Sendikamızın 30. Olağan Genel Kurulu Yapıldı

Sendikamızın 30. Olağan Genel Kurulu 20-21 Nisan 2019 tarihinde İstanbul Üsküdar’da bulunan Petrol-İş Sendikası Konferans Salonu’nda toplandı. Yoğun katılım ve coşkulu bir atmosferde gerçekleştirilen Genel Kurulda kıdem tazminatı gasbı, zorunlu bireysel emeklilik ve artan vergi yüküne ilişkin mücadele vurgusu yapıldı;  yeni döneme ilişkin kararlar alındı.

AÇILIŞ, DİVAN SEÇİMİ, SAYGI DURUŞU

Genel Sekreter Gürel Yılmaz’ın yoklama ve divan önergesini delegelere sunması ile başlayan kongrede Divan Başkanlığını Türk-İş Konfederasyonumuzun Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, Divan Yardımcılığını Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş ve DERİTEKS Sendikası Genel Başkanı Musa Servi, Divan üyeliklerini sendikamızın avukatlarından Cüneyt Durnaoğlu ile Oktay Durmaz yaptı.

‘Sendikasız bir demokrasi anlayışı kabul edilemez’
Divan seçiminin ardından genel kurula hitap eden Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, kendisine duyulan güvenden dolayı delegelere teşekkür ettiği konuşmasında dünya ve ülkemizde emekçilerin durumuna değindi.

 

İş kanununda 2012’de yapılan düzenlemelerle ‘zorunlu arabuluculuk’ sisteminin getirildiğini ve insanların yanlış algılarla yanıltıldığını belirten Irgat, aileleriyle birlikte sayıları 28 milyonu bulan emekçilerin, sorunlarını demokratik normlar çerçevesinde ortaya koyabilmesi gerektiğini ifade ederek, yaklaşan 1 Mayıs’ı dayanışma içinde kutlamaya davet etti.
Kıdem tazminatının kaldırılmayacağına dair Türk-İş konfederasyonumuzun Genel Kurul kararı bulunduğunu belirten Irgat, bu konunun tartışmasının bile yapılamayacağını, kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına izin verilmeyeceğini söyledi.

En önemli sorun örgütlenme önündeki engeller
Örgütlenme önündeki engellerin en büyük sorunların başında geldiğini belirten Irgat, ülkemizde 1 milyon 850 sendikalı işçiden sadece 1 milyonunun toplu sözleşmeden faydalandığını; 13 milyon işçininse sendikasız olduğu bilgisini vererek, “Örgütlenme hakkı varsa demokrasi vardır. Örgütlenmeyi demokrasinin olmazsa olmazları arasında en başa alıyor ve öyle kabul ediyoruz. Bugün, özel sektörde örgütlenmek savaş halini aldı. İlk örgütlenen yerlerde en az 50 işçi işten atılıyor, insanlar işten atılırım korkusuyla örgütlenmekten vazgeçer hale geldiler. Öncelikle örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır” dedi.
Sendikasız bir demokrasi anlayışının kabul edilemeyeceğinin altını çizen Irgat, işçilerin öncelikle kendilerini özgürce ifade edebilecekleri kanallara ihtiyaç olduğunu söyledi. Irgat, sendikamız TÜMTİS’in örgütlenme önündeki engeller karşısında kararlı mücadele sergilediğini belirterek bu tutumundan dolayı takdir ettiğini belirtti.
İşsizlikte bir arpa boyu yol alınmadığını, bugün 14,7 açıklanan işsizliğin gayri resmi boyutunun daha da büyük olduğunu, her 4 gençten birinin işsiz olduğunu bildiren Irgat, gelir dağılımında mutlaka adaleti sağlamanın şart olduğunu ifade etti.

Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat genel kurulumuza başarı dileyerek konuşmasını tamamladı.

 Kongreye katılanlar; Divan kurulunda yer alan Konfederasyonumuz Türk-İş’in Genel Eğitim Sekreteri ve Teksif Sendikası Genel Başkanı Nazmi Irgat, Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş, DERİTEKS Sendikası Genel Başkanı Musa Servi ile KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, Basın-İş Genel Başkanı Savaş Nigar, Basın-İş Sendikası Genel Sekreteri Ahmet Özbakır, Dok Gemi-İş Sendikası Genel Başkanı Necip Nalbantoğlu, Petrol-İş Sendikası Eski Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, Mahmut Tanal (CHP İstanbul Milletvekili), Turan Aydoğan (CHP İstanbul Milletvekili), Yakup Akkaya (CHP 26. Dönem İstanbul Milletvekili), ITF (Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu) Kara ve Demiryolları Taşımacılık Bölüm Sorumlusu Deniz Akdoğan, Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Genel Başkanı Hasan Bektaş,  Teksif Sendikası Genel Başkan Danışmanı Faruk Büyükkucak, Teksif Sendikası Yedikule Şube Başkanı Hasan Güneş, DERİTEKS Sendikası Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Ayhan Yanılmaz, DERİTEKS Sendikası Tuzla Şube Başkanı Binali Tay, Sağlık İşçileri Sendikası Kadıköy Şube Sekreteri Ahmet Karakoç, UİD-DER Genel Başkanı ve yöneticileri, Hava Yolu Çalışanları Sendikası Ahmet Özbakır genel kurulu selamladı. DHL Express örgütlenmesi sürecinde 556 gün boyunca direniş yapan işçiler de kongremize katılan konuklar arasındaydı.

GENEL BAŞKANIN KONUŞMASI
Açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Kenan Öztürk, dünya ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Dünyada durum, açlık, yoksulluk ve savaşlar
Genel Başkan Öztürk, dünyada emekçilerin haklarına yönelik saldırıların devam ettiğini, giderek zenginleşen sermayenin karşısında giderek yoksullaşan emekçilerin durumunun iki farklı tabloyu ortaya koyduğunu; dünyada en zengin 88 kişinin servetinin dünya nüfusunun yüzde 99’unun gelirine eşit olduğunu, her yıl 10 milyon insanın açlık sebebiyle öldüğünü; yetersiz sağlık hizmeti nedeniyle de günde 10 milyon insanın yaşamını yitirdiğini söyledi.

Irak, Suriye, Libya ve Ortadoğu’da yürütülen emperyalist savaşın Ortadoğu halklarına yönelik bir savaş ve vahşet boyutunda yaşandığını, emperyalist piyonlar eliyle yürütülen bu savaşın başta Türkiye olmak üzere çevre ülkelere yansımasının olumsuz olduğunu; Suriye savaşında 400 bin kişinin yaşamını yitirdiğini,  6 milyon Suriyelinin ülke dışına çıkmak zorunda kaldığını, başta Avrupa olmak üzere başka ülkelerde yaşama umudu arayan Suriyelilerin Ege ve Akdeniz’in sularında boğulduğunu, mülteci konumuna düşen Suriyelilerin ise sığındıkları ülkelerde güvencesiz koşullarda ve karın tokluğuna bir ücretle çalışarak iş cinayetleriyle burun buruna geldiğini aktardı.

Savaşın Türkiye’ye maliyetinin 37 miyar doları bulduğunu aktaran Başkan Öztürk, emperyalistlerin asıl niyetinin barış değil, bölgenin kaynaklarını paylaşmak olduğunun çok açık bir biçimde görüldüğünü söyledi. Kazanan tarafta olsa bile emekçilerin, emperyalist savaşlarda her zaman bedel ödediğini belirten Başkan Öztürk, tüm dünya emekçilerinin barışı savunma gibi bir sorumluluğunun bulunduğunu ifade etti.

Ülkemizde durum, ekonomik göstergeler ve kriz
Yönetenler kabul etmeseler de ülkede bir ekonomik kriz yaşandığını, yaşanan işsizlik ve art arda yapılan zamlar nedeniyle emekçilerin yaşamının zorlaştığını belirten Başkan Öztürk, krizin iş yaşamına etkisinin de ücretsiz izin, saat başı çalışma gibi esnek uygulamalar ve kitlesel işten çıkarmalar olarak döndüğünü ifade etti.

Krizin en önemli nedenlerinden birisinin izlenen özelleştirme politikaları ile özel sektör yatırımları ve üretim yerine tüketime dayalı bir ekonomi modelinin izlenmesi olduğunu belirten Başkan Öztürk, son 16 yılda 60 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığını, bunun sonucunda da dışa bağımlılığın arttığını, çalışanların işsiz kaldığını, üreticinin de zor duruma düştüğünü dile getirdi.

TELEKOM örneğinde olduğu gibi bazı özelleştirmelerle devletin dolayısıyla da halkın borçlandırıldığını, tüm olumsuz sonuçlarına rağmen yakın dönemde 14 şeker fabrikasının daha itirazlara rağmen özelleştirme kapsamına alındığını, hazine garantili projeler ile betona yatırım yapıldığını, rantçı, özelleştirmeci bir anlayış nedeniyle de dış borç açığının büyüdüğünü böylece kriz noktasına gelindiğini ifade etti.

Başkan Öztürk, tüketime dayalı bir model yerine üretime dayalı bir modelin izlenmesinin şart olduğunu sözlerine ekledi.

Reform paketi, emekçiye daha fazla fedakarlık
Ekonomiyi düzeltmek adına Reform Paketi’nin devreye konulduğunu bunun için de emekçilerden daha fazla fedakârlık istendiğini belirten Başkan Öztürk, krizden çıkış yolunun ağır vergiler ve hakları gerileten düzenlemeler olamayacağını söyledi. 

Açıklanan ekonomi paketinde emekçiler lehine bir maddenin dahi bulunmadığını, işçinin elinde kalan son kazanımı olan kıdem tazminatının tasfiye edilmesi, zorunlu BES’le (Bireysel Emeklilik) birlikte maaşlardan yüzde 3 oranında kesinti yapılarak sermayeye ucuz kredi sağlanmasının amaçlandığını belirten Başkan Öztürk, hak kayıplarına yol açan bu tasarının kabul edilemeyeceğini dile getirdi.

Kıdem tazimatı hakkı, birlikte mücadele
1936’dan beri uygulanan, işçi sınıfının en önemli kazanımlarından olan Kıdem tazminatının fona aktarılmasının büyük hak kayıplarına yol açacağını belirten Başkan Öztürk, “Fon ile işçinin kıdem tazminatı alabilmesi süre şartına bağlanacak, mevcutta bir yılı dolduran işçi kıdem tazminatı alabilecekken fon ile 15 yıl beklemek zorunda kalacak. Fonun akıbeti de belirsiz olacak. İşsizlik sigorta fonunda biriken paranın nasıl kullanıldığını gördük. İşçinin işsiz kalması durumunda geçimini sağlayabilmesi amacıyla kurulan İşsizlik Sigortası Fonu amacı dışında kullanılarak 11 milyar lira üç kamu bankasına aktarıldı. İşsizlik fonunda geçen yıl yaklaşık 35 milyar lira gelir elde edildi, toplam fon büyüklüğü 127.6 milyar oldu. Ancak bu fondan işsizlere 5.8 milyar ödenirken işverene 17.4 milyar ödendi. Yani fona giren her 100 liranın yarısı işverene aktarıldı. Kıdem tazminatını da fona aktararak aynı akıbete uğratmak istiyorlar” dedi.

Genel Başkan Öztürk, mevcut hakları geriye götüren bu tasarıya karşı sendikalı-sendikasız tüm işçileri aydınlatan, tüm işçileri işin içine katan bir çalışma ile hiçbir taviz vermeden bedeli ne olursa olsun tüm emek örgütleri ile birlikte mücadele verilmesi gerektiğini söyledi.

‘Demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakları olmaz’
Bundan 3 yıl önce ülkemizde bir darbe girişimi yaşandığını, başta sendikamız olmak üzere tüm sendikaların ve emekçilerin bu kalkışmaya karşı çıktığını ve açık tavır aldığını belirten Başkan Öztürk, “Ülkemizde yaşanan 15 Temmuz darbe girişimine karşı tutum aldık, lanetledik. Çünkü bizler geçmişte yaşanan darbelerle ülkenin nasıl karanlığa gömüldüğünü, hak ve özgürlüklerin nasıl geriletildiğini biliyoruz bu nedenle darbe ve darbecilerin karşısında olduk. Ancak hepimizin beklentisi şuydu; askeri vesayet gerileyecek yeni bir demokrasi rüzgârı esecekti. Fakat bunun yerine daha baskıcı bir politika izlendi, mitingler yasaklandı 200 bine yakın işçinin grevi engellendi. Böylece anti demokratik uygulamalar devreye konuldu, işçilerin en temel hakkı olan, aynı zamanda işverene karşı en güçlü silahı olan grev hakkı elinden alındı. Söz söyleme hakkı engellendi” dedi.
Demokrasinin olmadığı yerde emeğin haklarının da olamayacağını belirten Başkan Öztürk, emekçiler demokrasi mücadelesi vermek zorunda olduğunu söyledi.

Şube Başkanı Kılıçdoğan’ın Durumu
Sendikal mücadele yürüten sendikacıların cezaevine konulduğunu, sendikal faaliyeti nedeniyle hapis cezasına çarptırılan şube başkanı Nurettin Kılıçdoğan’ın 2,5 yıldan beri cezaevinde olduğunu aktaran Başkan Öztürk, adil olmayan, hukuka aykırı bu karar karşısında sendikamızın mücadeleyi bırakmadığını söyledi. Şube yöneticilerimiz hakkında hapis cezası veren hâkimlerin paralel örgüte üye oldukları gerekçesiyle meslekten el çektirildiği dolayısıyla yargılamanın bağımsız hukukçular tarafından yeniden yapılması için başvuru yapıldığını ancak bu başvurunun reddedildiğini belirten Başkan Öztürk, bunun üzerine dosyanın AİHM’ye taşındığını ifade etti.
Şube başkanımıza verilen hapis cezasının bütün bir sendikacılık faaliyetine yönelik olduğunu belirten Başkan Öztürk, baskılara rağmen sendikamızın mücadeleden geri durmadığını, işçilerin hak ve çıkarlarını ilerletme faaliyetini sürdürmeye devam ettiğini söyledi.

Önümüzdeki 1 Mayıs’ta da alanlarda olunacağını belirten Başkan Öztürk, kıdem tazminatı gaspına, emeklilik hakkı ve ağır vergilere ilişkin sorunlar ve taleplerin gür bir şekilde dile getirileceğini ifade etti.

Örgütlenme önünde engeller, sendikamızın faaliyetleri
Örgütlenme önündeki engellere rağmen mücadelesini ilerleten sendikamızın, üye sayısını son 4 yılda yüzde 60 oranında arttırdığını belirten Başkan Öztürk, geride bırakılan dört yıla ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

Sendikamızın bu dönemde Aras Kargo, DHL Express ve Me-Par işyerlerinde bütün engellenmelere rağmen örgütlenip TİS bağıtladığını, UPS ve DHL mücadelelerinde olduğu gibi yeni yerlerin örgütlenmesinde de ambar, kargo ve araç muayene işyerlerindeki üyelerin yanı sıra uluslararası işçi örgütleri ve tüm dünyadan işçilerin desteği ile kazandığını söyledi.

Yeni katılan üyelere teşekkür

Başkan Öztürk, adli sistemde yaşanan aksaklıklar ve uzayan hukuk sürecine rağmen 4 yıl boyunca, birliğini bozmadan, sabırla toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını bekleyen Aras Kargo üyelerine; yine işverenin itirazı nedeniyle hukuksal sürecin sonuçlanmasını sabırla ve dirençle bekleyen Me-Par işyeri üyelerine ve DHL Express üyeleri ile 556 gün boyunca çıkarıldıkları işyeri önünde direnişini sürdüren işçilere teşekkür etti.

‘Evinize hoş geldiniz’
İstanbul Topkapı Nakliyat Ambarlarında 2002’de yaşanan bir provokasyon nedeniyle başka bir sendikaya geçmek zorunda kalan, gelinen süreçte de ambar işyerlerinin taşınmasıyla örgütsüz duruma düşen ve 87-89 grevleriyle elde ettikleri kazanımlarını kaybeden ambar işçisi üyelerin yeniden yuvaları TÜMTİS’e döndüğünü, yakın dönemde yaklaşık 30 ambar işyerinin sendikamızın çatısı altında birleştiğini belirten Başkan Öztürk, bu üyelere hitaben “Evinize hoşgeldiniz” dedi.

Küresel sömürüye karşı enternasyonal dayanışma
Uluslararası sermayenin sömürüsünü herhangi bir dolaylı yola gerek duymadan sürdürdüğünü, gittiği ülkelerde örgütlenme karşıtı yasalardan faydalandığını belirten Başkan Öztürk, uluslararası sermayenin sömürüsüne karşı sendikamızın enternasyonal dayanışmayı öne çıkardığını ifade etti. Uluslararası sermayenin sömürüsüne karşı uluslararası dayanışmanın zorunlu olduğunu belirten Başkan Öztürk, sendikamızın, UPS ve DHL firmasında örgütlenmesini, örneği az bulunur bir sendikal dayanışma ile sonuca ulaştırdığını söyledi.

Kolektif mücadele ile kazandık
Sendikamızın en önemli özelliklerinden birisinin üyesiyle ve temsilcisiyle herkesin kendisini bir profesyonel yönetici gibi hissederek mücadeleye omuz vermesi olduğunu, ambar işçisi üyelerin ekmeğini bölüşerek direniş ve örgütlenmelere destek verdiğini, bugün diğer kargoların örgütlenkesinde de UPS ve DHL işçileriyle aynı geleneğin sürdürüldüğünü belirten Başkan Öztürk, bu dayanışma ruhunun kaybedilmemesi gerektiğini söyledi.

“Biz kolektif bir mücadele ile kazandık” diyen Başkan Öztürk sendikamız etrafında kenetlenen tüm üyelere teşekkür etti.

Genel Başkan Kenan Öztürk yeni dönemde sendikamızın kazanımlarını koruyarak mücadelesini ilerletmeye devam edeceğini, sendikasız ve örgütsüz durumda bulunan, günde 14-16 saat, acımasız rekabet koşulları altında ter döken işçilerin de sendikal haklarına kavuşması için çalışmasını yürüteceğini, bunun için de hiçbir fedakârlıktan kaçınılmayacağını belirterek konuşmasını tamamladı.

 

KONUKLARIN KONUŞMALARI
Konukların tanıtımından sonra CHP İstanbul Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Turan Aydoğan ile CHP 26. Dönem İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, ITF Kara ve Demiryolları Taşımacılık Bölüm Sorumlusu Deniz Akdoğan genel kurula hitap ederek başarı temennisinde bulundular.

Emek en yüce değer
Milletvekili Mahmut Tanal yaptığı konuşmada, emeğin en yüce değer olduğunu belirterek emeğin mücadelesinin desteklenmesi gerektiğini söyledi. ‘Sosyal devlet’ vurgusunun önemli olduğunu ve demokrasinin vazgeçilmezleri arasında olduğunu belirten Tanal, kıdem tazminatının çalışanlar için iş güvencesi olduğunu, fona devrinin hak kayıplarına yol açacağını, gerek kıdem tazimatı gerekse çalışanların refahını ilgilendiren her konuda parlamentoda ve alanlarda emekçilerle yan yana olmaya devam edileceğini ifade etti.

 

Üretenlerin parlamentoda temsili

Milletvekili Turan Aydoğan da güçlü parlamentonun çeşitliliğin ve renkliliğin temsili ile mümkün olacağını, üretenlerin de temsilinin önemli olduğunu vurguladı. Milli gelir, asgari ücret konusuna da değen Aydoğan, adil paylaşımın muhakkak gerekli olduğunu ifade etti. 3 milyon civarında Suriyeli ve çeşitli yerlerden gelen göçmenlerin çalışma hayatına katılmasının halklar arasında sorun çıkarır hale geldiğini belirten Aydoğan, “halklar kardeştir en çok da üretenler kardeştir” dedi.

Aydoğan, emek mücadelesinin özgürlük ve adalet mücadelesinin çıkış noktası olduğunu söyledi.

Orantısız sosyal adalet kabul edilemez

Milletvekili Yakup Akkaya da eski bir sendika başkanı olarak 25 yıldan bu yana TÜMTİS’i tanıdığını belirterek, “Sendikanızla ne kadar gurur duysanız azdır. Alkışı hak eden bir sendika anlayışı var, mücadeleci ve aldığı kararların arkasında duran bir sendika ve bedel ödemiş bir sendika” diyerek cezaevinde bulunan şube başkanı Nurettin Kılıçdoğan’a selam iletti.

Türkiye’de çalışma hayatının son yıllarda değişim içinde olduğunu belirten Akkaya, sanayi devrimiyle birlikte endüstride 3 evreden geçirildiğini şu anda ise nano-teknoloji adı verilen 4’ücncü evrenin içinde bulunulduğunu, ülkemizin bundan önceki 3 evreyi kaçırdığını dördüncüsünü ise izlenen yanlış politikalar nedeniyle kaçırmak üzere olduğunu ifade etti. Ülkemizdeki işsizliğin en önemli nedenlerinden birisinin teknolojiye yeterince yakınlaşamamasından kaynaklandığını belirten Akkaya, bir yandan resmi olmayan rakamlara göre 10 milyona yakın işsiz bulunduğunu, öte yandan yetenekli işgücünde eksiklerin olduğunu; Devlet Planlama Teşkilatı’nın kapatılmasıyla planlı ekonomiye geçilemediğini ifade etti.

2019’un aynı zamanda ILO’nun 100. Yıl dönümü olduğunu, ILO’nun 1. Dünya Savaşı bitiminde 1944 yılında Amerika’da yaptığı toplantının sonuç bildirgesinde ‘kalıcı barış için sosyal adalet sağlanmalıdır’ şeklindeki sonuç kararına da değinen Akkaya, günümüz Türkiye’sinde sosyal adaletin olmadığını gelir dağılımında büyük farklar yaşandığını ifade etti.

“Orantısız sosyal adaletin olduğu yerde elbette barış olmaz. Çalışma barışının olmadığı yerde toplumsal barış olmaz, onun için örgütlenmeliyiz” diyen Akkaya, ithalata dayalı bir model yerine üretime dayalı bir modelin izlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

‘Mücadele alanlarında yan yana olacağız’

KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de birlikte mücadele vurgusu yaptı. Derin sorunlarla 1 Mayıs’a gidildiğini, krizin sonuçlarının emekçilerin yaşamını etkilediğini, kazanılmış hakların da tehlike altında olduğunu belirten Gezen, “Krizi biz yaratmadık yüzde 1 yarattı, dolayısıyla bedelini biz ödemeyeceğiz ve bu kararlılıkla sizlerle yan yana olmaya devam edeceğiz” dedi.

İki yıllık OHAL döneminde çıkarılan 35 kararname ile 140 bine yakın insanın işinden edildiğini; provizyonlarına kırmızı işaret konulması dolayısıyla da çalışma haklarının engellendiğini belirten Gezen, KESK’in bu durumda bulunan 4.500 üyesine maddi ve manevi destek verdiğini söyledi.

Emeklilik sisteminde yeni düzenlemeler ile Kıdem tazimatının yeniden gündeme getirilmesine de değinen Gezen, Kıdem tazminatının işçiler, sendikaları ve emek örgütleriyle tartışılması gereken bir konu olduğunu ve yan yana olunacağını söyledi.

20 milyon işçinin dayanışması

ITF Bölüm Sorumlusu Deniz Akdoğan dünya genelinde 20 milyon işçiyi temsil eden ITF adına kongreyi selamlayan konuşmasında, sendikamızın ITF’nin en aktif ve mücadeleci üyesi olduğunu, kargo firmalarındaki örgütlenme kampanyalarından birisi olan DHL örgütlenmesi sayesinde dünyada yarım milyon işçi çalıştıran şirketin ITF ile küresel bir anlaşma imzaladığını bu sayede de diğer ülke işçilerinin sendikal haklarını elde etmesinin yolunun açıldığını dile getirdi.

Başkan Nurettin Kılıçdoğan’ın özgürlüğüne kavuşması için yapılan girişimlere de değinen Akdoğan bu çabaların sonuçsuz kalmasından duyduğu burukluğu dile getirdi. Buna ilişkin mücadeleyi bırakmayacaklarını belirten Akdoğan sendikamızla dayanışmanın bundan sonra da devam edeceğini ifade etti.

MESAJLAR

Türk-İş Konfederasyonumuzun Genel Başkanı Ergün Atalay ile Türk-İş Genel Sekreteri -Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri-Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Türk-İş Genel Mali Sekreteri-Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, Tes İş Sendikası Genel Başkanı Ersin Akma, Toleyis Sendikası Genel Başkanı Cemail Bakındı, Türk Harb İş Sendikası Genel Başkanı Bayram Bozal, BASS Sendikası Genel Başkanı Turgut Yılmaz, BASS Sendikası Genel Sekreteri Mustafa Eren,  UİD-DER (Uluslararası İşçi Dayanışma Derneği),  ITF (Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu) Genel Sekreteri Stephen Cotton ve cezaevinde bulunan Ankara Şubemizin Başkanı Nurettin Kılıçdoğan’ın gönderdikleri kongre ile dayanışma mesajları okundu.

ITF Genel Sekreteri Stephen Cotton’un mesajı;

18,5 milyon ulaştırma işçisi adına size bu dayanışma mesajını göndermekten büyük bir gurur duyuyorum. TÜMTİS, ITF’e Türkiye’den üye olan ilk ulaştırma sendikasıdır. Biz onların tarihiyle, örgütlenme gündemleriyle, DHL’e ve kargo ve lojistik sektöründeki diğer önemli oyunculara karşı yürüttükleri kampanyalarla gurur duyuyoruz. TÜMTİS, büyük zorluklara karşı gerçek bir liderlik göstermiştir. ITF’de bizler, Türkiye’de bir sendika önderi olmanın çok zorlu ve potansiyel olarak tehlikeli bir iş olduğunun bilincindeyiz. Üye sayınızdaki artışla, örgütlenme kampanyalarıyla, TÜMTİS’in sergilediği duruş ve dayanışma eylemlerine verdiği destekle gurur duyuyoruz. Dolayısıyla, kardeşlerim, sizlere başarılı bir kongre diliyorum ve verdiğiniz tüm destek için teşekkür ediyorum!

Cezaevinde bulunan Ankara Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan’ın mesajı:

30’uncu Olağan Genel Kurulumuzu işçilerin ve emekçilerin haklarına yönelik saldırıların yaşandığı, buna karşın emekçilerin de mücadeleyi bırakmadığı koşullarda topluyoruz. 70 yıllık mücadele tarihine, taşıma işçilerinin örgütlenmesi ve bilinçlenmesi anlamında önemli işler sığdıran sendikamız TÜMTİS, bugün de yol göstermeye devam ediyor. Bundan sonra da aynı mücadele kararlığı ile taşıma işçilerinin öncüsü olmaya devam edecektir ve aynı zamanda emek hareketinin önemli bir bileşeni olarak mücadelesini sürdürecektir.
Bizler, sendikal faaliyetimiz nedeniyle hapsedildik ancak işçi sınıfına olan bağlılığımızı ve inancımızı asla yitirmedik. Duvarların arkasında olsak da yüreğimiz grev, direniş ve mücadele alanlarında atıyor. 1 Mayıs’ı karşıladığımız bu günlerde kongremizin toplanıyor olması ayrıca önemli. Bu vesileyle tüm işçilerin 1 Mayısı kutlu olsun! Hepinizi en derin duygularımla selamlıyor, gelecek güzel günlere olan inancım, mücadele coşkusu ve kararlığı ile Genel Kurulumuza başarılar diliyorum.

Ayrıca çok sayıda sendika tarafından gönderilen çelenkle genel kurulumuz ile dayanışma içinde olundu.

DELEGELERİN KONUŞMALARI
Raporların kabul edilmesinden sonra delegelerin konuşmalarına geçildi.

Kargolarda zoru başardık

Bu oturumda ilk sözü alan UPS Lojistik işyeri temsilcimiz Olgun Ballıkaya örgütlenmenin önemine ve aynı zamanda zorluklarına değindi. ‘Kargo sektöründe sendika olmaz’ denilen bir dönemde UPS ve DHL örgütlenmelerinin başarıldığını, bu örgütlenmeler ile çalışma saatleri, iş koşulları ve görülen muamele anlamında kargolarda yeni bir dönemin başladığını ve sendika sayesinde kargo işçilerinin söz ve karar sahibi olduğunu belirtti. 10 yıldır sendika üyesi olduğunu belirten Ballıkaya işin sadece sendikalı olmakla bitmediğini kazanılmış hakları korumanın da önemli bir görev olduğunu söyledi.

Reform paketi ile yeni saldırıların gündemde olduğu bir dönemde kongrenin toplanmış olmasının önemine de değinen Ballıkaya, işçinin yıpranan bedeninin ve alın terinin karşılığı olan kıdem tazminatı gaspına, iş cinayetlerine karşı 1 Mayıs’a birlikte ve güçlü katılım çağrısı yaptı.

Çalışmalara aktif katılmalıyız

DHL Lojistik işyeri temsilcisi Erdal Terhan da yaptığı konuşmada, kıdem tazminatının korunmasına ilişkin örgütlü-örgütsüz tüm işçilerin mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Sendikamız uzun direnişler sonucunda kargolarda örgütlenmeyi başardığını ancak işin bununla bitmediğini, örgütsüz işyerlerinde düşük ücret ve ağır çalışma koşullarını değiştirmeye dönük mücadelenin de sürdüğünü ve bu çalışmaya tüm delegelerin daha yoğun ve aktif katılım sağlanması gerektiğini söyledi. Direniş ve örgütlenmelerin aynı zamanda üyeler için eğitim alanı olduğunu belirten Terhan, hak gasplarına karşı 1 Mayıs’a güçlü katılım çağrısı yaptı.

YÖNETİCİLERİN KONUŞMALARI

Birlikte başardıkDaha sonra söz alan Genel Örgütlenme Sekreteri Muharrem Yıldım, 4 yılın değerlendirmesini yaparak yeni dönemin hedeflerinden söz etti. Sendikamızın ambarlarla başlayan yolculuğunun bugün kargo ve araç muayene işyerlerini içine katarak devam ettiğini belirten Yıldırım, bu mücadelenin öncüsü olan ambar işçisi üyelere teşekkür etti.
Sektörün içinde bulunduğu durum ve örgütlenme olanaklarına değinen Yıldırım, işkolu barajı ve işvene tanınan itiraz hakkının örgütlenme önünde engel oluşturduğunu, 770 bin işçinin çalıştığı işkolumuzda, dağınık işyerleri bulunduğunu, kölelik koşullarını aratmayan uzun çalışma saatlerinin uygulandığını söyledi. 482 gün süren bir direnişin ardından başarıya ulaşan UPS kargo örgütlenmesinin sonuçlarına değinen Yıldırım, bu örgütlenme ile işçilerin kaygılarını bir kenara bırakarak yeniden güven kazandıklarını söyledi.

UPS örgütlenmesinden edinilen tecrübeler ışığında DHL’de örgütlenme yapıldığını ve zorlu bir mücadelenin ardından toplu sözleşme bağıtlandığını anlatan Yıldırım; aynı dönemde sendikamızın TÜVTÜRK’e bağlı Karadeniz ve Akdeniz bölgesindeki araç muayene istasyonlarında da TİS bağıtladığını aktardı.
Aras Kargo örgütlenmesini son yılların başarılı örgütlenmesi olarak değerlendiren Yıldırım, dört yıl süren sabırlı bir mücadelenin ardından 5 bin civarında üyenin sendikal haklarına kavuştuğunu söyledi.
“Övgüler ayağımızı yerden kesmemeli, önümüzde daha çok yol var ve örgütsüz durumda bulunan kargo ve ambar işyeri duruyor. Buralarda da başarmadan bize uyku yok. Önümüzde yeni görevler var. Kargolarda örgütlenme hayali birer birer gerçek oldu. Şimdi durmaya vaktimiz yok. Bisikletin üzerinde pedal çevirmeden durulamaz, biz daha çok çalışmak zorundayız” diye belirten Yıldırım, örgütsüz işyerlerinin örgütlenmesinin de en önemli görevlerden olduğunu söyledi.

Yıldırım, DHL Express direnişçisi işçilere yönelik olarak da “556 gün hiçbir şikâyet ve pişmanlık duymadan direniş yerine gelip, sürecin tıkandığı yerde de fedakârlık yaparak sözleşmenin yapılmasına katkı sunan bu arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.

Gücümüzü birliğimizden alıyoruz

Genel Sekreter Gürel Yılmaz da 70 yıllık bir çınarın 30 genel kurulunu topluyor olmaktan onur duyduklarını belirterek başladığı konuşmasında sendikamızın en temel özelliğinin bütün zor ve sıkıntılı anlarda bir çağrısı olduğunda bütün üyelerin ve yöneticilerin bahane göstermeden bu çağrıya uyma becerisini göstermek olduğunu söyledi.

Zorlu mücadeleler ve aynı zamanda başarılı örgütlenmelerle dolu bir 4 yıllık dönemin geçirildiğini, sendikamızın bu dönemde, taşımacılık sektöründe öneme sahip üç işyerlerini daha sendikalı bir seviyeye kavuştuğunu belirten Yılmaz, “Geçen genel kurulda sendikamızın üye sayısını artırmayı hedeflemiştik, bu hedefe ulaşmanın önemli adımlarını attık. Bugün Aras Kargo’dan, DHL Express ve Me-Par işyerlerinden yeni üyeler aramızda. Bu işyerleri uzun soluklu bir mücadelenin sonucunda sendikalı çalışma düzenine kavuştular. Bu başarı hepimizin ortak başarısıdır” dedi.

Bu başarının altında büyük fedakârlıkların yattığını belirten Yılmaz, önümüzdeki dönem, sendikasız ve güvencesiz koşullarda çalışan kargo, araç çeker ve uzun araç şoförlerinin örgütlenmesi için de aynı bilinç ve sorumlulukla hareket edileceğini söyledi.

Fon’a devredilmesi gündemde olan Kıdem Tazminatı hakkı ve çalışma yaşamına ilişkin diğer sorunların dile getirilmesi anlamında 1 Mayıs’ın önemli bir mücadele alanı olduğunu belirten Yılmaz, güçlü ve birlikte mücadele çağrısı yaparak konuşmasını tamamladı.

SEÇİMLER YAPILDI
İki gün süren kongrenin ikinci gününde seçimler yapıldı. Tek liste ile gidilen seçimlerde Genel Başkanlığa Kenan Öztürk yeniden seçilirken, Genel Sekreterlik görevine Gürel Yılmaz, Genel Mali Sekreterliğe Seyfi Erez, Genel Örgütlenme Sekreterliğine Muharrem Yıldırım, Genel Eğitim Sekreterliğine Ersin Türkmen seçildi. Diğer organlar şu şekilde oluştu;
Merkez Yönetim Kurulu Üyelikleri; Şükrü Günseli, Özdemir Aslan, Halil Çekin, Haydar Arslan.
Merkez Denetleme Kurulu Üyelikleri; Ali Rıza Atik, Birol Gündüz, Süleyman Ballıkaya.
Merkez Disiplin Kurulu Üyelikleri; Savaş Gürkan, Mehmet Hanifi Bayrak, Abdülhakim İpek.

Kongremiz, hakları için mücadele veren DHL Express Güney Kore işçilerine destek ve dayanışma mesajı gönderdi.

GENEL KURULDAN KARELER (Not: Fotoğrafı büyütmek için üzerine tıklayınız)