işçi, yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi verirken işveren tarafı ise “makul” bir asgari ücretin tespit edilmesini istedi.
Türkiye’de 2020 yılında uygulanacak asgari ücreti belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları sürüyor. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş sendikaları tarafından 20 Aralık’ta yapılan açıklamada asgari ücretin 2 bin 578 lira olması talebinde bulunuldu. Türkiye’de asgari ücret tarihsel olarak Batı Avrupa ülkelerinin gerisindeydi. Ancak son yıllarda TL’de yaşanan değer kaybıyla birlikte Türkiye, uzun yıllardır önünde yer aldığı bazı Doğu Avrupa ülkelerinin de gerisine düştü.
Türkiye’de asgari ücret, Avro cinsinden dört yıl öncesine kıyasla yaklaşık yüzde 33 değer kaybetti. Bugünkü Avro kuruyla asgari ücret sadece 307 Avro’ya denk geliyor. Hayat pahalılığının arttığı, enflasyonun çift haneden inmediği bir dönemde işveren tarafı ise “makul ve dengeli bir asgari ücretin tespit edilmesi elzem” açıklaması yaptı. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu’nun AA’ya yaptığı açıklamada, “Mevcut tablo, üretim, istihdam ve rekabet edebilirlik açısından vergisini düzenli ödeyen, çalışanın sigorta primini düzenli yatıran işletmelerin varlığını sürdürebilmesini gerekli kılıyor. Bu sebeple yeni asgari ücret, mevcut istihdamı koruyacak, 4.5 milyon işsize iş sağlayacak düzeyde olmalı. Çalışanların yaşam koşullarının da farkındayız. Gönül ister ki tüm ücretler yükselsin” ifadesini kullandı.
TİSK, açıklamasında “Asgari ücret son beş yılda dört kez enflasyonun üzerinde arttı. Bu dönemde TÜFE’deki değişim yaklaşık yüzde 74 iken, asgari ücret yüzde 113 artırıldı. Geçen yılki yüzde 26’lık artışta işverenler olarak bizim de katkımız var. İşveren olarak yüzde 2 ile en yüksek katkı sağladığımız İşsizlik Sigortası Fonu’ndan bu yıl 150 lira olarak karşılanan bu desteğin, 2020’de 200 lira ve tüm işletmeleri eşit şekilde kapsayıp devam etmesini bekliyoruz” dedi.