MERKEZ YÖNETİM KURULUMUZDAN AÇIKLAMA

Tumtis_logo_site

Merkez Yönetim Kurulumuzun 03.10.2017 tarihli açıklaması;

GERÇEKLER VE SÖYLEMLER ARASINDA DERİN UÇURUM

 Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı ILO 10. Avrupa Bölge Toplantısı’nda konuşan Başbakan Binali Yıldırım’ın ülkemizde sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılmasına ilişkin çizdiği tablo ve “sendikalaşmaktan, örgütlü olmaktan korkmayalım”, “artık ücret sendikacılığı geride kalmıştır” yönlü açıklamaları gerçekle bağdaşmamaktadır.

Başbakan Yıldırım’ın pembe bir tablo çizerek gerçekleri gizlemeye çalıştığı 2017 Türkiye’si, sendikal hak ve özgürlükler önündeki engeller ve yasaklar nedeniyle hem ILO’nun kara listesinde hem de dünya sendikalarının protestolarına muhatap olmakta. Yani gerçeklerle söylemler arasında derin uçurumlar var!

Sendikamızın son dönemde karşı karşıya kaldığı sorunlar, engeller bile başbakanın gerçek durumla uyuşmayan bir söylemde bulunduğunu kanıtlamaktadır.

Sendikamızın Ankara şube yöneticileri “üye işçilerin sayısını çoğaltmak, bu şekilde aidat gelirlerini artırmak” suçunu işledikleri gerekçesiyle 22 aydan 6 yıla varan cezalara çarptırılıp hapse atılmıştır.

Ankara Şube Başkanımız Nurettin Kılıçdoğan ile 6 şube yöneticimiz bu sebepten dolayı 7 aydan beri cezaevinde tutuklu bulunmaktadır. Üstelik de şube yöneticilerimize ceza veren hakimler FETÖ soruşturmasından görevden el çektirilmiş ve 3’ü bu soruşturma kapsamında tutuklanmıştır.

DHL Express Kargo’da sendikalı oldukları gerekçesiyle sendikamız üyesi 9 işçi işten atılmıştır. İşten çıkarılan işçiler bu işyeri önünde 79 günden beri bekleyişini sürdürmektedir.

Yine, Gaziantep Babacanlar Kargo’da sendikamız üyesi 9 işçi işveren tarafından darp edilerek işten çıkarılmış, işten çıkarılan sendika üyesi işçilerin yerine kaçak Suriyeli işçi çalıştırılmış, darp raporu alan işçilerin şikâyetlerine rağmen işveren hakkında hiçbir işlem yapılmazken, işverenin bu haksız ve hukuksuz saldırısına karşı işyeri önünde basın açıklaması yapan Genel Başkanımız ve destek veren sendikacılar hakkında soruşturma başlatılmıştır.

Ülkemizde ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK’ler ile on binlerce kamu emekçisi görevden alınarak açlıkla cezalandırılmıştır. OHAL gerekçesiyle grev ve hak alma eylemleri yasaklanmış, işten atılan, haksızlığa uğrayan işçiler hakkını arayamaz, sendikalar üyelerine sahip çıkmak için hiçbir etkinlik yapamaz duruma gelmiştir.

Çalışma yaşamına ilişkin yasalar anti-demokratik hükümler ve yasaklarla doludur. Sendikalara üye olmak isteyen işçiler tek tek ya da topluca kapı önüne konulmakta, sendikal nedenle işçi çıkaran işverenlere hiçbir yaptırım uygulanmamaktadır. Hantal mahkeme süreçleri ve tazminat yaptırımı dışında başkaca engelleyici hiçbir hüküm olmaması nedeniyle işverenler sendikalı işçileri çıkarmakta ya da baskı uygulayarak sendikadan istifa ettirmektedir.

Binbir güçlükle çoğunluk sağlayan sendikaların yetkisine karşı itiraz yolunu kullanan işverenler bu sayede sendikalaşmayı neredeyse yıllarca engelleyebilmekte, bu sürede sendikal örgütlülüğü dağıtmaya çalışmaktadır. Yasaklar, yasal boşluklar ve engelleri kullanan işverenler, bunlar yetmezse hükümet eliyle yasaklanan grevler, OHAL vb. yollarla korunup kollanmaktadır.

Bütün bunlar Başbakanın “Örgütlü olmaktan korkmayalım” dediği Türkiye’de yaşanmıştır.

Başbakan eğer söylemlerinde samimi ise öncelikle sendikal hak ve özgürlükler önündeki engellerin kaldırılması için adım atmalı, anti demokratik uygulamalara son verilmelidir. Sendikal nedenle, haksız bir şekilde işçi çıkarmak yasaklanmalı, işçiler özgürce sendikalara üye olabilmelidir. Sendikacılara yönelik baskılara son verilmeli, cezaevindeki şube yöneticilerimiz serbest bırakılmalıdır.

 TÜMTİS MERKEZ YÖNETİM KURULU