YOKSULLUK ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ARTTIRIYOR; İKİ MİLYON ÇOCUK İŞÇİ

Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde Türkiye’de iç karartan tablo; iki milyon çocuk işçi


İktidarın yoksullaştırdığı Türkiye’de, eğitim politikalarıyla teşvik edilen çocuk işçiliği korkutucu boyutlara ulaştı. Verilere göre 3 milyona yakın öğrenci örgün eğitimin dışında. DİSK’in araştırması 2 milyona yakın çocuk işçi olduğunu ortaya koydu. ILO ise dünyada 138 milyon çocuk işçi bulunduğunu açıkladı. Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde Türkiye’nin karnesi zayıf Yoksulluk çocuk işçiliği artırıyor ‘Eğitim sermaye yararına işliyor’ Milyonlarca çocuk haklarından mahrum

TÜRKİYE’DE çocuk işçiliğindeki artış durdurulamazken iktidarın ekonomi ve eğitim politikaları da bu artışı hızlandırıyor. Ekonomideki yoksullaşma ve iktidarın mesleki eğitim uygulaması çocukları örgün eğitimden uzaklaştırıyor. Bu kapsamda Türkiye; Dünya Çocuk işçiliğiyle Mücadele Günü’nü ise kötü bir karneyle tamamladı. Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) “2023-2024 Örgün Eğitim istatistiklerimde bir önceki yıla göre örgün eğitimde olmayan çocuk sayısında artış yaşandı. İstatistiklere göre örgün eğitimde olmayan çocuk sayısı; ilkokul çağında 223 bin, ortaokul çağında 500 bin ve lise çağında 797 bin kayıtlı olmayanlar ile açıköğretime kayıtlıl milyon 75 bin ve mesleki eğitim merkezlerine (MESEM) kayıtlı 335 bin 956 öğrenciyle 2 milyon 982 bini buluyor.

Eğitimden uzaklaşan çocuklara yönelik MEB istatistiklerinin yanı sıra; açıkladığı verilerle tartışılan TÜİK bile Türkiye’de çocuk işçiliğinin olduğunu gizleyemiyor. TÜİK’in verilerine göre; 2024’de çalıştırılan çocuk sayısı 869 bine yükselirken iş Sağlığı ve İş Güvenliği (İSIG) Meclisi’nin verilerine göre sadece 2024 yılında 71 çocuk çalıştırılırken yaşamını yitirdi.

Bu alanda çalışmalarıyla bilinen ve “Sınıfın Görünmeyenleri Mülteci Çocuk İşçiler” kitabının yazarı Özgür Hüseyin Akış çocuk işçiliğini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Akış TÜİK’in verilerinde Türkiyedeki sığınmacı, sokakta ve tarımda çalışan çocukların olmadığını belirterek, “DİSK 2 milyona yakın çocuk işçi olduğunu belirtmişti. Gerçek verilerin açıklanmamasının nedeni; bir mücadele politikasının olmadığının göstergesi. Aylık 5 ila 10 arası çocuk iş kazasıyla yaşamını yitiriyor. Bu İSİG meclisinin verisi, daha fazla olduğu kesin” dedi. Sığınmacı çocuklara ilişkin Akış şöyle konuştu: “Özellikle mülteci çocuklar tekstil sektöründe yoğunluklu olarak çalışmaya başladı. Gaziantep bölgesi bunun en belirgin yeri. AKP’nin yanlış dış politikasını eleştirmeden mülteci sorununa bakıyoruz. Mültecilik sonuç, savaş sebeptir, AKP yayılımcı politikalarla cihatçı grupları desteklemeseydi savaş çıkmazdı”

MESEM’ler üzerinden süren çocuk işçiliğine de değinen Akış; “Çocuklar çalışırken hem zihinsel hem fiziksel kontrol sağlayamadıkları için iş cinayetleri yaşanıyor. Aslında gelecek kaygısıyla MESEM’lere gidiyorlar. Temel neden yoksulluk. Çocuk işçiliği tercih değil, bir zorunluluk” diye konuştu. Eğitimdeki gerici uygulamalarla gündeme gelen ÇEDES projesinin de çocuk işçiliğe neden olduğunu belirten Akış; “Kaderci, şükürcü bir kuşak, itaatkar, itiraz etmeyen bir işçiler modeli yaratmaya çalışılıyor” dedi.

Uluslararası Çalışma Örgütü ve UNlCEF’in yayımladığı raporda, 2024’te yaklaşık 138 milyon çocuk işçi bulunduğu kaydedildi. Bunların yaklaşık 54 milyonu, sağlıklarını, güvenliklerini veya gelişimlerini tehlikeye atabilecek tehlikeli işlerde çalışıyor. Milyonlarca çocuğun hâlâ çocuk olma hakkından mahrum bırakıldığını ortaya koyan raporda hükümetlere; “Yetişkinler ve gençler için insana yakışır işleri garanti altına alın; sendikal hakları ve çıkarlarını savunma haklarını koruyun” çağrısında bulunuldu.

BARODAN MESEM İLE MÜCADELE KİTAPÇIĞI İSTANBUL

Barosu Çocuk Hakları Merkezi İse MESEM’lerdeki çocuklara yönelik hak gasplarına karşı “Aileler ve uygulayıcılar için MESEM öğrencilerinin hak arama rehberi” ve “MESEM öğrencileri hak arama rehberi” kitapçıkları hazırladı.

Eğitim-iş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” nedeniyle yazılı açıklama yayımladı. Özbay, anayasanın 41. maddesindeki, “Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır”, 50. maddesindeki “Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz” hükümlerle çocukların istismardan korunmasını güvence altına aldığını anımsattı. Özbay, “Milli Eğitim Bakanlığı, politikalarını çocukların ve ülkenin yararına değil, sermayenin talepleri doğrultusunda şekillendirmekte; sermayenin ucuz işgücü ihtiyacını karşılamak adına zorunlu eğitimin süresini dahi tartışmaya açmaktadır” açıklamasında bulundu.

Kaynak: Cumhuriyet