TAŞIMA, LOJİSTİK VE KARGO İŞÇİLERİ İÇİN TEDBİRLER ACİLEN ALINMALIDIR

Merkez Yönetim Kurulumuzun 08.04.2020 tarihli açıklaması;

SAĞLIK ÇALIŞANLARINDAN SONRA EN RİSKLİ GRUBU OLUŞTURAN TAŞIMA, LOJİSTİK VE KARGOİŞÇİLERİ İÇİN TEDBİRLER ACİLEN ALINMALIDIR

Dünyada tüm ülkelere yayılan ülkemizde de yüzlerce can almaya başlayan Koronavirüs (Covid-19) salgının durdurulması, kontrol altına alınması için öncelikle ülkemizde tüm çalışanların ücretli izne çıkarılıp evde kalmalarının sağlanması zorunlu olmanın ötesinde acil bir durum haline gelmiştir.

Özel sektörde çalışanların işverenlerin insafına terk edilmesi kabul edilemez. Bu nedenle hükümet acil ve zorunlu olmayan, hatta gereksiz olan yatırımlara para bulmak, müteahhitlere para aktarmak yerine bütün kaynaklarını salgınla mücadele için seferber etmeli, memleketin kaynaklarını hiç olmazsa bu salgın döneminde o zenginlikleri yaratan işçiler ve emekçiler için kullanmalıdır.

 Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını işkolumuzdaki işçiler açısından büyük bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir.  

Hem yolcu taşıma işçileri hem de evden çıkmayan/çıkamayan insanların zorunlu ve temel ihtiyaçlarını evlerine kadar götüren kargo, lojistik, ambar işçileri zor koşullarda çalışmayı sürdürüyorlar. Taşıma işçileri bugün, sağlık çalışanlarından sonra en riskli grubu oluşturuyor. Yalnız kendileri değil, çok sayıda insanla ve taşıdıkları eşyalarla sürekli temas halinde olmaları dolayısıyla aileleri ve sosyal çevreleri de büyük risk altında bulunuyor.

 Risk altındaki taşıma, lojistik ve kargo işçileri için özel tedbirler alınması zorunlu ve acildir.
Taşıma işçilerinin her gün temas halinde bulunduğu ev ve işyerlerinin sayısı on binleri bulmaktadır. İnsanların zorunlu ihtiyaçlarını evlerinden yaptıkları siparişlerle karşıladığı bu günlerde bu siparişleri evlere ve işyerlerine taşıma işçileri ulaştırmaktadır.

Sendikal örgütlenmemizin olduğu işyerlerinde işverenlerle yapılan görüşmeler sonucunda asgari tedbirler alınması, sınırlı sayıda da olsa maske, eldiven, dezenfektasyon için gerekli malzemelerin dağıtımı sağlanmıştır. Çalışma devam ettiği için bu tedbirler salgının bulaşma riskini tamamen ortadan kaldırmamaktadır. Sendikamız, örgütlü olduğu işyerlerindeki önlemlerin yeterli düzeye çıkarılması ve her işyerine yaygınlaştırılması için işverenlerle görüşmelere devam etmektedir.

Ancak sendikal örgütlülüğün olmadığı işyerlerinde, sendikamızın elde ettiği bilgiler,  işçilerin açıklamaları tedbirlerin yeterli olmadığını göstermektedir. Bu nedenle devlet, taşıma işçilerinin çalıştığı işyerlerine özel bir önem vererek sıkı bir şekilde denetlemelidir. Taşıma işçilerinin virüsten korunması için gerekli teçhizatın kullanımını zorunlu hale getirmeli, işyerlerinde işverenlere maske, eldiven, dezenfektan ve gerekli temizlik malzemelerinin tedariki konusunda yardımcı olmalı, hatta koruyucu malzemeler bizzat devlet tarafından işyerlerine dağıtılmalıdır. Kullanılması zorunlu hale getirilen maske ve eldivenin kalitesi konusunda da denetimler gerçekleştirip, ihtiyacı karşılayacak kalitede malzemenin temini sağlanmalıdır.

Şehir içi toplu taşıma işinde çalışan başta otobüs şoförleri olmak üzere tüm şoförler kendileri, aileleri ve taşıdıkları insanlar için en riskli çalışanlar grubunu oluşturmaktadır. Bu işçiler için koruyucu önlemler arttırılmalıdır.

Normal zamanlardaki çalışma sürelerinden farklı olarak salgın dönemine özgü çalışma süresi getirilmelidir. Ücretlerinde herhangi bir kesinti yapılmaksızın salgın döneminde çalışmak zorunda bırakılan işçilerin günlük çalışma süresi 5 saat, haftalık çalışma süresi 30 saat ile sınırlandırılmalıdır.  

E-ticaret üzerindeki zorunlu tıbbı malzeme ve gıda ürünleri dışındaki siparişler salgın boyunca yasaklanmalıdır.

Engelli ya da kronik hastalığı bulunan özel sektör çalışanlarını ya virüsten ya da açlıktan ölmek seçeneği ile baş başa bırakmak açık bir haksızlık ve ayrımcılıktır.

Hükümet, Koronavirüs ile mücadele çerçevesinde kamuda, engelli ve kronik rahatsızlığı olan çalışanların idari izinli sayılmasına karar vermiş olup bu kararı özel sektör çalışanlarını da kapsayacak biçimde genişletmelidir. Kendisi olmasa bile aynı evde kaldığı yakınlarından birinin kronik bir hastalığı varsa bu çalışanlar da ücretli izine çıkarılmalıdır.

Bu süreçte malzemelerini taşıdıkları işletmelerin tatil edilmesi sebebiyle zor durumda kalan, kapanma tehlikesi yaşayan çok sayıda küçük ambar işletmesi vardır. Bu ambar işletmelerinde çalışan çok sayıda işçi işsizlik tehlikesi ile yüz yüzedir. Çok sayıda işçinin çalıştığı bu ambar işletmelerinin iflas etmelerinin engellenmesi için kredi desteği sağlanmalı, faturaları, borçları ve kiraları ertelenmeli, çalışanlarının ücretleri devlet tarafından karşılanmalıdır.

Hükümet ilk defa, ülkenin kaynaklarını bu zenginlikleri yaratan işçiler ve emekçiler için seferber etmeli, sendikalar ve emek örgütlerinin çağrılarına kulak vermelidir.

TÜMTİS MERKEZ YÖNETİM KURULU