Birleşik Krallık’ta şoförler, sağlık işçileri, telekomünikasyon ve üniversite çalışanları, itfaiyeciler ve liman işçilerinin grevlerle gelen zaferleri, 2023’ün sınıf mücadeleleri için de örnek oldu.
Tribune dergisi İngiltere’de örgütlü işçilerin, “açgözlülük ve sömürüye karşı nasıl mücadele ettiklerini gösteren, dönüm noktası niteliğindeki on sendikal zaferi” derledi. Taj Ali ve Francesca Newton imzalı yazının öne çıkan noktaları şöyle:
Ekonominin dört bir yanında işçiler, hayat pahalılığı krizine ve sınıf savaşına karşı mücadele etmek ve değerlerini talep etmek için grev hatlarındaydı. Demir yolu işçileri, postacılar, hemşireler, sağlık görevlileri, üniversite personeli ve daha fazlası tarafından verilenler de dahil olmak üzere bu mücadelelerin birçoğu, kamu hizmetleri ve bu hizmetlerin kimin çıkarları doğrultusunda yürütüldüğüne ilişkin temel soruları içeren uzun soluklu anlaşmazlıklar sonucuydu. Bunların birçoğu 2023 yılında devam edecek ve sonuçlarının ne olacağı henüz belli değil. Kazanmaları hepimizin yararınadır ve her zaman olduğu gibi Tribune onların arkasında olacaktır.
Ancak bu yıl, Londra’daki hastanelerden Loch Lomond’daki otellere kadar işçilerin endüstriyel mücadeleleri kazanmasıyla başka anlaşmazlıklar da çözüme kavuştu. İşte işçilerin 2022’de kazandığı çok sayıda zaferden on tanesi:
1. OTOBÜS ŞOFÖRLERİ ÜLKE GENELİNDE DAHA YÜKSEK ÜCRET KAZANDI
Büyük Manchester’ın ilk kadın şoförlerinden biri olan ve 34 yıldır aynı depoda çalışan Tracey Scholes, Go North West şirketinin yeni otobüslerini kullanacak kadar uzun boylu olmadığı gerekçesiyle ocak ayında işten atılmakla karşı karşıya kaldı. Otobüs şoförü arkadaşları ve sendikası “Unite”, onu savunmak için bir kampanya başlattı ve işten çıkarılmaya karşı yaptığı temyiz başvurusunu kazandı.
Bu, bu yıl otobüs işçileri için kazanılan bir dizi zaferden sadece biriydi. Yaz aylarında, Merseyside’daki Arriva şirketi otobüs şoförleri ve Unite üyeleri, ücret kesintisi nedeniyle 29 gün boyunca greve gitmiş ve yüzde 11,1’lik bir ücret artışı kazanmalarının ardından grev ağustos ayında sona ermişti. Merseyside halkının dayanışması çok önemliydi; dört hafta süren grev boyunca pek çok kişi para, yiyecek ve içecek bağışında bulundu.
Eylül ayında, Bedfordshire, Hertfordshire ve Buckinghamshire’daki Arriva otobüs şoförleri kendilerini benzer bir anlaşmazlığın içinde buldular. Halktan gelen dayanışma inanılmazdı. Merseyside’daki otobüs şoförlerinin zaferiyle moral bulan işçiler, daha iyisini talep etme kararlılığında birleştiler ve yüzde 10,4 ila yüzde 11,4 arasında ücret artışları elde ettiler.
Bunu daha fazlası takip etti. Geçtiğimiz aylarda Arriva şoförleri Kent’te yüzde 14 ve Kuzey Londra’da yüzde 11; Stagecoach şoförleri Warwickshire’da yüzde 13 ve Doğu Londra’da yüzde 10; Londra’daki Metroline şoförleri ise yüzde 11 ücret artışı elde etti. Pandemiden en kötü etkilenenlerden bazıları otobüs şoförleri olduğu için, onların bu başarılı mücadelesi her işçi için bir zaferdir.
2. KUZEY BATI’DA TAŞERON SAĞLIK İŞÇİLERİ “EŞİTLİK” KAZANDI
Kovidin ardından, dış kaynak kullanımının adaletsizliği ve eşit olmayan sözleşmelerin sağlık çalışanları üzerindeki etkisi giderek artan bir endişe kaynağı haline geldi. “Lancashire and South Cumbria Trust” isimli sağlık kurumunda taşeron firma OCS tarafından istihdam edilen ve Mayıs 2021’de kadrolu meslektaşlarıyla ücret ve sosyal haklarda eşitlik talebiyle mücadele başlatan hastane çalışanları için durum böyleydi. Haziran 2022’de OCS çalışanlara aynı saat ücretini teklif etti. Bir dizi greve başladılar ve kasım ayına kadar toplam 26 günlük grev yaptılar. Diğer sektörlerdeki Unison sendikası üyeleri ve çeşitli sendikalardan işçiler de onları desteklemek için bir yürüyüş ve miting düzenlediler. Son kazanımları enflasyona karşı yüzde 14 ücret artışı, ekstra bir haftalık yıllık izin ve kadrolu meslektaşlarıyla aynı hastalık maaşı bir zafer oldu.
Sendika üyeliği de bu süreçte yüzde 50’den fazla arttı ve Unison üyeleri, örgütleri içinde işçi gücünü inşa etme yolunda adımlar attı. Bir OCS çalışanı olan Caroline, “Uzun zaman aldı ama sonunda istediğimizi elde ettik” dedi.
3. İTFAİYECİLER AYRIMCI EMEKLİLİK MAAŞLARI KONUSUNDA TAZMİNAT KAZANDI
Hükümet 2015 yılında itfaiyecilerin 60 yaşına kadar çalışmalarını ya da daha düşük bir emeklilik maaşı almalarını gerektiren yeni emeklilik kurallarını uygulamaya koydu. Daha yaşlı üyelerin daha iyi olan eski programda kalmalarına izin verilirken, daha genç üyelerin yeni programa geçmeleri gerekiyordu. Sendikaya göre, itfaiyeciler daha erken olan 55 yaşında emekli olmayı tercih ederlerse, emekli maaşları yüzde 20’den fazla azalacaktı.
İtfaiye Sendikası (FBU) grev eyleminin yanı sıra, ayrımcılık anlamına geldiği gerekçesiyle yasal bir dava süreci başlattı. Aralık 2018’de Temyiz Mahkemesi FBU’nun lehine karar verdi. Bu yıl ekim ayında FBU, değişiklikten etkilenen ve mali belirsizlikle bağlantılı stres ve kaygı yaşayan yaklaşık 9 bin üyesine en az 3 bin 750 sterlin tazminat ödeneceğini duyurdu. FBU Genel Sekreteri Matt Wrack, “hükümetin kendi yarattığı bir karmaşa” içinde durumu düzeltmek için mücadelede daha gidilecek çok yol olduğunu, ancak bunun “önemli bir adım” olduğunu belirtti.
Bu kazanım itfaiyeciler için zor bir yılın ortasında geldi; sıcak hava dalgası ve bunun sonucunda ortaya çıkan rekor orman yangınları, yaptıkları işin bizi güvende tutmak için ne kadar hayati olduğunu kanıtladı. Buna rağmen, bir maaş kesintisi gündeme geldi. FBU üyeleri teklifi reddetti ve şimdi sadece kendi yaşam standartları için değil, aynı zamanda yetersiz finanse edilen ve ihmal edilen bir hizmetin geleceğini de desteklemek için grev oylaması sürecindeler.
4. LIVERPOOL VE FELIXSTONE İŞÇİLERİ LİMANLARI DURDURDU
Gemicilik sektörünün dünyayı ayakta tutmak için ne kadar hayati olduğu pandemi sırasında anlaşıldı. Dolayısıyla bu yılın eylül ayında, yaptıkları hayati işe rağmen gerçek anlamda bir ücret kesintisiyle karşı karşıya kalan Liverpool’daki 500’den fazla liman işçisi greve gitti. Sendikaları Unite, işverenleri Mersey Docks and Harbour Şirketi’nin 2021 yılında 30 milyon sterlin kâr elde ettiğine dikkat çekti.
Grev uluslararası dayanışma gösterilerine yol açtı, liman işçileri grev fonuna 15 bin dolar bağışta bulunan Amerikalı liman işçilerinin yanı sıra dayanışma amacıyla grev hattına delegasyon gönderen İspanya ve Danimarka gibi ülkelerin liman işçilerinden de destek gördüler. İşçiler kasım ayında yüzde 14,3 ile yüzde 18,5 arasında değişen bir ücret anlaşması sağlayarak büyük bir zafer elde ettiler.
Liverpool liman işçilerinin ilk grev dalgası da Felixstowe limanındaki grevlerle aynı döneme denk geldi. Felixstowe’da ağustos ayında bin 900’den fazla işçinin katıldığı ilk grev dalgası sırasında Liverpool işçileri Felixstowe’dan yönlendirilen gemilerde çalışmayı reddetmiş ve destek için grev hattına bir heyet göndermişti. Aralık ayında Felixstowe liman işçileri de yüzde 15,5’lik bir kazanım elde ederek büyük bir zafer kutladılar.
5. 4 BİN 800 ÜNİVERSİTE İŞÇİSİ KADROLU YAPILDI
Bu yılki ulusal üniversite grevlerine neden olan düşük ücretler ve artan iş yükünün yanı sıra, son yıllarda yükseköğretim sektöründe çalışanların karşılaştığı en büyük sorunlardan biri de geçici sözleşmeler ve iş güvencesizliğiydi. Üniversite ve Kolej Sendikası UCU’nun araştırması, 2019-20 döneminde sadece araştırma alanında çalışan akademik personelin yüzde 68’inin, sadece öğretim alanında çalışan personelin ise yüzde 44’ünün belirli süreli sözleşmelerle çalıştığını gösteriyor. Üniversitelerin yüzde 46’sı ders vermek için sıfır-saatlik sözleşmeler kullanıyor. Sektörde yaygın olan güvencesizlik, çalışanların sürekli olarak her türlü güvensizlikle karşı karşıya olduğu anlamına geliyor.
Bu nedenle, ağustos ayının başında, UCU, Açık Üniversite’deki (yüksek lisans düzeyindeki açık öğretim kurumu) 4 bin 800 çalışanın belirli süreli sözleşmelerden çıkarılıp kalıcı sözleşmelere geçirilmesiyle büyük bir kazanım elde etti. Sendikanın söylediğine göre bu değişiklik Birleşik Krallık yüksek öğrenim tarihindeki en büyük kadrolaştırma oldu. İyileştirilmiş iş güvencesinin yanı sıra, personel yüzde 10-15 arasında bir ücret artışından ve ek yıllık izinden yararlandı. Sektör genelinde geçici istihdamı ortadan kaldırma mücadelesi devam ediyor.
6. BT ÇALIŞANLARI HİLELİ EKONOMİYİ YENDİ
Bu yaz telekomünikasyon şirketleri BT ve Openreach’in çalışanı ve İletişim İşçileri Sendikası (CWU) üyesi 40 bin işçi, 1987’den bu yana ilk ulusal telekom grevini gerçekleştirdi. Grev, enerji faturaları ve gıda maliyetleri bu rakamın çok üzerinde seyretmeye devam ederken, sadece 1500 sterlinlik bir ücret artışının dayatılmasına bir tepkiydi. Yalnızca BT çalışanları için sorun o kadar kötüydü ki, şirket kendi personelini beslemek için işyerinde bir gıda bankası -ya da kendi deyimleriyle bir “toplum kileri”- kurmak zorunda kalmıştı ve bu, şirketin CEO’su Philip Jansen’e “Foodbank/Gıdabankası Phil” lakabını kazandırdı.
Şirket 2021 yılında 1,3 milyar sterlin kâr elde ederken, 2023 baharından itibaren müşteriler için yüzde 13’lük bir fiyat artışı açıklayarak, işçiler ve müşteriler arasındaki adil ücret ve adil fiyatlara olan ortak ilgiyi artırdı. Eyleme katılan işçiler arasında mühendisler ve çağrı merkezi çalışanları da vardı.
Sekiz günlük grev gerçekleştirildi ve şirket nihayet Nisan 2022’den itibaren 3 bin sterlinlik yeni bir teklifle masaya geri döndü, bu teklif ücret seviyesine bağlı olarak yüzde 6 ile yüzde 16 arasında bir orana tekabül ediyordu ve işçiler aralık ayında teklife kabul oyu verdiler. İşçilerin grev hattında gösterdikleri ve “ülkenin sempatisini kazanan ve şirketi rehavetinden kurtaran” kararlılık olmasaydı, iyileştirilmiş ücret anlaşması imkansız olurdu.
7. RMT HÜKÜMETE ŞOV YAPTI
Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Taşımacılık Sendikası (RMT) bu yıl yeniden keşfedilen sendikal gücün ön saflarında yer aldı ve aynı zamanda medya ile devlet kurumlarının saldırılarının da ilk hedefi oldu. Network Rail ve İngiltere’deki tren işletme şirketleriyle olan sözleşme anlaşmazlığı, 2023’e kadar devam ederken, hükümet grevlerin neden olduğu kesintileri ve demir yolu ağının devam eden tahribatını işçileri yenmek için ödenmeye değer bir bedel olarak görerek, yeni teklifleri engellemeye devam ediyor. Ancak RMT üyeleri bu yıl bir dizi başka zafer kazandı. Mitie ile taşeron sözleşmesi yapan Eurostar şirketi güvenlik personeli, aralık ayında yüzde 10’luk iyileştirilmiş bir teklifin ardından grevden vazgeçti ve en düşük ücretli işçiler için yüzde 29’luk bir artış sağlandı. Scotrail şirketi ile yüzde 7-9 ve Galler için Ulaştırma ile yüzde 6,6-9,5 oranında iyileştirilmiş ücret teklifi de dahil olmak üzere anlaşmalar sağlandı.
8. CROYDON HASTANESİ İŞÇİLERİ YÜZDE 24 ZAM KAZANDI
Kötü çalışma koşullarına ve düşük ücretlere neden olan taşeron şirketler tarafından sunulan kalitesiz sözleşmelerin verdiği zarar, son yıllarda emek hareketinin ana odak noktası oldu. Croydon Üniversitesi hastanesinde GMB sendikasına üye olan temizlikçiler ve diğer sağlık çalışanları, hayat pahalılığı krizinin iyice hissedilmeye başlandığı bu yılın ilkbaharında grev kararı aldılar ve mart ayında yüzde 24’lük büyük bir ücret kazanımının yanı sıra sekiz hastalık günü değerinde bir mesleki hastalık tazminatı planını kazandılar.
Ambulans çalışanları, hemşireler, genç doktorlar ve daha fazlasının sağlık sistemi için mücadeleleri 2023’e kadar devam edecek ve hepimiz onların yanında durmalıyız.
9. JACOB’S İŞÇİLERİ DAYANIŞMAYLA PATRONLARI DURDURDU
Eylül 2021’de, Liverpool kentindeki Jacob’s fabrikasında çalışan işçiler, ayaklandılar. Haziran 2022’ye gelindiğinde patronlar işçilere sadece yüzde 4,5’lik bir zam teklifinde bulunmuş, bu zammı da “ücretsiz eğitim şartları”nı kabul etmeleri koşuluna bağlamıştı. Hayat pahalılığı krizi tırmanırken ve sıcak grev yazı başlarken, işçiler ve sendikaları GMB bunun yeterli olmayacağını biliyordu.
Kasım ayına gelindiğinde 750 işçinin tamamı iş bırakmıştı ve bir anlaşmaya varılana kadar işyerine dönmeyeceklerdi. İşçiler, gıda bankalarına bağımlı yaşayan, ulaşım masraflarını karşılayamadıkları için işe bir saatten fazla yürüyerek gelen ve borç batağında çalışanlar olduklarını söylüyordu.
11 hafta süren grev eylemi sonunda, ocak ayının ilk gününe kadar geriye dönük yüzde 6,5 ve 500 sterlinlik ödemenin yanı sıra 2023 yılı için yüzde 3’lük ek bir artış ve 250 sterlinlik iyileştirilmiş bir ücret teklifi kazanıldı. Fabrika işçileri, Tribune’e grev hattına yiyecek ve ateş için odun getirenler de dahil olmak üzere halktan gelen ‘inanılmaz’ destekten, işçilerin güçlü kalmasını sağlayan basit dayanışma eylemlerinden bahsetti. İşçilerin gösterdiği direnç, kendi sektörlerinde uzun süreli anlaşmazlıklar yaşayan diğer işçiler için de bir ilham kaynağı oldu ve kolektif eylemin meyvelerini verdiğini kanıtladı.
10. BEIS İŞÇİLERİ BÜYÜK KAZANDI
PCS sendikası üyesi 100 bin kamu çalışanı 2023’te greve hazırlanıyor. İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanlığına (BEIS) hizmet veren Aramark şirketine bağlı “yemek ve ağırlama” çalışanları ise görüşmelerin tıkanması nedeniyle geçen yılın başlarında vaat edilen iyileştirilmiş ücret teklifini beklemekten yoruldular ve kasım-aralık aylarında beş günlük grev için oy kullandılar; yüzde 75 katılımla yüzde 100 grev kararı çıktı.
Bu çalışanlar BEIS’in kantinini işletmekte ve ticaret delegasyonlarına yemek sağlıyorlar. PCS Genel Sekreteri Mark Serwotka, yaz aylarında yapılan bir ankette, üyelerin üçte birinin yemek alacak parası olmadığı için öğün atladığını, dolayısıyla “bu çalışkan yemek tedarikçilerinin başkalarına sundukları yemeği kendileri için karşılamakta zorlanmalarının sürpriz olmadığını” söyledi.
Bu grev tehdidi Aramark’ı müzakere masasına geri döndürdü ve yüzde 12’lik bir ücret artışı teklifinin ardından grev iptal edildi. Bu ücret artışı, bu kış geçim sıkıntısı çeken çalışanlar için büyük bir zafer ve yeni bir yıla girerken sendikal eylemin gücünü hatırlatmaktadır.
Kaynak: Günlük Evrensel