Kadın emeğinin yoğun sömürüsüne, cinsiyet ayrımcılığına ve eşitsizliğe karşı bir mücadele günü olan 8 Mart, ağırlıklı olarak göçmenlerden oluşan dokuma işçisi kadınların ‘eşit işe eşit ücret’ ve eşit oy hakkı talep ettikleri mücadelelerine dayanıyor.
Bundan yaklaşık iki yüz yıl önce ABD’de başlayıp diğer ülkelere yayılan bu mücadeleler sayesinde kadınlar pek çok hak elde etmişlerdir.
Ne var ki sömürü, eşitsizlik ve ayrımcılık temelli sorunlar tümüyle yok olmamıştır. Dünyada savaşlar, göç, açlık ve yoksulluk, gelir adaletsizliği devam ederken bundan en çok kadınlar nasibini almaktadır. Yine çalışma yaşamındaki kuralsız, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri en çok kadın emeği üzerinden var olmaktadır.
Çalışma yaşamındaki sorunlar kadın erkek tüm işçileri etkilemektedir. Ne var ki geleneksel değerler ve toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle kadınlar, erkek işçilerin yaşadığı sorunlara ek olarak pek çok sorun ve sömürü biçimiyle karşı karşıya kalmaktadır.
8 Mart, kadınların mücadelesinde doğmuştur ve bugün de kadınların karşı karşıya kaldığı cinsel şiddete, sosyal ve ekonomik adaletsizliğe karşı mücadeleyi ve dayanışmayı ifade eden bir gün olma özelliğini sürdürmektedir.
Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık, ev işleri, çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi kamusal hizmetlerin kadının sırtına yüklenerek ekonomik yaşamın dışına itilmesi, güvencesiz ve esnek çalışma biçimleri ile kadın emeğinin değersizleştirilmesi bugün hala en önemli sorunların başında gelmektedir.
Tüm bu sorunların aşıldığı, daha özgür, adil ve eşit bir dünya yine kadınların aktif katılımı ve mücadelesi ile mümkün olacaktır.
Sömürüsüz ve şiddetsiz bir yaşam, insan onuruna yaraşır bir çalışma ortamının sağlanması için mücadele etmeye devam edeceğiz.
SAVAŞSIZ, SÖMÜRÜSÜZ VE ŞİDDETSİZ BİR DÜNYA; EŞİT, ADİL, İNSAN ONURUNA YARAŞIR ÇALIŞMA!
YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ!
YAŞASIN DAYANIŞMA!