DHL Türkiye’de temel haklarını kullanarak sendikaya üye olan işçilerin haklı direnişlerinin 143. gününde, DHL Almanya’da örgütlü olan Ver.di sendikası delegasyonu direniş alanına bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret sonrasında yapılan basın açıklamasına sendikamız genel başkanı Kenan Öztürk ve merkez yöneticileri yanı sıra Deri-İş genel başkanı Musa Servi ve merkez yönetimi, Petrol-İş İstanbul Şube yönetimi, Haber-İş İstanbul 1 Nolu Şube yönetimi, Belediye-İş İtfaiye Şube yönetimi, Emep, TKP, BDSP ve UİDDER gibi siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri de katılarak destek verdi.
Almanya’da 2 milyondan fazla işçinin örgütlü olduğu Ver.di sendikası merkez yönetiminden Stephan Teuscher “DHL Türkiye işçileri 143 gündür burada haklı direnişlerini sürdürüyor, bizler de onları yerinde desteklemek için geldik. Bir Alman şirketi olan DHL’nin işçilerin temel hakkı olan sendikalaşma hakkını tanımamalarını şiddetle kınıyoruz. Almanya’da işçiler hiçbir sorun yaşamadan sendikaya üye olabiliyor, bu temel haklarını kullanabiliyor. Ancak burada durumun aynı olmaması bizi gerçekten öfkelendirdi. ITF (Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu) ile birlikte hazırlanan rapor da bu yapılan haksızlığı gözler önüne seriyor ve raporun başlığı da tam burada DHL yönetiminin uygulamalarına uygun: ‘Saldırgan ve Hukuk Tanımaz’” dedi.
DHL Türkiye’nin sendika düşmanı tavrının yerel bir sorun değil, Almanya genel merkezinin de içinde olduğu bir durum olduğunu belirten Teuscher, “Asıl sendika düşmanlığı yapan küresel DHL şirketi yöneticileridir. İşçi arkadaşları işten çıkararak diğer işçi arkadaşlara sizi de çıkarırız mesajı verip korku kültürü oluşturmaya çalışıyor. Yani bir dünya şirketi işçiler üzerinde oluşturulan korku kültürüne katkı sağlıyor. Biz Ver.di olarak buna izin vermeyeceğiz. Korku ve tehdit ile dünyanın hiçbir yerinde hiçbir işveren başarıya ulaşamamıştır. UPS örneğinde karşılaştığımız durum buydu. UPS’ sendika geldi, iş yerine huzur geldi. DHL Türkiye’de de huzur ancak sendikal haklar kazanıldıktan sonra gelecektir. DHL Almanya ile konuştuğumuzda biz Türkiye hukukuna uygun davranıyoruz diyor. Buradan soruyoruz, Türkiye hukukunda işçi tehdit etmek yasal mıdır? Almanya’da DHL işçileri nasıl korku ve tehdit olmadan sendikal haklarını kullanabiliyorlarsa burada da kullanabilmelidirler. DHL işçilerin temel hakkına, çalışma onurunu saygı göstermezse, başı sadece TÜMTİS ile değil bizimle de derde girecektir” diyerek sözlerini tamamladı.
Alman Posta Şirketi işyeri temsilcisi Thomas Koczelnik ise “Alman Posta Şirketinde çalışan 230000 üzerinde işçi arkadaşımdan en sıcak dayanışma selamlarını getirdim. İş yeri temsilcileri olarak DHL Türkiye’nin uygulamalarını öfke ve şaşkınlık ile takip ediyoruz. Nasıl olur da işçileri işten çıkarıp, üzerlerinde baskı kurarlar? DHL şirketi dünya çapında örgütlenmiş olabilir ama biz de dünya çapında bir federasyonda ITF (Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu) örgütlüyüz. Biz de onlara bütün dünyada kafa tutabilecek güçteyiz. İşverene karşı tek tek güçsüz olabiliriz ancak hep birlikte olduğumuzda her zaman kazanan biz olacağız. Sonunda TÜMTİS ile toplu sözleşme gerçekleştirilecek ve DHL Türkiye işçileri iyi çalışma koşullarına sahip olacaktır” dedi.
Sendikamız genel başkanı Kenan Öztürk ise, “İşverenin bütün oyunlarına rağmen mücadelemiz devam ediyor. Türkiye’de kanunlar antidemokratik, işçi ve sendika düşmanıdır. Ancak bu kötü ve sendikal hakları korumaktan aciz kanunlar dahi işçiye tehdidi ve sendikal nedenli işten çıkarmaları kesinlikle yasaklamıştır. Dünyanın her yerinde gün geçtikçe mücadelemiz daha da büyüyor. Uluslararası dayanışma ve destek ile kazanan DHL değil, mücadele eden işçiler olacaktır. Sadece dışarıda değil, çalışan işçiler arasında da dayanışma devam ediyor, işçiler sendikasına sahip çıkıyor. Şimdiye kadar sonuçlanan işe iade davalarında da DHL işvereninin işten çıkarmaları hukuksuz bulundu. Amerikalı akademisyen John Logan raporu da DHL tarafından yapılan hukuksuz uygulamaları gözler önüne seriyor. DHL her gün teşhir oluyor. DHL Türkiye’nin işçilerin temel haklarına saygı göstermekten başka yolu yok. Geç olmadan harekete geçip, gerekeni yapmak durumundadırlar” dedi.
Öztürk konuşmasını herkese teşekkür ederek ve ziyaretin gücümüze güç kattığını belirterek tamamladı. Sloganların ardından basın açıklaması sona erdi.