28. OLAĞAN GENEL KURULUMUZ, COŞKU VE YENİ MÜCADELE KARARLARIYLA TAMAMLANDI.

          Petrol-İş sendikasının genel merkezinde 16-17 Nisan 2011 tarihinde toplanan 28. Olağan Genel Kurulumuz, genel sekreterimiz Gürel Yılmaz’ın açılış konuşmasıyla başladı. Yılmaz açılış konuşmasında; “genel kurulumuzu, işçi ve emekçilere dönük sermaye saldırılarının yoğun yaşandığı zorlu bir dönemde topluyoruz. Bu saldırılara yeni mücadele kararları ile cevap vereceğiz. Başarılı bir genel kurul geçirmeyi diliyor hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi. Ve genel kurul çalışmalarını başlattı. 
 
Divan başkanlığını Türk-İş Teşkilatlandırma Sekreteri ve TOLEYİS sendikası genel başkanı Cemail Bakındı, divan başkan yardımcılıklarını Türk-İş birinci bölge temsilcisi Faruk Büyükkucak ile İstanbul 1 nolu şube başkanımız Ersin Türkmen’in, katip üyeliklerini Mersin şube başkanımız Savaş Gürkan ile Ankara şube mali sekreteri Binali Güney’in yaptığı genel kurulun açılış konuşmasını genel başkan Kenan Öztürk yaptı. 

Divanı, konuk sendika başkan ve yöneticileri ile delegeleri selamlayarak sözlerine başlayan Kenan Öztürk, dünya ve ülke gündemindeki olayları değerlendirdiği konuşmasında özetle; “Geçtiğimiz üç yılın en önemli olayı büyük tahribat yaratan ekonomik krizdi. Krizin faturası emekçi sınıflara çıkarıldı. Dünya çapında 50 milyon emekçiyi işsiz bıraktı. Hükümetler krizin sorumlusu finans sermayeyi ve batık bankaları kurtarırken eğitim ve sağlık harcamalarını kesti; emekçilerin kazanılmış haklarını gasp etme yoluna gitti. Yakın dönemde Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da önemli gelişmeler oldu. Yaşananlar Ortadoğu halklarının demokrasi mücadelesi açısından sevindirici, emperyalist güçlerin bölgedeki yeni planları açısından ise endişe vericidir. Mısır, Tunus ve Libya halklarının mücadelesini destekliyoruz. İsrail’in zulmüne direnen Filistin halkının mücadelesini destekliyoruz.“Mevcut AKP iktidarı ülkemizin değiştiğini, yepyeni bir Türkiye yaratıldığını söylüyor. Avrupanın en hızlı büyüyen birinci, dünyanın üçüncü ekonomisi olduğumuzu, işsizlik ve yoksulluğu azalttığını söyleyerek üçüncü defa iktidar olmak için bizlerden oy istiyor. Oysa ekonomi büyüse de işçi ve emekçilerin büyüyen ekonomiden aldıkları pay giderek düşüyor. İşsizlik, yoksulluk, açlık ve yolsuzluk giderek büyüyor.

         “Açlık sınırı 889 TL. olduğu halde asgari ücret 629 TL. olarak belirlendi. Yani ülkemizde milyonlarca aile aç yaşıyor. İşsizlik gerçekte % 20’lerin üzerinde. Buna rağmen işsizlik fonunun paraları işsizlere değil teşvik adı altında sermaye sınıfına aktarılıyor.
         “AKP döneminde özelleştirme, taşeronlaştırma ve güvencesiz çalıştırma büyük bir hızla yaygınlaştı. Kamu hizmetleri bile sözleşmeli personellerle yürütülmeye çalışılıyor. Taşeronlaştırma ve güvencesiz çalışma nedeniyle yüzlerce emekçi iş cinayetlerinde yaşamını kaybediyor. Zonguldak ve Elbistan da göçük altında kalan işçilerin cesetleri dahi çıkarılmıyor. İşçilerin yaşamı sermayenin kar hırsına kurban ediliyor.
         “Katkı ve katılım payı adı altında eğitim ve sağlık tamamen paralı hale getiriliyor. Borçlanma nedeniyle ödenen faizlerle sermaye sınıfı daha da zenginleştirilirken vergiler ve yeni zamlarla emekçi sınıflar yoksulluğun ve açlığın pençesine itiliyor.
         “İleri demokrasi laflarını ağzından düşürmeyen AKP, örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri olduğu gibi korumaya devam ediyor. Barajlarla, haksız itirazlarla engellenen sendikal örgütlülük işverenlerin işten çıkarma saldırılarıyla ayyuka çıktığı halde AKP kılını kıpırdatmıyor. Haksızlıklara karşı mücadele eden sendikacılar ve işçiler cezaevlerine atılırken sendikal nedenle işçi çıkaran işverenlerin sırtı sıvazlanıyor. Sendikal nedenle her yıl onbinlerce işçi işten atılıyor. AKP’li belediyeler bile sendikaya üye olduğu için işçi çıkarıyor. Gaziantep belediyesi 256 üyemizi, Bursa belediyesi 133 üyemizi sendikal nedenle işten çıkardı. Mersin limanında 135 üyemiz, Ünilever’de 87 üyemiz, UPS’de 163 üyemiz sendikal nedenle işten çıkarıldı. Bu işyerlerinde yaptığımız direnişlerde ben de dahil bütün yönetici ve üyelerimiz hakkında onlarca dava açıldığı halde işverenlere karşı tek bir dava açılmadı. Ankara şube yöneticilerimiz Horoz Kargo’da yürüttükleri örgütlenme çalışmaları nedeniyle 36 yıla varan hapis istemiyle yargılanıyor.
         “İşçiler ve emekçiler lehine hiçbir şey yapmayan AKP, torba yasalarla emekçilerin kazanılmış haklarını gasp ediyor. Ne yazık ki işçi sınıfı örgütleri, sendikalar bu saldırıları püskürtmek, yeni haklar elde etmek için yeterince mücadele etmiyor. Sendikaların başındaki bürokrat sendikacılar mücadele yerine hükümetle iyi geçinmenin, iktidara hoş görünmenin telaşında. Oysa işçi sınıfı çaresiz ve seçeneksiz değil. Bütün bu saldırılara ve engellere rağmen mücadeleci sendikalar birleşiyor ve örgütlenmeye devam ediyor. TÜRK-İŞ’e bağlı 11 mücadeleci sendika bir araya geldik. Amacımız ülkemizin en büyük işçi kuruluşu olan TÜRK-İŞ’i de bu mücadeleci çizgiye çekmektir. Kendine, üyelerine ve bütün emekçi sınıfların gücüne güvenen, daha fazla hak elde etmek için mücadele yolunu seçen bir TÜRK-İŞ yaratmaktır.
         “Önceki genel kurulumuzda önümüze koyduğumuz büyük kargo firmalarında örgütlenme hedefini hayata geçirmek için önemli mesafeler aldık. Taşımacılık işçilerinin dünya ve Avrupa genelindeki örgütleri ITF ve ETF ile birlikte UPS Kargo’da örgütlenme çalışması başlattık. Sendikamıza üye olduğu için 163 işçiyi işten çıkaran UPS işverenine karşı 9 ay süren bir direniş gerçekleştirdik. ITF kongresinde dünya çapında eylemler yapılması için karar çıkarttırdık. Dünyanın dört bir yanında yapılan eylemler, kardeş sendikaların dayanışması ve kararlı mücadelemiz sayesinde üyelerimiz yeniden işe başlatıldı. Sendikal çalışma nedeniyle işçi çıkarılmayacağı taahhüdünü içeren bir protokol imzalandı. Şimdi UPS işçilerini toplu sözleşmeli bir düzene kavuşturmak öncelikli görevimiz. Ayrıca YURTİÇİ, ARAS, DHL gibi kargoları da örgütleme görevi bizlerin omuzlarındadır.
         “Kargo firmalarında yürüttüğümüz örgütlenme çalışmalarının yanı sıra diğer işyerlerinde de örgütlenme çalışmalarımız devam ediyor. 5,5 ay süren bir direnişin sonunda özelleştirme ile sendikasızlaştırılan Mersin liman işçilerini ve araç muayene istasyonu işçilerini sendikamızda örgütleyerek Mersin’de yeni bir şube açtık.
         “Örgütlü olduğumuz ambar işyerlerinde yeni bir TİS dönemine girerken tüm üye ve yöneticilerimizi bu sürece dahil olmaya, başarılı bir TİS için birliğimizi ve mücadele gücümüzü arttırmaya çağırıyorum. Genel kurulumuzun işçi sınıfına sendikamıza hayırlı olmasını diliyor hepinizi saygıyla selamlıyorum” diyerek konuşmasını sona erdirdi.
  Genel başkanın konuşmasından sonra dayanışmak için bizzat genel kurulumuza katılan Tek-Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türker, Tek-Gıda İş Sendikası Genel Sekreteri Mecit Amaç, Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Petrol-İş Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Çavdar, Deri-İş Sendikası Genel Başkanı Musa Selvi, Deri-İş Sendikası Teşkilatlandırma Sekreteri Hasan Ulaşan, Kristal-İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş, Tez-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Osman Gürsu, Tez-Koop-İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Haydar Özdemiroğlu, Tez-Koop-İş Sendikası 4 nolu Şube Başkanı Cemal Kement delegeleri selamladı. 

           
         Ayrıca Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, Tarım-İş Sendikası Genel Başkanı Bedrettin Kaykaç, Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Akcan, Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı İsmail Arslan, Liman-İş Sendikası Genel Başkanı Muzaffer Akpınar, Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri İsa Gök, Türkiye Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, Türk Harb-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu, Basın-İş Sendikası Yönetim Kurulu adına Genel Sekreter İsmail Hakkı Kütükçüt, Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Hasan Öztürk ve Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Baki Yüksel’in gönderdiği kutlama mesajları okundu   Konuklardan Petrol-İş sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın genel kurula hitap etti. Öztaşkın konuşmasında ülkenin içinde bulunduğu durumu, sendikal hareketin gelişimini ve güncel sorunları  değerlendirerek; emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırılar karşısında emek örgütlerinin ve sendikaların gerekli tepkiyi örgütleyemediğini, bu amaçla Türk-İş’e bağlı 11 sendika ile birlikte bir oluşuma gittiklerini, TÜMTİS ve PETROL-İŞ’in de içinde yer aldığı bu oluşumun mücadeleci bir sendikal cephe oluşturmaya çalıştığını, amaçlarının Türk-İş içinde birlikte hareket ederek Türk-İş’i de bu mücadeleci çizgiye çekmek olduğunu söyledi. Öztaşkın; sermayenin kendisi için avantajlı ülkeler ve bölgeler aradığını, böyle yerlere sermaye ihraç ettiğini, dünya genelinde sınır tanımaksızın hareket ettiğini, işçi sınıfının da buna uygun bir örgütlülük içinde olması gerektiğini söyledi. Artık tek tek işyerlerindeki mücadele ile kazanım elde etmenin, örgütlenmenin zorluğuna değinen Öztaşkın, sendikal mücadelenin işyerlerinden çıkıp bölge, ülke, hatta dünya geneline yayılması halinde başarılar elde edebileceğini, ucuz işgücü arayan çok uluslu şirketlerin üretimlerini değişik ülkelerde gerçekleştirdiğini, bu nedenle aynı şirketin değişik ülkelerdeki işyerlerinde örgütlü sendikaların da dayanışması ve birleşmesi gerektiğini anlattı. Bu üretim modeli nedeniyle işkolu sendikacılığını yetersiz kaldığını, bu nedenle işkolu sendikacılığından çıkıp değişik işkollarından sendikaların birleşik bir örgütlenme yaratması gerektiğini, sendikal örgütlenmenin en güçlü olduğu ülkelerde bile sendikalaşma oranının % 5’ler düzeyine gerilediğini, daha güçlü bir sendikal hareket için dünya çapında değişik işkollarında küresel sendika federasyonlarının da birleşmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de toplam 96 sendikanın 3 ayrı konfederasyonda birleştiğini, bu dağınıklığın ve sendikalar arası rekabetin Türkiye sendikal hareketini zayıflattığını, bu nedenle birleşik bir emek konfederasyonu örgütleme görevi ile karşı karşıya olduklarını söyledi ve başarı dilekleri ile konuşmasına son verdi.         

 
SÖZ DELEGELERDE
İlk söz Bursa şube başkanı Özdemir Arslan’a verildi. Arslan; şubesinin yönetim kurulu üyeleri Hasan Yetan ve Yaşar Dündar’ı trafik kazasında kaybettiklerini ve kayıplarından ötürü büyük üzüntü duyduklarını, bütün şubelerden üyelerin Hasan ve Yaşar’ın aileleri için yapılan kampanyaya katıldıklarını söyleyerek, bundan dolayı delegeler nezdinde bütün TÜMTİS üyelerine teşekkür etti ve başarı dilekleri ile delegeleri selamladı

Daha sonra Ankara şubesinden Zeki Karacan söz aldı. Yaklaşan genel seçimlerle ilgili değerlendirmede bulunan Karacan, oy kullanırken işçi sınıfının çıkarlarına göre hareket etmek gerektiğini söyledi.

Zeki Karacan’ın ardından Ankara şube yönetim kurulu üyesi İrfan Bektaş kürsüye geldi.

Başarı dileklerinde bulunan Bektaş, birlik ve bütünlüğün korunması gerektiğine vurgu yaparak UPS Kargoda yürütülen örgütlenme çalışmasının başarısı için herkese görev düştüğünü söyledi.
 
Dördüncü olarak Mersin şubesinden Abdulhamit Şahin söz aldı. Mersin limanında işçi olduğunu, TÜMTİS’te örgütlendikten sonra imzalanan TİS ile sağladıkları kazanımları anlattı ve bütün işçilerin toplu sözleşmeli bir düzene kavuşturulması gerektiğini söyledi.

        Şahin’den sonra söz alan Gaziantep şube sekreteri Mahmut Canyurt; şube çalışmalarından örnekler vererek mücadeleci sendikacılığın önemine vurgu yaptı.İzmir şube mali sekreteri Abdulcabbar Karataş, Türk-İş’in örgütlenme çalışmalarına yeterince destek vermediğini, direnişler süresince ekonomik olarak zorluklar yaşayan işçilere destek sunmadığını söyleyerek Türk-İş’i eleştirdi

Tutuklu olduğu için bir önceki genel kurula katılamayan Genel Eğitim Sekreteri Nurettin Kılıçdoğan, bu süreçte yalnız bırakılmadıklarını, bütün şubelerden arkadaşların dayanışma içinde olduğunu, bu nedenle herkese teşekkür ettiğini söyledi.

             Kılıçdoğan’dan sonra Genel Sekreter Gürel Yılmaz söz aldı.
 

Gürel Yılmaz, delegeleri selamlayarak başladığı konuşmasında işyerlerinde örgütlü ve toplu sözleşmeli bir düzenin bulunmasının işçilere sağladığı yararları anlatarak Mersin Limanında 5,5 ay süren direnişin kazanımlarına, UPS Kargo direnişinin kazanımlarına vurgu yaptı. Bu nedenle yönetici olup olmamanın önemli olmadığını, her bir üyenin aynı sorumluluk ve özenle örgütlenme çalışmasına katılması gerektiğini söyledi.
  
Yoğun alkış ve sloganlar ve mücadele kararlarının oy birliği ile alındığı genel kurul sonucunda aday olanlar genel kurula katılan delegelerin tamamının oyunu alarak seçildiler.
 
Yapılan seçimler sonucunda:
 
Genel Başkanlığa                                   : Kenan Öztürk
Genel Sekreterliğe                                  : Gürel Yılmaz
Genel Mali Sekreterliğe                           : Seyfi Erez
Genel Örgütlenme Sekreterliğine              : Cafer Kömürcü
Genel Eğitim Sekreterliğine                     : Nurettin Kılıçdoğan
Merkez Yönetim Kurulu Üyeliklerine         : Muharrem Yıldırım, Halil Çekin, Özdemir Arslan ve Hüseyin Tatlıcan
 
Merkez Denetleme Kurulu Üyeliklerine      : Haydar Dönmez, Candan Genç ve Sinan Gündüz
 
Merkez Disiplin Kurulu Üyeliklerine           : Kasım Kılıç, Bülent Yakışık ve M. Hanifi Bayrak