Güvenceli iş, şiddetsiz bir yaşam için mücadele

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü

25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak amacıyla BM (Birleşmiş Milletler) tarafından 1999 yılında ilan edilen ve tüm dünyada bu içerikte ele alınan bir gündür. BM’nin 25 Kasım’a böylesi bir önem atfetmesinin nedeni 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde tecavüz edilerek vahşi bir şekilde öldürülen üç kız kardeşin hikayesine dayanır. Bu cinayet tüm dünyada öfke ve nefret uyandırırken Mirabel Kardeşler’in ülkesindeki baskıcı uygulamalara karşı verdiği mücadele, kadın mücadelelerine ilham verir. 

Her 3 kadından 1’i şiddet görüyor
Kadına yönelik şiddet, dünyada en yaygın insan hakkı ihlalleri arasında yer alıyor. Türkiye’de ortalama her gün 5 kadın öldürülüyor, her 3 kadından 1’i şiddet görüyor. Kadınların yüzde 61’i eşlerinin ya da eski eşlerinin şiddetine maruz kalıyorken, şiddet uygulayan erkeklerin ise yüzde 91’ini eş, baba, kardeş gibi yakınları oluşturuyor.

Kadına yönelik şiddeti diğer şiddet türlerinden ayıran en önemli etken toplumsal cinsiyet temelli olmasıdır. Kadına yönelik şiddet BM’nin ilgili bildirgesinde şöyle tanımlanıyor;

 “Kadına yönelik şiddet, şiddet ister kurumsal ister kamusal ister özel hayatta olsun, bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya özgürlükten keyfi olarak yoksun bırakma dahil olmak üzere, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik zarar veya acı verme sonucu doğuran veya bu sonucu doğurması muhtemel olan, cinsiyete dayalı her türlü şiddet eylemi anlamına gelir.”

Öldürmeye varan fiziksel şiddetin yanı sıra, kadınların ekonomik özgürlüğünü kısıtlama, işe göndermeme, eve para bırakmama, parayı kullanarak aşağılama biçiminde ekonomik şiddet olarak da ortaya çıkabiliyor.

Kadına yönelik yıkıcı eleştiri, alay etme, isim takma, aşağılama, duygu sömürüsünde bulunma ise psikolojik şiddeti oluşturuyor.

Cinsel ilişkiye zorlama, cinselliğinden dolayı aşağılama, güç kullanma da sıkça rastlanan cinsel şiddet türleri arasında.

Son yıllarda buna, cep telefonu mesajlarıyla cinsel tacizde bulunma, takip edilerek denetleme gibi teknolojik şiddet biçimleri de eklendi.

İşyerlerinde kadına yönelik şiddet türleri

İşyeri ve işyerine dâhil olan ortamlarda kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik zarar ve acı veren toplumsal cinsiyete dayalı her türlü şiddet işyerinde kadına yönelik şiddet olarak tanımlanmıştır.

FİZİKSEL ŞİDDET: Fiziksel güç kullanılarak uygulanan şiddet türüdür. Saldırı, tekmeleme, tokat atma, itme, sarsma, çimdik atma, ısırma, boğazını sıkma, bir cisim fırlatma gibi…

MOBBİNG (YILDIRMA): İşyerlerinde iktidarı elinde bulunduran kişinin ya da gurubun, diğerlerine ruhsal yollar kullanarak, uzun süreli sistemli baskı uygulaması, duygusal saldırı ve yıpratma yaratması olarak tanımlanabilir.

Bir davranışın mobbing sayılması için süreklilik arz etmesi, giderek artan bir durum olması, mağdurun durumla baş etmekte zorlanması, yıldırma yoluyla mağdurun işten ayrılmasına kadar yıldırma sayılabilir

 Mobbing (yıldırma) örnekleri

  • Yeterince çalışmamakla suçlama, genç ve deneyimsiz olmakla suçlama, yaşlı ve işe yaramaz olmakla suçlama,
  • Aşırı yük yükleme ya da iş arkadaşlarının önünde küçük düşürme, beceriksiz olmak ile suçlama,
  • Çalışanı diğer çalışanlardan ayırarak izole etme,
  • Belirli bir çalışan hakkında bir söylenti yaymak,
  • İşçinin ofiste tecrit edilmesi,
  • Çalışanın görevlerini yerine getirmesini zorlaştırmak,
  • Çalışanın işten ayrılmasını sağlamaya çalışmak,
  • Konuşurken sözünün kesilmesi,
  • Küskünlükler,
  • Yok sayılma,
  • Lakap takma,
  • Görmezden gelinme,
  • Yapılan işin sabote edilmesi,
  • Sürekli suçlanma ve eleştirilme,
  • Uygunsuz şakalar yapılması,
  • Statünün küçümsenmesi,
  • Cinsel tacize maruz bırakılması,
  • Sözlü ya da yazılı tehdit,
  • Kaba ve kötü sözlerle rencide edilme,
  • Motivasyonun kırılmaya çalışılması,
  • İş performansının dışında işler verilmesi,
  • Alışılmış iş düzenini bozularak farklı işlere yönlendirilmesi

CİNSEL TACİZ: Kadınların işyeri ortamında isteği dışında cinsel içerikli tekliflere, şakalara, hakaretlere ve / veya bunları içeren görsel, sözlü ya da fiziksel davranışlara maruz kalmasıdır.

İşverenin hukuki sorumluluğu
Türk İş Hukukuna göre işvereninin “işçiyi gözetme borcu” çerçevesinde çalışanın vücut bütünlüğünü, sağlığını ve yaşamını korumakla ve işyerinde iyi niyet kurallarına uygunluğu sağlamak gibi görevleri vardır. Bir şikâyet olduğunda işveren soruşturma başlatarak gerçekten iddia edildiği gibi taciz varsa şiddetine göre gerekeni yapmalıdır.

Evde, sokakta, işyerinde kadına şiddete hayır!

Güvenceli iş, şiddetsiz bir yaşam için el ele vermeliyiz.