zorunda kalıyorum hepinize başarılar diliyorum, hakkınızı helal edin, yaşasın örgütlü mücadelemiz yaşasın TÜMTİS”

Divan’dan Tunç’a teşekkür
Genel Sekreter Gürel Yılmaz da şu sözlerle Tunç’a teşekkür etti; “İlk günden itibaren mücadelemizin yanında saf tutmuş sendikamızın en zor günlerinde, en önemli görevler alarak bu görevini sürdürmüş bir arkadaşımızdır. Emekli olması yol arkadaşlığımızın bittiği anlamına gelmiyor, her zaman yanımızda olacak, biliyorum ki nerede bir mücadele olsa katkısını sunmak için koşacaktır. Biz de divan olarak Fereç arkadaşımıza teşekkür ediyoruz.”

Kılıçdoğan’ın mesajı okundu
Konuşmaların ardından mesajlar okundu. Bulunduğu Şabanözü Cezaevinden şube genel kurulunu selamlayan Ankara Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan’ın mesajı salonda yoğun alkışlarla karşılandı.

Konuşmaların ardından seçimlere geçildi.

 

Yeni yönetim belirlendi
Yapılan seçimlerde Şube Başkanlığına Savaş Gürkan, Şube Sekreterliğine M. Yaşar Aktekin, Şube Mali Sekreterliğine Volkan Şen seçildi. Şube Yönetim Kurulu’na Serdar Günay, Mehmet Gültekin; Şube Denetleme Kurulu’na Ömer Saz, Kenan Zerenman, Mehmet Akköz seçilirken; Şube Disiplin Kurulu şu isimlerden oluştu; Ergün Pektaş, Mustafa Kıngıl, Olcay Ekici.

MERSİN ŞUBE 3. GENEL KURULUNDAN KARELER (Fotoğrafı büyütmek için üzerine tıklayınız)