Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, depremzedeler için ‘yerinde ve kalıcı çözüm’ çağrısında bulundu.
Sendikamızın da aralarında olduğu Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri bir basın açıklaması düzenleyerek deprem bölgesinde zarar gören vatandaşların barınma, sağlık ve güvenlik gibi temel ihtiyaçlarının yerinde çözülmesini talep etti.
Mersin Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelen platform bileşenleri burada bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklaması Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasıyla başladı.
Platform adına basın açıklamasını BES Şube Başkanı Murat Doğan okudu.
Açıklamada, “10 İli vuran deprem felaketinde yıkılan binlerce bina, on binlerce yurttaşımıza mezar olurken, yüz binlerce insanımızı ise evsiz bırakmıştır. Ancak, bir haftadan daha fazla süre geçmesine rağmen tek bir sorumlu bile istifa etmemiştir. Biz biliyoruz ki zamanında etkili arama-kurtarma çalışmaları ve bu çalışmaları yürütecek ekipler sevk edilmiş olsaydı, çok daha fazla canımız bugün yaşıyor olacaktı” denildi.
Siyasal iktidarın “Yüzyılın felaketi” söylemiyle sorumluluğu üstünden atmaya çalıştığı belirten açıklamada, bir an önce kalıcı ve yerinde çözümlerin hayata geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Açıklamada şöyle denildi;
“Devlet bir an önce, deprem bölgesindeki vatandaşlarının, barınma, beslenme, ısınma, sağlık, güvenlik vb. ihtiyaçlarını en hızlı bir şekilde gidermeli ve sorunları yerinde çözmelidir. İnsan sağlığı ve çevre kirliliği konularında ilgili kuruluşların, meslek odalarının, sendikaların görüşleri doğrultusunda tedbir alınmalıdır. Vatandaşlarını ülkenin farklı yerlerine göç ettirip daha fazla mağdur etmemeli. Farklı illere göç eden vatandaşlarının da gittikleri yerdeki ihtiyaçları karşılamalı ve dönüş için gerekli şartlar yaratılmalıdır.
Göç eden vatandaşların en büyük sorunu deprem bölgelerinde kalan vatandaşlardan farklı değildir. Ancak, barınma ve beslenme en büyük sorun olarak karşımızda duruyor. Yurtlara depremzedeleri yerleştireceğiz diye eğitime ara verip, milyonlarca üniversiteli gencimiz de mağdur edilmemelidir.”
‘MESLEK ODALARI, BİLİM İNSANLARINA KULAK VERİLMELİ’
Depremin değil, ‘kar hırsının, tedbirsizliğin öldürdüğü’ belirtilen açıklamada, “Bir taraftar deprem yaralarını sararken bir yandan da bu ülkenin depremler ülkesi olduğu bilinci ile yarın değil hemen şimdi geleceği yönelik tedbir alınmalı, planlamalar yapılmalı, meslek odaları ve bilim insanlarına kulak verilmeli ve kamunun her alanında liyakat esas alınmalıdır” dendi.
‘IRKÇI YAKLAŞIMLARI REDDEDİYOR VE HALKIMIZI SAĞDUYUYA DAVET EDİYORUZ’
Depremin ardından koşullar giderek ağırlaşırken kentlerdeki yağma olayları sonrası “yağmacı” olduğu ileri sürülen kişilerin lince varan darp görüntülerinin, hatta ölüm haberlerinin çıkmaya başladığı belirtilen açıklamada şöyle denildi; “Hukuk devletinde böyle bir şey düşünülemez ve kabul edilemez. Yağmacılığa yeltenen kişiler kolluk kuvvetlerince yakalanıp yargıya teslim edilmelidir. Bu ortamda acılı insanların duygularını istismar eden Suriyeliler ve diğer sığınmacılar üzerinden yürütülen ırkçı yaklaşımları reddediyor ve halkımızı sağduyuya davet ediyoruz.
Göçmenler, depremle birlikte bazı siyasiler ve sosyal medya kullanıcıları tarafından kendilerine yöneltilen nefret dili ve ırkçı saldırılarla da mücadele etmeye çalışıyor. Şu yaşadığımız süreçte binlerce kilometre uzaktan yardımımıza koşan farklı uluslara ait insanların canları pahasına göçüklerden insanları kurtarmalarını alkışlarken, bize sığınan başta Suriyeliler olmak üzere farklı kimliklere öfke ve kin duymak ikiyüzlülüktür. Biz bu riyakârlığa izin veremeyiz ve göz yumamayız. Bu yaklaşımlar asıl problemi kaynağından uzaklaştırmak ve hedefi saptırmaktan başka bir şey değildir.”
‘DAYANIŞMA İLE AŞACAĞIZ’
“Depremin yarattığı her türlü tahribatın, ancak ve ancak insan hayatını önceleyen, ayırım yapmadan eşitliği gözeten politika ve uygulamalarla üstesinden gelebiliriz. Depremin yarattığı yıkımı ve bu zor günleri birlikte dayanışma ile aşacağımıza olan inancımızla halkımıza bir kez daha geçmiş olsun diliyoruz” dendi.