Ankara Şubemizin 19. Olağan Genel Kurulu, 24 Temmuz 2022 tarihinde, genel başkan, merkez ve şube yöneticilerimiz, konuklarımız ve delegelerimizin yoğun katılımıyla ve coşkuyla gerçekleşti. Yeni mücadele kararlarının alındığı Genel Kurul’da yapılan seçimler sonucunda Haydar Arslan yeniden şube başkanı oldu. İrfan Bektaş Şube Sekreteri, Mehmet Çatan Şube Mali Sekreteri oldu. Genel Kurulda diğer zorunlu organlar da belirlendi.
AÇILIŞ, DİVAN SEÇİMİ, SAYGI DURUŞU
Şube Sekreteri İrfan Bektaş’ın açılışını yaptığı Genel Kurul’da delegelerin önergesiyle divan başkanlığını Genel Sekreterimiz Gürel Yılmaz, Divan üyeliklerini Bursa Şube Başkanımız Özdemir Aslan, İstanbul 1 No’lu Şube Başkanımız Ersin Türkmen ve Aras Kargo işyerinden Buket Diliyok yaptı.
Genel Kurulu yönetmek üzere divana gelen Genel Sekreterimiz Gürel Yılmaz, kendilerine duyulan güvenden dolayı delegelere teşekkür etti ve genel kurula başarı dileklerinde bulundu. Genel Kurul, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından gündem konuşmaları ile devam etti.
ŞUBE BAŞKANI HAYDAR ARSLAN’IN DEĞERLENDİRMELERİ
Genel Kurul’da konuşan Ankara Şube Başkanımız Haydar Arslan, emekçilerin içinde bulunduğu ekonomik sosyal şartalar, çalışma yaşamı sorunları ile sendikamızın gündemine ilişkin değerlendirme bulundu.
Yoksulluğun derinleştiği, aynı zamanda Avrupa’nın ortasında patlak veren savaşın tüm dünyada olumsuz etkilerinin sürdüğü bir ortamda 19. Olağan Kongresinin toplandığını belirten Arslan, küresel buğday ihracatında yaklaşık yüzde 30 paya sahip olan iki ülkenin (Rusya ve Ukrayna) savaş halinde olması sebebiyle meydana gelen gıda tedariki krizinden en çok etkilenen ülkelerden birinin Türkiye olduğunu; bu savaşın kazananının olmadığını ve her iki ülke halkının savaşta zarar görmeye devam ettiğini; savaş ortamında işçiler, köylüler, yoksul halk elindekini kaybederken silah tüccarlarının ve özellikle bu pazarı elinde bulunduran ABD başta olmak üzere, batılı ülkelerin çıkar elde ettiklerini ifade etti.
Yanı başımız Suriye’de yaşanan savaşın ağır sonuçlarına da değinen Arslan, 8 milyon mültecinin ülkemize sığındığını ve göçlerin denetimi olmayan bir şekilde devam ettiğini, göçmen emeğiyle birlikte kayıtdışı çalışmanın arttığını dile getirdi.
İş cinayetleri kanayan yara
Kâr hırsıyla ve bir türlü alınamayan önlemler nedeniyle iş kazalarının da alabildiğince arttığını belirten Arslan” İş kazaları içimizde kanayan bir yaradır. Dünyada bir günde 5 bin işçi hayatını kaybediyor. Yaklaşık bir yılda 2 milyon işçi çalışırken hayatını kaybediyor, hayatını kaybeden 2 milyon işçinin arasında 12 bini çocuk işçilerdir. Türkiye’de 2022 yılının ilk 5 ayında hayatını kaybeden 646 kişinin çalıştığı iş yerlerinde yüzde 96. 44 ü sendikasız yüzde 3.56’sı sendikalı işyerlerinde yaşanmıştır” dedi.
Kuryeler için iş ve can güvenliği
Çalışırken hayatını kaybeden meslek grubunda bizim de üyelerimizin olduğu motokuryelerin bulunduğunu belirten Arslan; “İşsizliğin mecbur bıraktığı esnaf kuryelik modeli giderek yaygınlaşmakta, işverenin baskısı yüzünden ölümle sonuçlanan kazalar yüzde 20 artmış durumdadır. ilk koronavirüs vakasından bu yana 190 motokurye hayatını kaybetmiştir.” Dedi.
Çocuk emeği sömürüsü
Çocuk emeği sömürüsüne de değinen Arslan çalışma yaşamının en önemli sorunlarının başında gelen çocuk emeği sömürüsünün ortadan kaldırılması için mücadele vurgusu yaptı. Arslan şöyle dedi; “Çocuk işçiliği bu ülkede çözülmesi gereken sorunlardan bir tanesidir. Birleşmiş Milletlerce 1949’da köleliğin kaldırılmasının üzerinden 72 yıl geçmesine rağmen hala dünyada 80 milyon çocuk modern kölelik koşullarında ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaktadır. Türkiye’de son 8 yılda 811 çocuk işçi hayatını kaybetti, bunların 184’ü daha 10 yaşında bile değildi.”
Konuşmasının devamında güvenceli iş, insanca yaşam mücadelesinde sendikal örgütlenmenin ve sendikamızın rolüne değinen Şube Başkanı Haydar Arslan, “Genel Kurulumuz tüm işçi sınıfına, hayırlara vesile olmasını diler saygı ve sevgilerimi sunarım. Yaşasın TÜMTİS yaşasın işçilerin birliği” sözleriyle genel kurul konuşmasını tamamladı.
GENEL BAŞKANIMIZ KENAN ÖZTÜRK’ÜN DEĞERLENDİRMELERİ
Genel Kurulda konuşan Genel Başkanımız Kenan Öztürk savaş ve ekonomik kriz girdabına sürüklenen emekçilerin içinde bulunduğu durum, çalışma yaşamı ve sendikamızın gündemine ilişkin değerlendirme ve tespitlerde bulundu.
Şube genel kurulumuzu toplarken dünyada savaş ve çatışmaların sürdüğünü belirten Başkan Öztürk, emekçi sınıfların bu savaşlarda ağır bedeller ödemeye devam ettiğini söyledi. “Özgürlük ve demokrasi götürme” vaadiyle işgallere girişen emperyalist sermayenin asıl amacının gittiği ülkelerde halkları biri birine kırdırarak yer altı ve yer üstü kaynaklarını ele geçirmek olduğu belirlemesinde bulunan Başkan Öztürk,
“Emperyalistler savaşlar çıkarırken bedelini yoksul halklar ödüyor. Savaş, göç ve çatışmalar devam ederken, ülkemize 8 milyon göçmen sığınmış durumda. Bu savaş başlarken kimse dönüp kendi işçilerine, kendi halkına sormadı savaşı başlatalım mı diye.
Ukrayna’da savaş bahanesiyle işçi haklarını geriye götürmeye yönelik düzenlemelerin devreye konulduğunu ve toplu sözleşmeler yerine bireysel sözleşmeler yapabilmesi gibi bir düzenlemenin yapıldığını böylece işçilerin güvencesizliğe itilmek istendiğini belirten Başkan Öztürk, “bu nedenle savaşın kaybedeni emekçiler ve yoksullardır. Bu nedenle dünyanın neresinde olursa olsun biz emekçilerin barışı savunmak gibi bir zorunluluğumuz var” dedi.
Dünyanın her yerinde işçilerin haklarına yönelik saldırıların arttığına ilişkin tespitlerin Mayıs ayında Budapeşte’de yapılan ETF genel kurulunda da dile getirildiğini; geçtiğimiz günlerde İngiltere’de ‘grevdeki bir işyerinde, geçici istihdam bürolarında çalışan işçilerin çalıştırılabileceği’ şeklinde yapılan bir yasal düzenlemenin açıkça işçi sınıfının bin yıllık bir kazanımı olan grev hakkını gasp etmeye yönelik bir düzenleme olduğunu belirten Başkan Öztürk, uluslararası sermayenin saldırılarına karşı uluslararası sınıf dayanışması ile çıkalabileceğine işaret etti.
Ülkemizde sendikal kazanımlar ve emekçilerin durumu
Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birinin yaşandığını, sendikamızın kargolarda toplu sözleşmeleri imzalandığında yüzde 18 olan enflasyonun bugün yüzde 78’i aştığını, gerçek enflasyonun ise bunun çok üzerinde olduğunu; gün be gün artan fiyatların imzalanan sözleşmeleri de anlamsız hale getirdiğini belirten Başkan Öztürk şunları kaydetti;
“Emeğiyle geçinenler, memuru, işçisi, üreticisi yoksullaşmaya, elinde avucunda ne varsa kaybetmeye devam ediyor. ‘Yeni bir ekonomik program uygulayacağız’ dendi, o zaman dolar 7 lira civarında, enflasyon ise yüzde 12’lerde idi. Bugün gelinen noktada dolar 18’lerde, enflasyon ise yüzde 80’lere dayanmış durumdadır.”
‘Peki yoksulların, emeğiyle geçinenlerin bunda kabahati ne? Bu ortamı yoksullar yaratmadılar’ diyen Başkan Öztürk, enflasyonun, pahalılığın bedelini emekçilere ödetilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
‘Bir taraftan savaş, bir tarafta savaşı fırsata çevirenler var’ diyen Başkan Öztürk, Ülkemizde mültecilerin kayıtdışı ve kölelik koşullarında çalıştırılmakta olduğunu, ‘mülteciler gitsin’ kampanyalarının aslında ikiyüzlü olduğunu; buna ilişkin sarf edilen ‘bir de mültecilere sorun’ ya da ‘ekonomimiz zarar görür’ söyleminin de mülteci emeği üzerindeki yoğun sömürünün bir göstergesi olduğunu ifade etti.
Başkan Öztürk, bir taraftan da ‘çalışırsan çalış yoksa yerine mülteci çalıştırırım’ baskısı ile işçilerin ellerindeki kazanımların gasp edilmek istendiğini ifade etti.
Sabit gelirliler kaybediyor
Bir taraftan devasa bir yoksulluğun diğer taraftan artan bir zenginleşmenin olduğunu ancak yetkililerin de “bu krizde en çok sabit gelirlilerin kaybediyor” sözleriyle bu durumu itiraf ettiklerini, sabit gelirliler olarak nitelendirilen emekçiler kaybetmeye devam ederken şirketlerin karlarını arttırdığını aktaran Başkan Öztürk, son bir yıl içerisinde bankaların karlarını yüzde 300, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarının ise yüzde 133 arttırmasının buna bir örnek teşkil ettiğini ifade etti.
Başkan Öztürk, vergi sorununa ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Ücret zamlarından sonra emekçilerin gelirlerinin yeni üst vergi dilimine girdiğini, hem dolaylı hem doğrudan alınan vergiler nedeniyle emekçilerin ağır bir yükü altında bulunduğunu belirten Başkan Öztürk, sendikaların, vergi adaletsizliğine ilişkin mücadelede daha aktif rol alması gerektiğine işaret etti.
İşçi sınıfının elindeki kazanımları mücadele ederek aldığını hatırlatan Başkan Öztürk, “Eğer biz mücadele etmezsek bu sorunlar çözülmez. Tüm işçiler olarak elimizdeki avucumuzdakini kaybetmeye devam ederiz” dedi.
İş cinayetlerine, Soma sonrası gelişmelere de değinen Başkan Öztürk, iş güvenliği konusunda da örgütlü mücadeleye işaret etti. Başkan Öztürk, özelleştirmeye karşı mücadele veren Soma maden işçilerinin mücadelesinin desteklenmesi gerektiğini söyledi. Soma’da Ege Linyit İşletmelerinde çalışan işçilerin çalıştıkları madenin bir bölümünün özel şirkete devrine ilişkin direniş başlattığını, bu direnişin aslında tüm halk adına olduğunu belirten Başkan Öztürk, “Eğer özelleştirme devam ederse yakın zamanda şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde yaşandığı gibi kömürü daha pahalıya alacağız. Burada çalışan işçiler işlerini kaybedecekler, yerlerine getirilen işçiler ise iş güvenliği olmadan çalıştırılacaklar. Dolasıyla Soma Maden işçilerinin mücadelesini selamlıyoruz ve sendika olarak yanlarında olduğumuz bu genel kurulda belirtiyoruz” dedi.
Sendikamızın gündemi
Genel Başkan Kenan Öztürk konuşmasının devamında sendikal gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Sendikal örgütlenme önündeki engellerin bulunduğunu, 15 milyonu aşkın sigortalı çalışana karşılık sendikalaşma oranının yüzde 14’lerde seyrettiğini, tüm bu engellemelere rağmen sendikamızın sektörün genelinde örgütlenmesini büyüttüğünü, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Kayseri Araç Muayene istasyonlarında çoğunluk tespiti yaptığını; sektörün önemli firmalarından olan Kühne Nagel’de ise toplu iş sözleşmesi aşamasına gelindiğini aktardı.
Anakara şube yöneticilerimize yönelik hapis kararlarına da değinen Başkan Öztürk, sendikal faaliyetlerin anti demokratik yöntemlerle engellenmek istendiğini ancak sendikamızın bu saldırıyı kenetlenerek boşa çıkardığını ifade etti. Başkan Öztürk, demokrasi mücadelesinin emek mücadelesiyle kopmaz bir bağ içerisinde olduğuna işaret etti.
Sendikamızın mücadele gelenine, ambarlardan başlayıp UPS, DHL, Aras Kargo ve diğer taşımacılık işyerlerine uzanan örgütlenme süreçlerine de değinen Başkan Öztürk, ambar işçilerinin fedakarlıklarla dolu mücadelesinin kargo ve lojistik işçileriyle kucaklaştığını; uluslararası dayanışmayı da içine alan bir mücadele ile bugünlere taşındığını söyledi.
‘Evet kargolarda sendika olur’
“Kargolarda sendika olmaz fikrini bu örgütlü bütünleşik gücümüzle yıktık. Bugün artık diyoruz ki evet kargolarda sendika olur, sigorta olur, toplu sözleşme de olur. İşte biz bunu başardık. Bu mücadele ile çalışma saatinin belli olup paydos saatinin belli olmadığı bir sektörde sekiz saat çalışmayı, iş güvencesini, insan onuruna yakışır bir şekilde çalışma düzenini sağladık. Hepinize teşekkür ediyorum, sendikanızın etrafında kenetlendiniz, yılmadan, kararlılıkla mücadeleye omuz verdiniz” diyen Başkan Öztürk bu kazanımların mutlaka korunması gerektiğinin altını çizdi.
Başkan Öztürk, bugünkü ekonomik ortamda ücret ve sosyal hakların da ilerletilmesi gerektiğini, sendikamızın bu durumu telafi etmeye yönelik çalışmalarının olduğunu, bu dönem ek ücret artışları sağlanarak asgari ücretle farkın korunmaya çalışıldığını ifade etti.
Kazanımların korunmasının sendikal örgütlenmeyi büyütmekten geçtiğini belirten Başkan Öztürk, ilerleyen dönemde MNG, Yurtiçi Kargo’nun örgütlenmesi çalışmalarına da her üye ve yöneticimizin dört elle sarılması gerektiğini ifade etti.
‘Hepinize önemli görevler düşüyor’
Başkan Öztürk konuşmasının sonunda birlik ve mücadele vurgusu yaparak “Haklarımızı ilerletmek ve işkolumuzdaki güvencesiz çalışmaya son vermek için örgütlenmek zorundayız. Önümüzdeki dönem hedefimiz örgütlenmemizi kargoların geneline yaymaktır. Sendikasız tek bir kargo kalmamalıdır. Örgütümüzün önüne koyduğu bu hedefi gerçekleştirmek için hepinize önemli görevler düşüyor. Aynı zamanda, emek mücadelesinin yanında demokrasi mücadelesine de dört elle sarılmalıyız. Çünkü her zaman vurguladığımız gibi demokrasinin olmadığı yerde emeğin haklarının da bir güvencesi olmayacaktır” dedi.
Genel Başkan Kenan Öztürk “Genel kurulumuzun başta üyelerimize, işçi sınıfına katkı sunmasını diliyor, hepinize teşekkür ediyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
KONUKLARIN TANITIMI VE KONUŞMALARI
Genel kurul konukların tanıtımı ile devam etti. Petrol İş Ankara Şube Başkanı Ali Haluk Başar, Eski Şube Başkanımız Nurettin Kılıçdoğan’ın aralarında olduğu konuklarımıza söz verildi.
Kılıçdoğan; Sendikal mücadele dolambaçlı ve bedelleri olan bir süreç
Ankara Şubemizin Eski Başkanı Nurettin Kılıçdoğan genel kurulu selamladı. Altı sene sonra kürsüye çıkmanın heyecanı içinde olduğunu belirten Kılıçdoğan, sendikal mücadelenin uzun, dolambaçlı bir süreç olduğunu; bazı dönemlerde gerileme, bazı dönemlerde yükseliş yaşandığını ifade etti.
“Bu sendikada genelde tavanı yaşadık” diyen Kılıçdoğan, “İllaki bunun da bedelleri olacaktır. Sadece kendi üzerimizden değil, bütün sendikamızın yöneticileri, benim yaptığımın, sizlerin yaptığının tamamını yaptı. Ancak bize karşı bir politika uygulandı. Bizim üzerimizden bir baskı uygulanmaya çalışıldı ama var olsun sendikamız bunu da boşa çıkardı. Hepinizin eline yüreğine sağlık, var olun, sağ olun arkadaşlar” sözleriyle konuşmasını sürdürdü. Mücadele vurgusu yapan Nurettin Kılıçdoğan, “Gerek cezaevi sürecinde olsun, gerek sonrasında olsun üye ve arkadaşlarımız yüreklerini yüreğimizin yanına koydu. Hepinize teşekkür ediyorum bu genel kurulun sınıf mücadelesine katkısının olacağından eminim” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
RAPORLARIN OYALANMASI, DELEGELERİN KONUŞMASI
Şube Yönetim Kurulu raporlarının okunup görüşülmesi gündeminden sonra Delegelerin Konuşmaları gündemine geçildi. Genel Kurul’da söz alan UPS Kargo işyeri delegelerinden Bektaş Özbek, genel kurulu selamladı. Çalışma yaşamında geçen oniki yıllık süredeki deneyimlerini aktaran Özbek, sendikal kazanımların öneminin altını çizerek birlik ve mücadele kararlığını dile getirdi.
Daha sonra söz alan Aras Kargo delegelerinden Murat Özer de sendikal hak ve kazanımların önemine değinerek mücadele ve kararlılık vurgusu yaptı.
KURULLARIN İBRASI, SEÇİMLER
Kurullar ibra edildi. Daha sonra Yüksek Seçim Kurulu gözetiminde şube başkan ve yöneticileri ile şube zorunlu organlarının belirlenmesi için seçimler yapıldı.
Delegelerin oyları sonucunda Haydar Arslan yeniden Şube Başkanı oldu. İrfan Bektaş Şube Sekreteri, Mehmet Çatan Şube Mali Sekreteri oldu.
Şube Yönetim Kurulu Üyelikleri şu isimlerden oluştu; Bektaş Özbek, Ahmet Çınar.
Şube Denetleme Kurulu Üyeleri; Nesimi Eroğlu, Necip Soydaş, Hüseyin Aktülün.
Şube Disiplin Kurulu Üyeleri; Köksal Koçer, Murat Ekmekçi, Rıza Bişi.