8 Mart, tekstil işçisi kadınların Eşit İşe Eşit Ücret mücadelesinden doğmuştur. Amerika’nın New York kentinde 1857 yılında tekstil işçisi kadınların, uzun çalışma saatleri, düşük ücret, ağır sömürü koşullarına karşı başlattıkları grev sırasında çıkan yangında yüzlerce kadın işçi yaşamını yitirir. 8 Mart gününe rastlayan bu direniş o günden bugüne kadın mücadelesine ilham vermiştir.
Ülkemizde ilk kez 1921’de kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975’te Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kabul görmüş ve bu tarihten itibaren kutlana gelmiştir.
Bugüne kadar kadınlar mücadele ederek bazı haklar elde etmiştir ancak hala istenen noktaya gelinememiştir. Toplumun yarısını oluşturan kadınlar bugün pek çok sorunla karşı karşıyadır. Sosyal ve ekonomik adaletsizliğe maruz kalmakta, cinsel şiddete, ayrımcılığa uğramaktadır. Ülkemizde her 3 kadından biri eşinden, arkadaşından şiddet görüyor.
Ev işleri, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi kamusal hizmetler kadının sırtına yükleniyor. Eve hapsedilen kadın ekonomik yaşamın dışına itiliyor. Ekonomik gücü elinden alınıyor, horlanıp aşağılanıyor. Cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle kadınlar, siyasette, karar verme mekanizmalarında yer alamıyor. Medyada ve reklam dünyasında cinsel bir obje olarak kullanılıp istismar ediliyor.
Kapitalizmin art arda devam eden krizlerinin toplum ve aile hayatına yansıyan yıkıcı etkilerinden en çok kadınlar zarar görüyor. Kriz dönemlerinde yine en önce kadınlar işten çıkarılıyor. Eve iş verme, yarı zamanlı çalışma gibi güvencesiz, esnek çalışma ile kadın emeği değersizleştiriliyor.
Aynı işi yapmalarına rağmen kadınlar, erkeklere göre daha az ücret alıyor. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde kadın-erkek arasındaki ücret eşitsizliği yüzde 20 seviyesinde. Yani aynı işi yapan erkek 100 lira kazanırken kadının kazancı 80 lirada kalıyor. Eşit işe eşit ücret, parlamentoda temsil konularında Türkiye, 144 ülke arasında 131’inci sırada yer alıyor.
Bugün kadınların en öncelikli talebi, kadın emeği üzerindeki çifte sömürünün ortadan kaldırılması, toplumda eşitliğin, adaletin sağlanmasıdır.
-Eşit işe eşit ücret!
-Evde sokakta işyerinde kadına yönelik şiddete son!
-Kadına yönelik şiddeti önleyici yaptırımlar içeren ILO 190 Sayılı Sözleşme kabul edilsin.
-Eğitimde fırsat eşitliği sağlansın.
-Çocuk yaşta evlilik yasaklansın.
-Çocuk, yaşlı, hasta bakım hizmetleri kamu hizmeti olarak verilsin.
Yaşasın 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü!