BÜLENT BULDUK /Sendika Uzmanı
Mevcut kıdem hakkının bireysel emeklilik sistemi ile ortak bir fona devredilmesi neticesinde, işçilerin kıdem hakkından yararlanması mevcut yasamızın daha da gerisine gidecek ve çalışanlarımızın bu haktan yararlanması neredeyse imkânsız hale gelecektir.
2. yeni ekonomik programın kamuoyuna ilan edilmesi ile birlikte yeni yasama dönemi içerisinde emekçileri ilgilendiren üç temel mesele kıdem, esnek çalışma ve emeklilik sistemi ile ilgili kapsamlı değişikliklerin yapılacağının sinyalleri bir kez daha verilmiş oldu. Zira geçen yıl eylül ayında açıklanan ilk ekonomik program ve temmuz ayında TBMM’de kabul edilen 11. kalkınma planında çalışma yaşamını ilgilendiren bu üç temel konu gündem alınmıştı. Bu bakımdan 2. yeni ekonomik programda ifade edilen görüşler yeni olmaktan öte iktidarın uzunca bir süredir gündeminde yer alan çalışma yaşamına yönelik radikal müdahale planlarının bir kez daha tekrarlanması anlamına gelmektedir.
Sadece kıdem hakkı değil kamusal emeklilik sistemi de hedef alınmaktadır
Açıklanan 2. Yeni Ekonomik Programda kıdem tazminatı ile ilgili herhangi bir ifadeye yer verilmedi. Lakin programda yer alan “reel sektöre TL cinsinden ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacak bir tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile kurulacak ve sermaye piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir reform paketi devreye sokulacaktır” ifadesi diğer programlarda açıklanan kıdem tazminatının bireysel emeklilik sistemi ile ortak fonda toplanacağı yönünde yapılan açıklamaların bir benzeri niteliğindedir.
Bu şekilde kıdem tazminatı fonunda biriken para ikinci bir emeklilik sistemine (mevcut emeklilik sistemine alternatif) dönüştürürken, diğer yandan da sermayeye kaynak aktaracak çok büyük paraların fonlarda toplanmasını sağlayacaktır. Kıdem tazminatının gasp edilmesi uzunca bir süredir AKP iktidarının gündeminde yer almaktaydı. Bakan Albayrak açıkladığı ekonomik program yer alan ve 11. kalkınma planında ifade bulan kıdem tazminatının bireysel emeklilik sistemi ile ortak bir fonda entegrasyonu ilerleyen dönemlerde kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasını gündeme getirecektir. İktidar kıdem hakkını bu şekli ile fona devretmesi planı bu uygulamanın geçerli olduğu tek ülke olan Güney Kore sistemini akıllara getirmiştir. Güney Kore, 2005 yılında çalışanların kıdem tazminatı hakkı noktasında kapsamlı bir değişikliğe gitmiştir. Yapılan değişiklikler ile kıdem hakkı Güney Kore’de ikinci bir emeklilik sistemine dönüştürüldüğü gibi çalışanların kıdem tazminatını alabilmesi de farklı koşullara bağlanmıştır. Güney Kore kıdem tazminatını hakkını emeklilik dışında kıdem tazminatı alabilmeleri ev alacak olmaları veya uzun süre hastanede yatmalarını gerektiren bir hastalığa yakalanmaları halinde olanaklıdır. Yani bir başka deyişle Güney Kore kıdem hakkını alternatif bir emeklilik hakkına dönüştürürken bunun yanı sıra kıdem hakkını elde edilmeye belirli koşullara bağlayarak zorlaştırmıştır.
Türk iş hukukunda halihazırda mevcut kıdem hakkının Güney Kore modeline benzer bir şekilde bireysel emeklilik sistemi ile ortak bir fona devredilmesi neticesinde, işçilerin kıdem hakkından yararlanması mevcut yasamızın daha da gerisine gidecek ve çalışanlarımızın bu haktan yararlanması neredeyse imkânsız hale gelecektir. Kıdem hakkı ayrıca salt bir ücret hakkı olarak değerlendirilmemelidir. Kıdem hakkı işçilerimizin 83 yıllık mirası ve emeğin son güvencesidir. Kıdem hakkı işçilerimizin işverene karşı korunması noktasında elinde kalan son silahıdır. İktidarın mevcut kıdem hakkını ortak fona devretmesi demek, işçilerimizin işverenler karşısında korunaksız ve savunmasız kalması anlamına gelmesi demektir.
Güvencesiz çalışma esneklik adı altında yaygınlaştırılacak
11. kalkınma planında yer alan esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması ifadeleri kamuda çalışan devlet memurlarının ve diğer sektörlerde çalışan emekçilerin elinde kalan güvencelerini tehdit etmektedir. Kalkınma planında yer alan “İşgücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik esnek çalışma biçimlerinin etkinleştirilmesi ve konuya ilişkin denetimler artırılması” ifadesi Türkiye’de çalışma yaşamını tamamen güvencesiz bir yapıya büründürüleceği anlamına gelmektedir. Kamu kurumlarının esnek çalışma ile iş tatmini ve verimi yüksek işgücüne sahip olmaları amacıyla kamu da çalışan memurların iş güvencesi elinden alınması ve kamu emekçilerinin çalışma sistemi baştan aşağı değiştirilerek esnek ve kuralsız bir hale getirilmesi ilerleyen günlerde gündeme getirilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu’nda yer alan hükümlerin iyiden iyiye esnek ve güvencesiz hale getirilmesi ile birlikte güvencesiz ve kuralsız çalışma kuralları tüm çalışma yaşamında istisnasız uygulanacağı anlamına gelmektedir. Bunun bir sonucu olarak çalışma yaşamında yer alan milyonlarca emekçi kölelik rejimine zorla itilmiş olacaktır.
Çalışanların ve sendikal hareketin bu çok yönlü saldırılar karşısında vereceği cevap emekçilerin gelecekteki kaderlerini belirlemesi açısından belirleyici olacaktır.
Kaynak: Cumhuriyet