KANUNA KARŞI HİLE VE ESNAF KURYELİK

Kocaeli Barosu ve Yargıtay 9 ve 10’uncu Hukuk Dairelerinin katkısıyla her yıl mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştirilen “çalışma yaşamının güncel sorunları” başlıklı sempozyumun onuncusu 6 Mayıs’ta yapıldı. Sempozyumun bu yılki ana teması, “atipik istihdam ve çalışma yaşamı” olarak seçilmişti.

Bu sempozyumda tebliğ sunan Prof. Dr. Gaye Burcu Yıldız’ın slaytlarından birisinde motokuryelere ilişkin bir gazete ilanı yer almıştı. İlan atipik istihdam denilen anormalliğin ne olduğunu tartışmaya yer bırakmayacak bir açıklıkta yansıtmaktaydı. Gazete ilanının içeriği şöyle:

“…Samandra deposunda kendi şirketi olan ya da şirketini kurup esnaf kurye olarak çalışacak arkadaşlar arıyoruz.

– Motor masrafı yok.

– Ekipman masrafı yok.

– Yakıt masrafı yok.

– Hepsi tarafımızdan karşılanacak…

– Bu sistem en kârlı ve en verimli kazanç.

– Günlük 12-13 saat çalışma ile en yüksek kazanç imkanı.

Performansa göre artan saat ücreti + performansa göre artan paket parası + özel sağlık sigortası + sadakat primi + online bahşiş.

29 YAŞ ALTINA 2 YIL VERGİ VE 1 YIL BAĞKUR ÖDEMESİ YOK. PARA DİREKT SİZDE KALIYOR.

Ehliyet zorunludur ve 20 yaş altında kişiler kabul edilmemektedir.”

İlan açıkça yasaya karşı hile yapmanın itirafı.

1. Motokurye işi için gerekli iş araçlarını işveren zaten işçiye sağlamak zorunda. İlanda da işçi işveren ilişkisi kurulduğunda işveren olarak işçiye verilmesi gereken iş ekipmanlarını vereceğini işveren peşin peşin ilan ediyor. Ancak sanki bu verdikleri vermesi gerekmeyen, kolaylık olsun diye lütuf edip verdiği bir şeymiş gibi sunuluyor.

2. İşçi işveren ilişkisi kurulduğu andan itibaren yasal olarak başlayan, zorunlu olan sigortalılık hak ve yükümlülüğünden kaçan işveren özel sağlık sigortasını bir diğer lütuf olarak sunuyor.

3. En önemlisi ise fazla çalışmalar dahil günde 11 saati aşması yasal olarak olanaklı olmayan çalışma sürelerini 12-13 saat olarak belirliyor.

4. Klasik bir iş sözleşmesinin tüm unsurları var. İş işverenin emir ve talimatları altında yapılıyor. İş araç ve gereçleri işverence sağlanıyor. Çalışma süresi işverence belirleniyor. Ücret işverence ödeniyor. Tek fark işçi adına şirket kurup işçinin kendi nam ve hesabına çalışan olarak gösterilmesi. Yasal bir durumun arkasına saklanarak gerçek ilişkinin saklanması, kanuna karşı hile denilen işlemin tüm unsurları var.

5. Üstelik bu yolla hem vergi kaçırılıyor, hem de Sosyal Güvenlik Kurumu zarara uğratılıyor. Gerçekte işçi statüsünde çalışan kendi nam ve hesabına çalışan olarak gösterilip, 29 yaş altı işe alınarak iki yıl vergi 1 yıl sigorta primi ödemekten de kurtulmuş oluyorlar.

6. İşi cazip hale getirmek için zaten vermek zorunda olduğunu lütufmuş gibi sunarak motor masrafı yok, ekipman masrafı yok, yakıt masrafı yok diyen işveren motokurye işten atıldığında başka yokları alt alta sıralayarak şöyle söyleyecektir:

– Sen işçi değilsin, fazla çalışma ücreti ödemem, fazla çalışman yok.

– Sen işçi değilsin günde 11 saatten fazla çalışmam diyemezsin, çalışma süresinin sınırı yok.

– Sen işçi değilsin, haftalık 45 saati doldurduktan sonra kesintisiz 24 saat hafta tatilin yok.

– Sen işçi değilsin, ulusal bayram genel tatillerde çalışmasan da ücret isteyemezsin sana ulusal bayram ve genel tatil ücreti yok.

– Sen işçi değilsin, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, Cumhuriyet Bayramı… yok. Sana bayram yok.

– Sen işçi değilsin, yıllık ücretli iznin yok.

– Sen işçi değilsin, senin sendikaya üye olma hakkın yok.

– Sen işçi değilsin, işçi sağlığı iş güvenliği önlemlerini sen almalıydın geçirdiğin kazada işveren olarak sorumluluğum yok.

– Sen işçi değilsin, iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle maddi manevi tazminat isteme hakkın yok.

– Sen işçi değilsin, iş sona erdiğinde ihbar tazminatı hakkın yok.

– Sen işçi değilsin, iş sona erdiğinde kıdem tazminatı hakkın yok.

Bu ilanda yer almayan, ancak ilanda belirtilen şirket kurma işinin nasıl kolaylaştıracağını ilan eden bir başka ilana da ben internette rastladım. Bu ilanı aynen alıyorum. İlanda deniliyor ki:

Kuryeler için Şahıs Şirketi Kurmak ve Serbest Teslimat Yapmak (Esnaf Kurye Modeli)

(…)Fiyuu, Scotty, Paket Taxi gibi motorlu kurye ile teslimat yapan firmaların yanında Bana Bi Kurye, Yemeksepeti Vale, Trendyol Express Kurye, HepsiJet Kurye gibi firmalar da faaliyet göstermeye başladı. Hızlı teslimat ihtiyacının doğrusal artışı paralelinde kuryelere olan ihtiyaç da doğal olarak fazlaydı.

Bu firmalarla çalışmak isteyen kuryeler için ise çoğunlukla şahıs şirketi kurma zorunluluğu var. Bu noktada firma çalışanı değil, kendiniz için çalışıyor oluyorsunuz. Verginizi ve sigortanızı kendiniz yatırıyor, bu firmalara fatura kesiyorsunuz. Bu çalışma sisteminin adı “Esnaf Kurye Modeli” olarak geçmektedir.

Fakat kuryeler şahıs şirketi nasıl kuracaklar? Sürekli hareket halindeki bu çalışanların evlerini yasal adres göstermeleri hem gelen evraklar ve yoklamalar açısından sıkıntılı, hem de ödeyecekleri stopaj açısından fizibil değil.

Bu noktada Workaway, uygun fiyatlarla sunduğu ‘sanal ofis’ hizmeti ile bu soruna bir çözüm getiriyor. Yapacağınız sözleşme ile hızlı ve güvenli bir biçimde vergi dairesine şahıs şirketi kuruluş başvurunuzu yapabilir, fatura kesmeye hemen başlayabilirsiniz. Üstelik fatura karşılığı kira ödemesi yapacağınız için stopaj ödemeyeceksiniz ve bu faturaları gider olarak vergiden düşebileceksiniz.

Bireysel olarak şirket kurmak eskisi kadar zor değil, başvurular online olarak yapılabiliyor ve vergi dairesi sadece bir yoklamada bulunmanızı talep ediyor. Kurye şirketinizin ilk yoklaması başvurunuzdan sonra yaklaşık 1 hafta içinde randevulu olarak yapılıyor ve sonrasında hemen fatura kesmeye başlayabiliyorsunuz. Bizim ilk sözleşmede ihtiyacımız olan belgeler nüfus cüzdanı ve ikametgah (yerleşim yeri belgesi) şeklinde; şirketiniz kurulduğunda ise vergi levhası ve imza sirküleri örneklerini bizimle paylaşıyorsunuz.

Birisi yasaya karşı hile yaparak esnaf kurye adı altında işçi çalıştıracağını, bu yolla iş yasası, vergi yasası ve sosyal güvelik yükümlüklerinden kurtulacağını ilan ediyor, bir diğeri yasaya karşı hileyi nasıl kolaylaştırabileceğini, ücret karşılığı yasaya karşı hile için gerekli ortamı yaratacağını açıklıyor.

Görünen o ki, çalışma yaşamını denetlemekle görevli devlet iş gücü piyasasında yok. Sigortalılığın gerçek ilişki üzerinden tanımlanan statüye uygun yapılmasını sağlamakla görevli SGK yok. Vergi kaçırılmasını engellemekle görevli vergi daireleri çalışma yaşamında yok. İşte tüm bu “yok” denilenlerin bir arada kullanıldığı istihdam modelinin adıdır atipik istihdam.

Üstelik saklanan gizlenen bir şey de yok. Her şey açık. Çünkü bu ülkede emeğin yağması ayıp değil, yasa dışı değil. Emeği korumak için çıkartılmış yasalar, bu yasaların uygulanmasını denetlemek için oluşturulmuş kurumlar kağıt üzerinde var yaşamın içerisinde yoklar. Kağıt üzerinde var olan kağıt üzerinde kalıyor, toplumsal yaşamı kağıt üzerinde kalan yasalar değil fiilen yasaya karşı hile yoluyla uygulanan kurallar şekillendiriyor. Çaresizlik üzerinden varılan uzlaşmaya da “alan razı satan razı” memlekette sözleşme özgürlüğü var, sözleşme özgürlüğü üzerinden atipik istihdam yapmak da olanaklı diyorlar.

Daha acısı ise kendileriyle yasaya karşı hile yoluyla sözleşme yapılan ve işçi olmalarına karşın adları esnaf kurye olanlar, hile ile oluşturulan bu statülerinin yasal olduğunu sanıp kendileri için özel yasal düzenleme yapılmasını çözüm olarak görüyor ve istemlerini bu çerçeve içerisine oturtuyorlar. Eksik, yetersiz fazlasıyla liberal dediğimiz İş Yasası’nın sağladığı yetersiz koruma bir anda ulaşılmaz bir hedef haline gelebiliyor.

Tam da bu aşamada gerekli olan sendika özgürlüğü, sendika seçme özgürlüğü, iş yeri, bölge, meslek düzeyinde sendika kurma hakkı, akla gelmesi gerekirken gelmiyor, gelemiyor. Biz yüzlerce kez tekrarlamak pahasına bir kez daha tekrarlayıp noktayı koyalım. Dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir zaman tek başına bireysel iş hukuku çalışanları korumamış, etkili bir koruma getirmemiştir. Dünyanın neresinde işçi hakları güvencede ise orada, amasız, fakatsız sendika özgürlüğü vardır. Bu ülkede yasaya karşı hilelerin ilan verilerek yapılabilmesi, bu cüretin gösteriliyor olması özgür sendika hakkının olmamasındadır.

Kaynak: Murat Özveri / Günlük Evrensel