Çevrimiçi ve küresel ama kapımızın önünde: Gıda kuryeleri direniyor
Covid-19 nedeniyle dünyanın bütün şehirlerinde insanlar evlere kapanırken kuryeler onlara yemek yetiştirebilmek için sokaklarda mekik dokuyor. Marketlerden, depolardan, lokantalardan evlere sıcak yemek, paket gıda, donmuş yiyecek ve hatta sıcak içecek taşıyorlar. Her geçen gün büyüyen ve dijital araçların yaygınlaştığı bu sektörde milyonlarca kişi istihdam ediliyor.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) “platform ekonomisinde” yer alan ve paket servis sektöründe çalışan kuryelerin çalışma koşullarını inceleyen bir rapor yayımladı. Rapor, dünya çapında 45 milyon işçiyi kapsayan sektördeki protestoları da değerlendiriyor.
‘Platform Ekonomisinde Küresel İşçi Eylemleri’ başlıklı rapor, gıda dağıtımında çalışan kuryelerin büyük bölümünün küresel düzeyde faaliyet yürüten 6 büyük marka için çalıştığını gösteriyor: Uber Eats, Just Eat, Deliveroo, Foodora, Zomato ve Glovo. Bunlara ek olarak 12 bölgesel şirket dikkat çekiyor. Toplamda 18 büyük şirket 98 ülkede gıda dağıtıyor. Artık bakkalın çırağı, pidecinin motoru veya camdan sarkıtılan sepet yerine akıllı telefon uygulamaları var. Dijital platformlar fiyatları, ürünleri, kuralları belirliyor. Pandemi nedeniyle kriz üstüne kriz yaşayan işletmeler ve çalışanlar dijital platformlara muhtaç hale geliyor.
ÜÇ YILDA 500’DEN FAZLA EYLEM
Araştırma kapsamında, 1 Ocak 2017 ve 20 Mayıs 2020 tarihleri arasında dikkat çekici büyüklüğe ulaşan 500’den fazla eylem tespit edilmiş. Bu eylemlerin çoğu Avrupa ve Asya’da gerçekleşmiş. Latin Amerika’da bütün taşımacılık işçilerinin katıldığı grevler düzenlenmiş. Sayısal olarak en fazla eylem Çin’de yapılmış; ardından İngiltere, İspanya ve Arjantin geliyor. İtalya’da müşteriler, tüketici örgütleri, restoranlar ve esnaf dernekleri, ABD’de de göçmen örgütleri kampanyalara dahil olmuş. Şirket düzeyinde en fazla protesto Deliveroo’ya karşı düzenlenmiş.
16 farklı ülkede faaliyet yürüten Deliveroo’ya karşı işçi eylemleri domino etkisiyle yayılıyor. Farklı ülkelerdeki işçiler ve sendikalar kendi aralarında hızla haberleşiyor. Bilgi, belge, broşür ve yazılım paylaşıyorlar. Resmi yazışmalar değil, sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları kullanıyorlar. Bir depoda başlayan eylem, diğer şirketlere veya farklı ülkelere yayılıyor.
Cep telefonlarına gelen bir mesajla en kısa süre içinde en fazla adrese ulaşması gereken kuryeler hak arama konusunda da hızlı ve etkililer. Bu süreçler bize kuryelerin kampanya düzenleme hızını ve dayanışma örgütleme becerisini gösteriyor.
TALEP REPERTUARI GENİŞLİYOR
Araştırmaya göre eylemlerin genel sebebi ücretler. Çünkü ücretler ya çok düşük ya da ücret tarifesi belirsiz. Bazı ülkelerde işçiler sağlık ve kaza sigortasından mahrum bırakılmış durumda. Kuryelerin kendi hesabına çalışan taşeronlar olarak kabul edildiği ülkelerde ‘kalıcı istihdam’ talep ediliyor.
Şirketlerin ve dijital platformların gerekli koruma önlemlerini almaması eleştiriliyor. Sadece kask ve mont gibi koruyucular değil, Covid19 ile beraber hijyen malzemeleri de mücadele konusu oluyor.
Covid19 günlerinde gıda teslimatı yapan kuryeler çalışması ‘zorunlu/temel’ meslekler arasında yer aldı. Sokağa çıkma yasaklarından muaf oldular ama temel işçi haklarından faydalanamadılar. İzin hakkı, işsizlik sigortası, kısa çalışma ödeneği vb. düzenlemeler kuryelerin sokağına uğramadı.
Kuryelerin mücadelesi sendikaların talep repertuarına yeni kavramlar getirdi. Mesela ‘kötü hava tazminatı’ veya ‘boşta geçen zaman için asgari ödeme.’ Kuryeler platform ile işletmeler arasındaki protokolleri görmek istiyor. Uygulama içinde yeni bir görevi kabul etmeden önce daha uzun düşünme süresi talep ediyor.
ÇEVRİMDIŞI KALMA EYLEMLERİ
Grev, kuryeler için en temel eylem biçimi oldu. Klasik biçimiyle iş bırakarak pankartlarla greve çıktıkları gibi bazen de uygulamayı kapatarak, çevrimdışı görünerek, dijital yokluklarıyla varlıklarını hissettirdiler.
Sokak eylemlerin yanı sıra toplu dava açma, dava takip, işyeri konseyi kurma, toplu iş sözleşmesi talebi, bilgi bankası oluşturma, şikâyetler için web sitesi kurma, özel mesajlaşma uygulamaları geliştirme gibi yöntemlerle sorunlarına çözüm aradılar.
‘Çevrimdışı kalma’ Çin’de yaygın olarak kullanıldı; çünkü ortada ne patron ne de sendika vardı. İş mahkemelerinin etkin olduğu Avustralya’da ise sendikalar toplu davalar açmayı tercih etti.
Yemek kuryesi eylemlerinde enformel ve gayri-resmi işçi grupları dikkat çekiyor. Bu bağımsız gruplar pazarlık yapmadan, önceden açıklama veya yazışma yapmadan fiili eylemler düzenlediler. Geleneksel sendikalar büyük gösteriler düzenleyip hukuk mücadelesi verirken bağımsız sendikalar grevler ve çevrimdışı kalma eylemleri gerçekleştirdiler.
Sayısal olarak yapılan incelemeler eylemlerin çoğunun 100 kişiden az işçinin katılımıyla ve 1 günden kısa süre ile yapıldığını gösteriyor. Ancak kişi sayısı ve süre, eylemin gücünü doğrudan etkilemiyor. Çünkü şirketi asıl etkileyen, o süre zarfındaki sipariş sayısı ve siparişlerin içeriği…
GIDA KURYELERİNİN ÖĞRETTİKLERİ
Kurye eylemleri, sendikalar aracılığı düzenlenen kolektif işçi eylemlerinin değiştiğini, değişebileceğini, güçlendiğini, güçlenebileceğini gösteriyor. Resmi işçi statüsü bile olmayan işçilerin düzenlediği doğrudan eylemler, ‘işçilerin örgütlü gücü’ kavramının genişlediğini öğretiyor. İşyeri olan sokaklara yayılan, patron ve müdürle ilişkisi cep telefonu uygulamasıyla şekillenen gıda kuryelerinin mücadelesi, pandemi sonrası yaşanacaklar için önemli ipuçları veriyor.
‘Dünyanın üzerinde bir hayalet dolaşıyor, gıda kuryelerinin hayaleti’ desek abartmış olur muyuz? Kuryeler çevrimdışı kaldığında hayaletin gücünü görebilirsiniz.
Kaynak: Kıvanç Eliaçık/Birgün