İŞÇİYE YENİ BORÇ YÜKÜ KABUL EDİLEMEZ

Şükrü Günseli
TÜMTİS İzmir Şube Başkanı

Kovid-19 salgınının çalışma yaşamına etkileri devam ederken, salgın sürecinde devreye konulan ücretsiz izin, kısa çalışma, işsizlik ödeneği gibi uygulamaların sonuçları da konuşulmaya başlandı.

Bilindiği gibi salgının etkilerinin sürdüğü 26 Mart 2020-30 Haziran 2021 arasında kısa çalışma ödeneği devreye konulmuş, çok sayıda işçi ücretsiz izne gönderilmişti. Salgın nedeniyle kapanan ya da çalışma süreleri önemli ölçüde azalan, haftanın bazı günlerinde çalışan işyerlerinde çalışan işçiler 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na Ek 2. Madde uyarınca kısa çalışma ödeneğinden faydalandırılmıştı. Kısa çalışma ödeneğinden yararlandırılan işçiler normal ücretlerinden % 40 daha az ücrete razı olmak zorunda kalmışlardı. Çünkü günlük kısa çalışma ödeneği, son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak, günlük ortalama brüt kazancının yüzde 60 üzerinden hesaplanmıştı. Ücretsiz izne gönderilen işçiler ise salgın koşullarında beş parasız bırakılmışlardı. Tepkiler üzerine sonradan çıkarılan bir yasa ile ücretsiz izne gönderilen işçilere aylık 1.170 lira ödenmeye başlanmıştı. Böylece salgınla pençeleşen işçiler bir de gelir kaybı yaşamış üstelik bu işçiler sadece sağlık sigortasından faydalanmış emekliğe esas primleri ise ödenmemişti. Uygulamanın sona erdiği 30 Haziran 2021 tarihinden bu yana üç ay geçmesine rağmen bu işçilerin emekliliğe esas primleri henüz ödenmedi.  

Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre bahsi geçen Mart 2020 ile-30 Haziran 2021 arasında 506 bin 624 firmadaki 3 milyon 773 bin çalışan kısa çalışma ödeneği aldı.

Yaklaşık 4 milyon–ki aileleriyle birlikte bu sayının daha fazla olduğu bilinmektedir- emekçinin, emekliliğe esas primlerinin bugün nasıl ödeneceği konusu gündeme gelmiş; hükümetin bu konuda yapılandırmaya giderek bir borçlandırma ile bu açığı kapatacağı ifade edilmektedir. Böylece çalışanların sırtına yeni bir borç yükü bindirileceği, salgının bütün yükünü çeken emekçilere bir fatura daha çıkarılacağı anlaşılmaktadır.  

Ekonomik kriz ve salgının yarattığı ekonomik ortamda işçinin yeni bir borç yükünü kaldıracak gücü kalmamıştır.

Hatırlanacağı gibi Nisan 2020 ile 1 Temmuz 2021 arası ücretsiz izin döneminde işçiler kitleler halinde ücretsiz izne çıkarıldı. Ne yazık ki bu işçilerin çoğu işlerine bir daha dönemedi. Sendikalara bağlı araştırma merkezlerinin yaptığı araştırmaya göre salgın döneminde 10 milyondan fazla işçi işinden oldu.  

Ekonomik krizle birleşen salgın, emekçilerin hanesine yoksulluk, işsizlik olarak çöktü. Bugün döviz kuruna bağlı fiyat artışları, iğneden ipliğe yapılan zamlar, yine konut kiralarındaki artışlar nedeniyle alım gücü iyece gerileyen emekçiler açlık ve sefalete karşı mücadele etmektedirler. Kışın çok çetin geçeceğinin bugünden işaretleri verilmektedir. Yeni doğalgaz ve elektrik zamları yoldadır. Asgari ücret yoksulluk sınırının çok gerisinde kalmıştır. Toplu sözleşmeler ile elde edilen ücret kazanımları, iğneden ipliğe yapılan zamlar karşısında erimektedir.

Dolayısıyla yapılandırma adı altında atılacak her adım emekçinin sırtına yeni bir yük bindirmek anlamına gelmektedir. Hükümet işçilerin paralarıyla oluşturulmuş fonları bile işverenlerin hizmetine sunmayı, işverenlerin yüzünü güldürecek projeler peşinde koşmayı bırakıp, bir kez olsun emekçilerin taleplerine kulak vermelidir. Bu süreçte işini kaybetmiş olan işçilere gelir desteği sağlanmalı, kayıpları giderilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu‘nda birikmiş paralar emekçilerin yararına kullanılmalı, işçilerin ödenmeyen primleri fondan karşılanmalıdır. Bu para emekçilerindir.

Salgını da krizi de emekçiler yaratmadı. Üstelik eve kapanma çağrılarına rağmen emekçiler canları pahasına çalışmaya devam ettiler. Taşımacılık işkolumuzdaki işçiler de dahil olmak üzere salgının olumsuz etkilerine rağmen bütün riskleri göze alarak çalıştılar. Ekmek, ilaç, kitap taşıdılar, hastaları iyileştirdiler, çarkları döndürdüler. Bu süreçte yüzlercesi salgına yakalandı ve hayatını kaybetti. Fedakârca çalışan emekçinin ödüllendirilmesi beklenirken yeni borçlarla karşı karşıya bırakılması aklen ve vicdanen kabul edilemez.

Kaynak: 9 Eylül Gazetesi (30.09.2021)